the matrix

felsefi derinliği ezo gelin çorbasından öteye geçmeyen ikinci sınıf üniversite mezunlarının kült balonu. bunu beğenen şahan filan izlesin.

-- spoiler --

şimdi bi tane kara herif var bu kara herif gayet işi gücü yerinde çocuğun birini evine getirtiyor işte anlatıyor bak bu hayat yaşadığın hayat değil istersen seni hayal dünyasında yaşatayım mı diyor adam da başta tabi şaşırdı ulan nasıl olur etrafa bakınıyor falan sonra kara herif buna 2 tane vitamin hapı gibi bir şey uzatıyor kırmızıyı alırsan alemlere akarsın maviyi alırsan sik gibi yaşamaya devam edersin diyor sonra bizimki tabi mala döndü sürekli düşünüyor tabi her türlü akarım şov yaparım ortam yaparım dedi bir anda kırmızıya atladı kara herif hemen elini geri çekti tepkisini ölçmek için oyuna getirecek ya o da az çakal değil hani sonra kırmızı hapı tekrar almasına izin verdi zaten neyse bizim adam yuttu hapı sonra olaylar gelişti bir şekilde orasını tam anlayamadım sonra bu adamı birileri çekemedi heral 30-40 kişiyle boğuşmaya başladı bir yerde kim damarına basmış bunun bilmiyorum ondan sonrasını izlemedim ama güzel film bence izleyin.

-- spoiler --

para uğruna yeniden çevrilerek büyüsünün bozulmasından korktuğum filmdir.

savunmaya konu olabilecek türde bir film.
onedio.com/...

az evvel izlediğim efsane film. daha önce bir kez izlemiştim, onda da çocuktum. pek bir şey hatırlamıyorum o yüzden. uzun zamandır aklımdaydı adam adıllı şöyle oturup bir izlemek. bugüne kısmet oldu.

aslında daha sonra serinin ikinci ve üçüncü filmi çekilmiş fakat ilk film kadar ilgi görememiştir. ben de şimdi ilk filmi izledim ama diğer filmleri izlesem mi kararsızım. izlemişken seri olarak izlemek lazım ama esas efsaneleşen bu ilk film sonuçta. bilemiyorum altan. önerilerinizi alabilirim izleyip izlememe konusunda serinin diğer filmlerini.

ilk film hem görsel açıdan sinema tarihini etkilemiş hem de felsefi altyapı olarak oldukça dolu bir senaryo ile gelmişti. sonraki iki film ise sadece çok çok kaliteli görsellik içeren filmler oldu. diğer filmler yerine önce animatrix izle...

serinin yeni bir filmi için hazırlıklar başlamış.

www.nydailynews.com/...

Eğer yeni bir film çekilirse ve keanu reeves yer alacaksa keanu reeves'in ikinci geri dönüş projesi olacak.
Diğeri:
(bkz: bill & ted)
Bir de sürekli 52 yaşında diye bahsetmeseler iyiymiş.

serinin yeni bir filmi geliyorsa ve neo da varsa son bölümde makineler sonucu götürülen neo'nun ölmediğinin kanıtı olur.

tamam bu çok düz bir açıklama oldu ancak o son sahne hz.isa'nın gökyüzüne çekilişine gönderme idi.

aynı zamanda sati ve the oracle'ın program yaratıcısı yani ''tanrı'' olduğunu düşünürsek hikaye açısından sırıtma olmaz.

matrix sadece bilim kurgu değildir. felsefe de barındırır.

çılgın atarım.

(bkz: the animatrix)

izleyenlerin çoğu sadece ilk filmini izler ve muhtemelen pek bir şey sorgulamaz ve saçma bi filmmiş yada harika bi filmmiş der geçer.

serinin devam filmlerinde (reloaded, revolutions) asıl olaylar yaşanmakta. çıkış yılına göre gerek grafik, gerek senaryo, gerek bakış açısı olarak bir daha ortaya çıkamayacak kadar iyi bir seridir.

yeniden çekileceği söylentileri dolaşan efsane üçleme. morpheus'un gençliğini görmek muhteşem olur.
oyungezer.com.tr/...

imgelemede çığır açmış film. ilk filmde yer alan switch karakteri ekibin siyah giyinmesine karşın beyazlar içinde olan tek üyesi idi. o zaman Wachowski biraderler ( artık kız kardeşler) bunu cinsiyet değişimine vurgu adına yapmışlar. karakterin adı da bu yüzden switch. (değiştirme, değişim). switch'i oynayan karaktere dikkatle bakarsanız neo'ya ciddi manada benzediğini görebilirsiniz. ölmeden önce de söylediği son söz ''böyle olmak zorunda değil'' film felsefi bir biçimde sistem eleştirisi yaparken bu ayrıntı gerçek sistemi eleştiren bir vurgu.

bu da böyle bir tespittir.

www.youtube.com/...

