62
Nefret ediyorum bu dilden.
Soyu tukensin, köküne kibrit suyu dökülsün.....
61
eğer böyle bir şeyse ben gidiyorum.
60
Bu dili hiç bir şekilde sevemedim neden bilmiyorum. İtici geliyor ve tüm insanlar bu dili konuşuyor çünkü ortak bir dil. Evrensel olmasaydı bildiklerimi bile unutmak isterdim.
59
konuşma dili ve dil bilgisi apayrı olan dil. doğuştan ingilizce konuşanlar bile bazı kelimelerin yazılışını bilemezken, türk insanının yazmasını beklemek bence hata.
türkçe'nin gözünü seveyim, söylendiği gibi yazılıyor namussuz. nası sevmem aq.
58
derdini anlatmış anam daha ne diyen zihniyetin bulaşmaması gereken dildir. Sanki sokakta advance seviyede hede hödö, aynı one minute zihniyeti adamla farkın ne şimdi?. Advance seviyede konuş birşeyide yarım bırakma.
57
27 senedir ingilizce öğrenen/konuşan, 10 senedir de öğretmeye çalışan biri olarak tavsiyelerim şunlardır:
- toefl, yds, ielts vs gibi sınavlara hazırlanmıyorsanız ve amacınız sadece ingilizce konuşabilmek ise, asla gramer çalışmayın, öğrenmeyin. örnek: laleli esnafı.
- kelime ezberlemeyin; kalıp çalışın. örnek: hungry (acıkmış, aç) kelimesini ezberlemeye çalışmayın. gerektiğinde, mesela sofraya oturmak üzere olduğunuz zaman 'i am hungry' demelisiniz. tekdüzeliğe düşmemek ve sıkılmamak için, kalıpları, anlamları aynı kalacak şekilde değiştirin. sözlükten, çok acıkmak, kurt gibi acıkmak anlamına gelen 'starve' fiilini bulun ve cümlenizi 'i am starving' (kurt gibi açım, açlıktan ölüyorum) olarak değiştirin. bu tekniği, hayatın birçok alanında uygulamaya çalışın.
- yurtdışında ingilizce eğitimi alacaksanız, ana dili farklı olan bir ülkeye (örneğin, malta'ya falan) ya da türklerin yoğun olarak bulundukları lokasyonlara gitmeyin. londra'da üç aylık bir eğitim, türkiye'de bir yabancı dil kursundaki üç senelik
yoğunlaştırılmış eğitimden daha iyidir.
- seviyenize uygun ve sesli bir hikaye kitabı alın. başlangıçta sadece dinleyin; sonra, aynı cümleyi sesli bir şekilde tekrar edin. telaffuzunuzu benzetmeye çalışın. anlamadığınız birçok kelime/cümle çıkacaktır karşınıza. sorun değil; ikinci aşamada, sözlük yardımıyla (translate değil), bilmediğiniz kelimeleri bularak kitabın sayfalarına notlar alın. cümleleri anlamaya başladıkça, bunun bir tiyatro oyunu olduğunu düşünerek, kitaptaki cümlelerle prova yapın.
- kendinize güvendiğiniz noktada, bir mektup arkadaşı (pen pal) edinin. mümkünse, e-mail yerine, gerçek mektuplarla iletişime geçebileceğiniz birisi olsun.
- ilginizi çeken bir film/dizi varsa, altyazılı olarak izleyin. aynı bölümü defalarca izleyin. örnek; seinfeld dizisinin bütün sezonlarını defalarca izledim. dizideki karakterlerin konuşma biçimlerine hakim oldum ve zaman zaman, diziyi izlerken notlar bile aldım. günlük hayatta işime yarayabilecek kalıpları bir kenara kaydettim. replikleri/kalıpları çalıştım. böylece, kulak aşinalığı kazanmış oldum.
- pratik yapmak için konuşabileceğiniz birisi olursa, harika olur. ancak, böyle birisi yoksa, kendi kendinize konuşun. ayna karşısına geçin, hatta duvarlarla konuşun.
- yatağa yattığınızda, uyumak için geçecek olan sürenin birkaç dakikasını ingilizce düşünmeye ayırın. basit cümleler olsa bile, bir-iki cümle kurmaya çalışın zihninizde. bir süre sonra, ingilizce rüyalar görmeye başlayacaksınız.
