89
girip çıkmaktan yalama ettiğimiz hede. yoksa o mu bize?
88
Kedileşmeye başlayıp yaşlı amca olarak huylarınızın olduğu dönemdir. Bazen de tek kalmak istiyor insan. Uzun bir süre insandan kaçmak güzel oluyor. İlaçlar bi halta yaramıyor. Atlattığınız sey bir süre sonra kendiniz oluyorsunuz. Kendinizi ihmal etmeyin.
87
Bok gibi bir hale sokuyor , yaşam enerjini soğuruyor, amaçsız ve hedefsiz bırakıyor..
Uzun bir süre daha içinde bulunacağım aşikâr olan ruh hali..
86
Veeee geliyor.
+dayım aradı
-Hangi dayın
+depresyondayım
Aaa orası ameliyatlı yerim
85
www.youtube.com/...
tüm gün bu şarkıyı dinliyorum...
84
ben bu demokrasi aşığı ışıdçiler yüzünden evden korkarak mı çıkcam işime gücüme gidemez oldum aq. çalıştığım avm'nin yanındaki emniyet sarayı bombalandı o bombalanma sırasında hasar alan avm'e hırsızlığa girmişler. ben böyle rezil iğrenç yaratıklarla aynı havayı solumak istemiyorum. ailem olmasa sevdiklerim olmasa siktir olup giderdim şu an ülkedeki en masum insanlar suriyeliler resmen. bizde ne onlar gibi ne parasızlığa rağmen gidecek cesaret ne de çıkıp mücadele edecek cesaret var. çıldırıyorum.
83
Aylar öncesinden yuksek lisans başvurum reddedildiğinde yaşadığım berbat durumdur. Çok hisli birisi filan değilim ama kapasitemden şüphe duymama sebep olan durumlar beni çok etkiliyor nedense.
Anlamıyorum yani bu seçimleri nasıl yapıyorlar. Başvuranlar arasındaki en yüksek ales puanı, ortalamanın üstü ingilizce ve not ortalaması ile nasıl giremem. 3 dakikada neyi anlayabiliyorlar anlamıyorum. Karşılarındaki hobisi bile datasheet okumak olan birini, okuldaki diğer datasheeti bile geçtim board üzerine devre kurmayı beceremeyip kitabı hatim ederek ders geçen insanlardan daha yetersiz bulan bir eğitim sistemimiz var ne yazıkki.
Sonrasında 1 aya yakın inzivaya çekildikten sonra baktım deliriyorum, başka bir sektöre geçtim.
Anlattığım üzere aynı zamanda elektrik mühendisliğini bırakma sebebimdir. Ama iyiki bırakmışım, şimdiki işimde daha mutlu daha huzurlu daha prestijliyim ve maaşım çok daha yüksek. Fakat psikolojik sorunlara daha yatkın bir meslek olduğundan sürekli faa onaylı antidepresanlardan kullanmak zorundayım. Yeni karaciğer lazım olursa ararım sizi :))
82
dibe vurmuşluk durumu.
ben uzun bir zamandır hayattan keyif almıyorum. arkadaşlarım her gün çağırıyor, hemen hemen her gün dışarı çıkıyorum, onlarla vakit geçiyorum ama bunu can atarak yapmıyorum. koşarak gitmiyorum buluşmalara. sadece social tüpüm yeşil olsun diye. ama çok sıkılıyorum insanların yanında. sürekli yalnız kalmak istiyorum ve uyanmak istemiyorum. inanın çok fazla uyuyorum. uyanmak zorunda olmasam sonsuza kadar yolu var. yaptığım her şeyi kendimi zorlayarak yapıyorum. hiç mutlu değilim ama bunu insanlara belli etmiyorum. dışardan gören birisi benim için depresyon vakası diyemez. çözümü de bilmiyorum. gün içinde uğraşmadığım şey yok, ciddiyim. ama dediğim gibi yaptığım her şeyi kendimi zorlayarak yapıyorum. en çok hoşlandığım şeyleri bile yapmak gelmiyor içimden. bi şeyleri isteksiz yapınca da çok yoruluyorum. acayip halsiz hissediyorum. çok sıkılıyorum ciddiyim keyif almak için bi şeyler bulmaya çalışıyorum, kendimi bırakmamaya çalışıyorum çünkü durumumun farkındayım. ama keyif alamıyorum. psikoloğa da gitsem ilaç vericek iyice hayattan kopucam bu sefer çabalamak için de bi enerjim kalmayacak. geçmesini bekliyorum bakalım.
keyif aldığım tek aktivite tavana bakıp müzik dinlemek çok rahatım.