-- spoiler --
trinity: neo, no one has ever done anything like this...
neo: that's why it's going to work.
-- spoiler --

saçları artık bu filmdeki gibi yaptırmanın vakti geldi ya

matrix üçlemesi çıktığında ortaokuldaydım.
keanu reeves'ın "15 kişiye saldırdım, vurdum vurdum saymadım" kıvamında milleti dövmesini izlemek en büyük zevkti.
konu ise basitti:
makineler, dünyanın .mına koymuş, insanları elektrik üretmek için kullanıyor ve insanlar, dijital bir alemde makineler kontrolünde rüya görüyor.
aradan çıkan bir kaç manyak da insanlığı kurtarmaya çalışıyor.

lise bittikten ve biraz daha düzgün düşünmeye başladığımda animatrix'i buldum ve sonrasında üçlemeyi tekrar izledim.
dövüşler güzeldi; ama bilgisayar yapımı efektler göze batmaya başlamıştı.
konu ise biraz daha karmaşıktı:
-yapay zeka çok gelişmiş; ancak insanlar gelişememişti ve insanlar, makinelere tekrar hükmedebilmek için dünyanın .mına koymuştu.
-en sonunda ise makinelerin tahakkümünde yaşadıkları dijital bir evren kurulmuş, makineler kazanmıştı.
-aradan çıkan bir kaç deliyürek ise makine tahakkümünün sonunu getirip, sistemin çarklarından insanları kurtarmak istiyorlardı ve bu ilk savaşları değildi.
-mimar denilen adamın, ikizlerin, kahin'in yaptığı konuşmalardaki sistem ve dünya eleştirisi beynimi yakacak kadar zorlamama ve dünyayı eleştirmeme sebep olmuştu.

üniversite bittikten sonra, ekşi sözlükte matrix ile ilgili geniş kapsamlı bir yazıya denk geldim. sonrasında animatrix ile başlayarak tüm seriyi tekrar izledim.
cgi aşırı derecede sırıtmaya başlasa da, dövüşler hala güzeldi. trinity hala seksi, morpheus hala baba adamdı.
konu ise beyin yakmanın da ötesinde, delirtecek kadar detaylanmıştı.
-neo, mesih temsili bir karakterdi.
-izlediğimzi neo 7. kurtarıcıydı. daha önce 6 tanesi gelmiş ve başarısız olmuştu.
-zion, gerçek dünyanın lağımında değil, yaşayanların gerçek dünya sandığı alternatif bir dijital aldatmaca dünyasıydı.
-kahin, kurtulanlardan biri değil, bizzat sistemin parametrelerinden birisiydi.
-neo'nun yediği kek ve şeker, öylesine ikramlar değil, sistem güncellemesi yapan ufak detaylardı.
-ajan smith'in insanlar üzerine yaptığı anlatım, insanlık üzerine yapılmış en doğru tanımlamaydı.
ve daha bir çokları.

matrix, wachowski kankaların, muazzam bir iş çıkartarak kurguladığı; ancak sunumu 3 filme ve bol aksiyona sıkıştırarak mahvettiği bir distopyaydı.
ve gerçek olma ihtimali, en az paralel evrenlerin varlığı kadar yüksekti.

edit:

tabi bir de bu var : dedem matrix'e format atmış

saygılar şelale, muazzam girdi.

Bir çok anlami olduğu sanilan film serisi.
Birisi bana muslumanlikla ilgili anlam çıkarmıştı.
Neo , peygamber ve morpheus cebraildi denildi.
Morpheus neo'yu matrix e sokmadan önce .
Aralarında şöyle bir ufak monolog geçmişti.
M:" ben sadece kapıyı gosterebilirim , içeri ancak sen girebilirsin ."
Neo girmişti .
Peki islamiyetle ne alakasi var.
Peygamberimiz (sav) sitretul muntaha çıktığı vakit cebrail (as) aoyle demişti :" ben ancak sana buraya kadar eşlik edebilirim , bundan sonrasını tek başına gitmen gerekir."

