26
"ne kadar çok insanı seversek, asıl sevdiğimiz bir tek kişiyi de o kadar çok ve kuvvetli severiz. aşk dağıldıkça azalan bir şey değildir."
27
"bu yaşıma kadar mevcudiyetinden bile haberim olmayan insanı vücudu birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi? fakat hep böyle değil midir? birçok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz?"
28
"sen sevgiline ne verebilirsin sanki? kalbini mi? pekâlâ, ikincisine? gene mi o? üçüncü ve dördüncüye de mi o?.. atma be adaşım, kaç tane kalbin var senin?.. hem biliyor musun, bu aptalca bir laftır: kalbin olduğu yerde duruyor ve sen onu filana veya falana veriyorsun... göğsünü yararak o eti oradan çıkarır ve sevgilinin önüne atarsan o zaman kalbini vermiş olursun."
29
"her an bir şey olması ihtimali içinde, saatlerce, günlerce hiçbir şey olmadan beklemek, azapların en korkunçları arasındadır. bir kapının önünde, bir hücrede neden olduğunu bilmeden beklemek. kafanıza dolmak isteyen türlü ihtimallerle zaman zaman yüreğinizin çarpıntısı artarak beklemek."
30
"Niçin rüzgarlı sonbahar akşamlarında, sessizce yan yana yürüyerek ruhlarımızın konuştuğunu dinleyemiyoruz?" demiştir.
31
" İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar."
32
çok saçma bir ölümle hayata gözlerini yummuştur Sabahattin ali.
Bulgaristan sınırını geçmeye çalışırken, kılavuzu Ali Ertekin tarafından katledildi. 28 Aralık'ta tutuklanan Ertekin'in cezası indirime uğradı. Aynı yıl çıkan af yasasıyla da serbest bırakıldı.
işte böyle..
33
Ortamlarda kürk mantolu madonna'sını görmekten gına gelmiş değerli yazar.
34
kendisi hakkında çok fazla bilgim olmamakla beraber, geçenlerde sinop cezaevi ziyaretimde andığım yazardır
35
İş bankası yayınlarından seçme öykülerini aldıktan sonra hakkını verip mercek altına aldığım eli dursa da ışıldamaya devam eden şair yazar.
36
benim için hep (bkz: kürk mantolu madonna) yazarı olarak kalacak,üzgünüm.
37
son yılların tekrar pop kazanan yazarı. hiç okumadığım kendisi. okumayı düşünüyor muyum diye sordum kendime cevabımı henüz bulamadım. bulduğum zaman edit büdüt bir şeyler yaparım.
38
Kuyucaklı Yusuf adlı kitabı ile beni kendine hayran bırakmış yegane yazar.
39
İçime gerçekten dokunabilen nadir yazarlardan biridir.
Bilen bilir, genellikle duygusuz bir insan olarak tanınırım. Duygusuz derken sadece aşka karşı bir kayıtsızlık değil. Genel olarak kayıtsız. Karikatür dergilerini inanılmaz bir ciddiyetle okurum. Komedi filmlerinde "tısısı" diye gülerim nadiren. Acılı filmlere boş gözlerle bakarım. Her hangi bir şeyden tiksinmişliğim de yoktur bugüne kadar. Yani ciddi anlamda bir hissetmeme söz konusudur bünyemde.
Fakat nasıl oluyor bilmiyorum bu adamın satırlarında içimi bir şeyler burkuyor. Bu hissi tarif edemem belki ama yaşayanlar eminim anlamışlardır. Sanki benim başıma gelmiş gibi üzülüyorum sözlük. Sanki ben aşktan ölmüşüm gibi. Sanki ben kederden kendimi kesmek istemişim gibi. Psikolojim bozuluyor resmen. Bu adamı okuduktan sonra uzaklara dalmaya falan başlıyorum. Birini bulsam da aşık olsam diye düşünüyorum bazen.
Ben aşık olsam kendi hislerimi böylesine anlatamazdım herhalde.
40
Azizim herkes bu başlığı okuduğunda kürk mantolu Madonna diyecektir öncelikle. Her yerde satılan kürk mantolu madonnanin yazarıdır kendisi. En cok okunanlar bölümünde yer alir bu kitap son 3 yıldır.
41
ben eğer bu adamın tüm eserlerini okursam intihar ederim.
öyle bir etkisi var.
42
bugün itibariyle 109 yaşında olan büyük isim.
43
yusuf-ömer-raif gibi insanları yaratan kişi.
44
Bulgaristan' a kaçmak isterken tuna boylarinda katledilen yazar. Nazım Hikmet gibi başarılı bir kaçış yapamadi yani. Aslinda ülkede genel olarak manzara yakın tarihe kadar boyleydi. İnanılmaz bir sol fraksiyon düşmanlığı sistematik olarak vardi ve kesinlikle en ufak bir kipirdanmaya müsade edilmiyordu. 1 mayıs işçi bayrami da yakın tarihe kadar yasaktı ve hiçbir sekilde kutlanilmasina izin verilmiyordu. Şimdi bunu nereye baglayacam. Son yillardaki hükümet diyelim siz erdoğan anlayın, kendisine yapilanlarla empati kurarak solcular, kürtler ve toplumun diğer otekilerine de alan açtı, uzerlerindeki baskıyı kaldirdi, sürgünde olanlari geri geldi, 1 mayısı resmi bayram yapti ama bu kesimler, erdoğan' in kendilerine açtığı alan üzerinden onu boğmaya kalkıştı. Tarih boyunca kendilerine yapilan zulme ses etmeyip ilginç bir sekilde nefes almalarini saglayani hedefe aldılar. Demek ki eskiden hallerinden pek memnunlarmis. Rusya'da memleketim memleketim diye diye ölüme terk edilen nazım hikmet veya tuna boylarinda kaçmaya çalışırken kafasina odunla vurularak öldürülen sabahattin ali veya yine sürgünde ölen yilmaz güney, bugün yaşasalardi güncel mudaillerinden pek farklı bir tavir takinacaklar miydi bilemiyorum.
45
kürk mantolu madonna ve kuyucaklı yusuf'unu okuduğum yazar. kuyucaklı yusuf'u daha çok beğendim.
46
"hiçbir acı baki değildir.
üflersin geçer.
bazılarına daha çok üflemen gerekir,
hepsi bu."
iyi ki doğdun sabahattin ali.
*
47
'günün birinde ya çıldıracağız, ya dünyaya hakim olacağız. şimdilik bir rakı parası bulmaya çalışalım ve parlak istikbalimizin şerefine birkaç kadeh içelim.' sözlerinin sahibi merhum sanatçı..
49
Maalesef ki kitapları popüler kültüre esir edilmiş olan büyük yazarımız. Kendisi döneminde baskılara sansürlere ve özgürlüğü kısıtlayıcı etkenlere karşı direnmiş, bunun sonucunda tıpkı nazım hikmet gibi kaçmaya zorlanmıştır. Maalesef ki nazım gibi başarılı olamamış ve bizleri yeni şaheserlerden mahrum bırakmıştır. Devlet tarafından öldürülen ilk fail-i meçhul olarak cumhuriyet tarihine kazınmıştır.
50
"beni en güzel günümde
sebepsiz bir keder alır.
bütün ömrümün beynimde
acı bir tortusu kalır."
↑