81
"ya depresyon içinde bulunduğumuz hayata dair belli bir farkındalık seviyesinde gösterilebilecek en gerçekçi yaklaşım ve en normal tepkiyse ama toplumda üretim gücünün düşmesine yol açtığından küresel düzeyde hastalık olarak değerlendiriliyorsa? belki de aslında neşeli ve hayatı sever halimiz bir kafa güzelliğinden ibarettir. belki depresyon hakikattir. (bkz: conspiracy keanu)
sonuçta aslında hayatının çoğunluğu işçi arılar gibi küresel bir ekonomik çarkı çevirmek için çalışmaktan ibaret olan bireylerin hayatından mutlu olmak için nasıl bir gerekçesi olabilir? sabah akşam bal taşıyan, hiçbir zaman kraliçe arıyla çiftleşemeyecek ya da kendi kovanına veya çocuklarına sahip olamayacak olan işçi arının hummalı bir şekilde polen ararken "ne kadar güzel bir gün" demesi nasıl mümkün olabilir?
işçi arı o farkındalık seviyesine ulaştığında mutsuz olmasından daha doğal bir sonuç olabilir mi? o arının yatağından çıkıp terliklerini giyip sabah 7'de yeniden mesaiye koyulmasının "doğru olan" olduğuna onu kim ikna edebilir? hayatının anlamsızlığına bu kadar vakıf olmuşken "gel bizle takıl biraz sosyalleş unutacaksın"ın, "biraz nektar iç iyi gelir"in bu farkındalığa bir örtü değil de çözüm olduğuna kim kefil olabilir?
bu açıdan baktığımızda gerçek hastalığın ve gerçek depresyonun bizde değil de etrafımıza örülü bu yaşamsal düzende olduğunu söyleyebiliriz. eğer borçlanma ekonomisi, gelir uçurumu, modern toplumsal yapı bizim genlerimize kodlanmış unsurlar değilse o zaman onlara karşı metabolizmanın gösterdiği tepkileri "doğal değil", "rahatsızlık", "hastalık" diye nitelendirmek de doğru olmamalı. ama sisteme steteskopu dayayıp "hmm" deyip "sizin insan hayatına olan toleransınız düşmüş" diyen sistem doktorlarımız olmadığından ceremesini biz insanlar çekiyoruz anastasya."
alıntıdır.
80
eser miktarda viskiyle tedavi edilmesi gereken hastalıktır.
79
bir duygu, ama kötü olanından.
74
uyanırsınız sabah, ama zaten gece uyumamış olduğunuzu bilerek günaydın bile demeden kendinize. soğuk suyu yüzünüze çarparsınız. canlanır bakışlarınız bir anlıkta olsa. yapacak işiniz yoktur, olsa da yapmak istemiyorsunuzdur. sözlüğe bakarsınız hemen. belki de tek merhaba dediğiniz odur. çevrenizdeki kimseyi görmek , onların sesini duymak istemezsiniz. bir giri görürsünüz. zaten öylesi hep bulur sizi...
okursunuz, her satırda ağlanacak bir yer bulursunuz. yazının sonuna ermeden hıçkıra hıçkıra ağlarsınız. sonra durmadan şunu sorarsınız insanlar niye hep acı çeker? sorunun cevabını bulamazsınız. ama bir yandan da niye acı ceker gibi bir haliniz olduğunu sorgularsınız. işte bu durumun tek cevabı vardır. depresyonun sarsıcı kollarındasınız. her şey acılı gibi, her şey ağlanası, her şey masum siz günahkar, herkes iyi siz kötü ve kötü olduğunuz yer ise karanlık...
73
bazı bünyeler ömür boyu depresyona meyillidir. bunun oranı %12 olarak belirtiliyor. ancak bir kaç günlük bunalımlar depresyon teşhisi konamayacak kadar az kalıyor depresyon hadisesinin yanında. yani bir çok insan depresyonda olmadığı halde kendisini depresyonda zannediyor.