Metafor doğru mu ?
Ufak bi şüphe uyandirir.
Bunu düşünerek mi yaptilar ?
Raslanti olarak düşünüyorum.
Ama olabilir mi ?
Neden olmasin.

az önce izlediğim bir video yüzünden meğer bu filmi götümle izlemişim diye düşündüren film.

film o kadar göndermelerle doluymuş ki sadece senaryosu değil neredeyse her karakter ve her sahne çok özenerek hazırlanmış.

matrix severlere Shockvoice TV nin hazırlamış olduğu matrixin detaylarını anlatan şu videoyu tavsiye ediyorum.

az önce izlediğim bir video yüzünden "meğer bu filmi götümle izlemişim" diye düşündüren film.

film o kadar göndermelerle doluymuş ki sadece senaryosu değil neredeyse her karakter ve her sahne çok özenerek hazırlanmış.

matrix severlere Shockvoice TV nin hazırlamış olduğu matrixin detaylarını anlatan şu videoyu tavsiye ediyorum.

keanu reeves bu filmde neo adlı karakteri canlandırmaktadır.

Aşşşşırı felsefik bir filmdir. Ayrıca büyük bir hristiyanlık propagandasıdır. Neo temsili isa'dır, beklenen kurtarıcıdır.

twitter.com/...

Nefis bir cosplayi çıkmıştır.

4. filmi çıkıyormuş. hem de keanu reves ve carrie-anne moss da olacakmış. bugün de mutlu olduk.

variety.com/...

Bu benim gemim, nebuchadnezzar. Bir hava ve kara taşıtıdır.

Gelmiş geçmiş en iyi bilim kurgu filmidir. Gerçeklikten koparmaz, aksine gerçek sandığımız her şey üzerinedir...

"Neden, Bay Anderson neden? Neden, neden, neden? Bunu neden yapıyorsun? Niye? Ayağa kalkmak niye? Kavga etmek niye? İnandığın şeyler için kavga ettiğini mi sanıyorsun? Sağ kalmadan öte bir şeyler için mi? Bana söyleyebilir misin, biliyor musun? Özgürlük mü? Gerçek mi? Belki de barış ya da sevgi olabilir mi? Yanılsamalar Bay Anderson, algılamada aldanmalar… Herhangi bir anlama ya da amacı olmayan bir varoluşu ümitsizce haklı göstermeye uğraşan zayıf insan zekâsının ürettiği geçici kuruntular ve bunların hepsi de Matrix kadar yapay. Zaten, sevgi gibi zavallı bir kavramı insan zekası icat edebilir. Bunu görebilirsin Bay Anderson, artık bunu anlaman gerek! Kazanamazsın! Kavga etmen boşuna! Neden, Bay Anderson neden? Niye inat ediyorsun?"

-ciddi

felsefi derinliği olan, aksiyon türünden olduğu düşünülerek izlenmemesi gereken film serisi. jean baudrillard'ın simülasyon kuramından etkilenmişlerdir fakat onun bahsettiği simülasyonun dışına çıkıp bu kurama başka bir anlam katan bu seri, aslında gerçeğinin(asıl kuramın) taklidi olmasının yanı sıra yapısı sebebiyle de baudrillard'ın eleştirdiği şeylerden biridir. hatta baudrillard'ın matrix ile ilgili röportajında şöyle söylemleri vardır:

-- spoiler için tıkla --

"ama bu filmin asıl rahatsız edici yanı, platon'un çok daha önceden ortaya koyduğu, simülasyon ile illüzyonun birbirine karıştırılmasının yarattığı klasik sorundur.
burada gerçekten bir yanlış anlama var. görünür dünyanın kökten bir illüzyondan ibaret olması...
bütün gelişmiş kültürler bu soruyu ele almış sanat ve sembolleştirmeyle çözümler üretmiştir. bizim çektiğimiz ıstıraba katlanmak için kendimizin icat ettiği şey sanal bir gerçek, tehlikeli ya da olumsuz öğelerin süpürüldüğü hayali bir evrendir. ve bu evren artık gerçeğin yerine geçmeye ve tek çözüm olmaya başladı. oysa 'matrix' tamamıyla bu sürece katkıda bulunuyor!"

-- spoiler --

tamamı için
hatta baudrillard'a yapılan birçok göndermenin yanında en belirgini daha ilk sahnelerden görülmektedir, filmin ilk sahnelerinde baudrillard'ın 1981 yılında yayımlanan kitabı simulacra and simulation görülmektedir: görsel linki

referans noktalarına değinmeye kalkarsak sürüsüyle gönderme bulup altından çıkamayacağımızdan dolayı en iyisi seriyle ilgili genel bir görüş bildirmek diye düşünüyorum sözlük, evet... hayata bakış açımla çok büyük benzerlikler taşıdığını gördüğüm için oldukça beğendiğim (aslında en sevdiğim film serisi) ve dördüncü filmini heyecanla beklediğim bir seridir. gerçekliğe karşı yapılan sorgulamalar ile ufuk açan "lan, acaba?" dedirtebilecek bir seridir, tavsiye edilir.

↑