- hiçbir cümleyi küçümsemeyin: mesela, hava nasıl anlamına gelen 'what's the weather like?' kalıbı size basit bile geliyor olsa, hava durumunu merak ettiğiniz her zaman bu cümleyi kurun. gün içinde kullanılan cümlelerin zaten çoğu komplike olmaktan uzak kalıplardır. böylece, motivasyonunuzu üst düzeyde ve taze tutmuş olursunuz.
- çevrenizde, sizin ingilizce konuşmayı öğrenme çabanızı küçümseyebilecek kişiler olacaktır. hatta, 'ne oldu? bi cümle kurunca İngilizce dehası mı kesildin başımıza, lavuk?' tarzında şakalara maruz kalabilirsiniz. kulak asmayın.
- fazla radyasyona maruz kalmamak için, sadece arada bir (mesela haftada bir kez), telefonunuza yüklediğiniz bir ingilizce hikaye ya da makaleyi, yatarken dinleyin. siz uyuduktan sonra da devam etmesi için, mümkünse 30-45 dk. aralığında olsun. (yine de, bunun sağlığınız için sorun teşkil edebileceğini de unutmayın)
- yurt dışı eğitimini bir kenara koyarsak, diğer maddeleri, en az bir yıl boyunca, kısmen de olsa düzenli bir şekilde yaparsanız, ana dili ingilizce olan biriyle, bir tercümana/aracıya/ teknolojik bir aygıta ihtiyaç duymadan anlaşabilecek duruma gelebilirsiniz. tavsiyelerim, sadece konuşma İngilizcesi için geçerli olup, akademik manada geçerlilikleri yoktur.
56
şu an bana en lazım olan. hazırlıkta öğretilen ingilizceninde, terimsel ingilizceninde anasını atasını diye saydırasım var.
sözlükte ingilizcesine güvenen biri varsa, bana yardımcı olursa sevinirim.
52
almanca, latince ve iskandinav dillerinin karması olan dil. hiçbir mantığı olmayan kuralsızlıklar dili. ingilizler zamanında sömürgecilikte ilerlemese dönüp öğrenmeye değmez.
thanks sözcüğünü "thenks" diye okuyup aksan yapayım derken tükürükler saçmalar falan... "tenks" de geç işte.
bir de amerikalılar suya "votır" derken ingilizler "vota" diyor. dilinizi seveyim.
mom-mum, underground-subway gibi aksana göre değişen ama aynı kapıya çıkan sözcükler de cabası.
51
nasıl ki biz her şeyin önüne ''çok'' koymuyorsak adamların dili de öyle:
pbs.twimg.com/...
bir chapter atlatır bu.
49
ingilizlerin kullandığı dil.
45
ne kadar uğraşırsam uğraşayım konuşulanı anlayamadığım dil. belki amerikanlar hızlı konuştuğu içindir, kim bilir.
44
yıllar süren çabama rağmen bir türlü istediğim seviyeye gelemediğim dil. İngilizce bizler için bir lanet adeta, kim başımıza sardı bunu?
42
eğitim ve günlük hayatta daha çok kullandığımdan ötürü, türkçemde dehşetler ötesi anlatım bozuklukları yaratan dil oldu. çünkü insan ingilizce düşününce türkçeye çeviremiyor. bunu şey olsun diye demiyorum tam aksine çok rahatsızım bu durumdan.
41
hakim dildir.
dünyanın her yerinde bilen birisine rastlayabiliyorsun. artık ortak lisan pozisyonunda yani. bu da diğer toplumlarda asimilasyona sebebiyet veriyor, çünkü büyük buluşların ve büyük firmaların hemen hepsi amerikan ve ingiliz firmalarına ait. bu da bu dili güçlü kılan sebep zaten.
40
en çok konuşulan diller sıralamasında 2, en yaygın diller sıralamasında 1. sırada yer alan dil. dünyanın ortak dili konumunda. ülkemizde de bilinmesi, fakat zırt pırt kullanılmaması gerekmektedir. yani bilin ama türkçe kelimelerin arasına sıkıştırmayın. bir de bilmeyip de sempatisinden dolayı ön plana çıkarmaya çalışanlar var ki, işte ben onların amk.
39
98'den beri haşır neşir olduğum . İngilizce tonla makale ,ders kitabı ve benzeri ürün okuyabilmeme rağmen halen çözemediğim dil.
38
i.imgur.com/...
kalıplarını çok zorlamamak gereken.
↑