3 hafta kritik eşik, eğer bu süreyi geçtiği halde duygu durumunuzda bir değişiklik yoksa, sabahın köründe aniden uyanıp bir daha uykuya dalamıyorsanız, kendinizi değersiz hissediyorsanız bunlar önemli depresyon belirtileri. ancak tekrar söyleyeyim, insanların bir çoğu yoksunluk hisleriyle ve duygularındaki ani dalgalanmalarla kendilerini depresyonda zannediyor. zannetmeyin. sandığınız gibi depresyonda değilsiniz bir çoğunuz.
doktorlar sadece önemli depresyon vakalarını hastaneye yatırırlar, onun dışında bahsedildiği gibi her depresyon vakasını yatırmaya kalkasalar sokakta gezen 10 kişiden 7'sinin hastanede yatıyor olması gerekirdi şu an. bence en önemli belirtisi uyku düzensizliği.
ancak depresyon bir takım bedensel hastalıkların sonucu olarak da karşımıza çıkabilir, b12 eksikliği vardır mesela, uyku düzeniniz bu yüzden bozulmuştur sonrasında pek tabii psikolojiniz de olumsuz etkilenir bu durumdan. kadınlarda menstrüal döngüden de kaynaklı kansızlık ve b12 eksikliği görülme oranı erkeklere oranla daha yüksek. bir de sebebini tam olarak açıklamaya üşendiğim bir takım etkenler yüzünden ergenlik öncesi kadın ve erkekte depresyon görülme oranı eşitken, yetişkin kadınlarda yüzde 13, yeitşkin erkeklerde yüzde 6 civarında görülmekte. ben bu noktada işin toplumsal boyutunun bu duruma sebep olduğunu düşünmekteyim biraz da.
özetle; az biraz kendinize vakit ayırın, insanlardan beklentilerinizi bir kenara bırakıp birey olun, geçmişi geçmişte bırakın artık, hayatın uzun bir maraton olduğunu ve sıkıcı kısımlarını da sabırla koşmanız gerektiğini kendinize hatırlatın, bundan zevk almaya bakın, negatif etkenlerden uzaklaşın, b12'nizi ölçtürün, spor gibi aktivitelere zaman ayırın (bu en önemli şey bence, bol bol serotonin salgılayacaksınız bu sayede) , vitamin mineral eksikliğinizi giderin, gerekirse hekim tavsiyesinde gıda takviyelerini temin edin kendinize.
hooop depresyon mepresyon kalmadı.
72
(bkz: burası depresyon burdan çıkış yok)
oturduğunuz yerde oturmaya devam ederseniz çıkamayacağınızdır. yeni insanlar tanıyın, yeni ve etkili aktiviteler bulun kendinize. vs. yoksa zor yani çıkmak.
71
Tamamen şuursuzca yaşadığım bir şey. Giriyorum da çıkıyorum da ama nasıl hiç bilmiyorum.
70
seri girip çıkıyorum.
(bkz: resesyon)
66
İçinde bulunduğum durum.
65
who - dsm iv sınıflamasına göre tanı kriterleri:
A. 2 Haftalık dönem işlevsellik değişikliği ile birlikte aşağıdakilerin 5 inin bulunması, en az birinin Depresif duygudurum ya da ilgi kaybı ya da zevk alamama olması gerekir
1. Her gün gün boyu süren depresif duygudurum ( Üzgün, boşlukta hissetme,ağlamaklı görünüm)
2. Her gün ve gün boyu süren etkinliklere ilgide azalma, eskisi kadar zevk alamama
3. Önemli derecede kilo kaybı ya da kilo alımı
4. İnsomnia ya da hipersomnia ( Uykusuzluk ya da aşırı uyuma)
5. Psikomotor ajitasyon ya da retardasyonun olması (davranışlarda aşırı artma ya da gerileme)
6. Yorgunluk, bitkinlik ve enerji kaybının olması
7. Değersizlik, aşırı ya da ugun olmayan suçluluk duygularının(sanrısal=gerçek dışı yargı) olabilir
8. Düşüncesini yoğunlaştırmada azalma ya da kararsızlık
9. Yineleyen ölüm düşünceleri ( İntiharla ilgili)
B. Bu semptomlar karışık tekrarlamanın tanı ölçütlerini karşılamamaktadır.
C. Bu semptomlar madde kullanımına / Genel Tıbbi duruma bağlı değildir.
D. Kayıptan 2 aydan fazla süren semptomlar.Yas ile daha iyi açıklanamaz.
daha kısa anlatım için:
www.youtube.com/...
↑