kayıt

neşet ertaş

  1. 120
    Bugün vefatının 8.yılı olan büyük usta, sanatçı, halk ozanı ve birçok insanın gizli yoldaşı. Saygı sevgi ve çokça özlemle...

    Neredesin sen
  2. 121
    türkiye de yaşamış en mükemmel, kaliteli şahsiyettir. hemşehrisi olmak hususiyetim ayrıca iftihar sebebimdir.
  3. 122
    görünce yazmadan geçemediğim üstad. üstad mı desem usta mı desem bilemediğim, çok da sevdiğim bir adam. böyle adam nasıl sevilmez zaten ki bakınız ercan kesal, peri gazozunda kendisiyle ilgili şöyle bir kesit anlatır.

    "1970’li yıllar. ortaokula gidiyorum. bir cumartesi günüydü galiba. küçük bir kamyonet tüm gün kasabayı dolaştı durdu. bozkırın ortasında biteviye bir anons: 'dikkat dikkat! bu akşam avanos yeni sineması’nda sürpriz sanatçılar ve neşet ertaş... bu akşam neşet ertaş, sinemamızda.' gece sineması öğrencilere yasak olmasına rağmen bir çaresini bulup kaçıyorum. neşet Ertaş’ı dinleyeceğim. her zamanki taktiğim yine tutuyor. kucağımda bir kasa gazozla sinemaya giriyor, bir daha da çıkmıyorum. salon ağzına kadar dolu. önlerde dayım oturuyor arkadaşlarıyla, görünmemem lazım. arkada bir yere dikilip heyecanla neşet’i bekliyorum. önce sürpriz sanatçılar çıkıyor sahneye. bir kadın ve orta yaşlı, aranjman söyleyen bir erkek. kimse çok fazla ilgilenmiyor. onlar da zaten işlerini hızla bitirip gidiyorlar. gözüm kuliste. biri, sahnenin ortasına tahta bir sandalye koyuyor. az sonra da kulisten, sazını göğsüne bastırmış, hafif öne eğik bir yürüyüşle neşet çıkıyor. takım elbise, parlak iskarpinler, dudaklarının üzerinde ayhan ışık bıyığıyla, gencecik bir neşet. eğilip selamlıyor seyirciyi ve sandalyeye oturuyor. arka arkaya iki üç türkü söylüyor. ahali nasıl coşkulu. ama neşet biraz sıkıntılı sanki. bir an duruyor ve aynısını kırk sene sonra, itanbul’da bir açık hava konserinde duyduğum bir cümleyle izin istiyor seyircilerden:
    'ayağınızın turabı, goğnünüzün hızmatçısıyım. şu cekattan bi kurtulayım müsaade ederseniz.'
    ceketi çıkarıp oturduğu sandalyenin arkasına asıyor sonra. artık özgür. neşet'in ceketi çıkardıktan sonra söylediği türküler, ahir-i ömrümün en güzel sesleridir."
  4. 123
    bozkırın tezenesi
  5. 124
    (bkz: efsane)
    adam her eserinde bir şey anlatıyor. amacı şarkı türkü söylemek değil amacı bir şey anlatmak. böyle olunca da mükemmel şeyler yapmış haliyle. allah rahmet eylesin.
  6. 125
    bozkırın tezenesi... bugün ölüm yıldönümü.
    "haksızlık haksızın yüzünden"
    www.youtube.com/...
  7. 126
    küçükken dedemin dizinin dibine oturur, söylediği türküleri dinlerdim. büyüdüm biraz ve o türkülerin neşet ertaş'ın türküleri olduğunu öğrendim. dedim ki çocuk aklımla "dedem bu adamın türkülerini seviyorsa ben de çok sevmeliyim. çünkü dedem seviyorsa iyidir, güzeldir o kişi" sevdim de hem de çok. sonra neşet baba göçtü gitti yalan dünyadan, ardından da dedem. deli gibi özlüyorum ama o türküler kaldı hep gecede, acıda, hasrette, bi yerlerde hep kaldı. çok büyük değerdin. Şimdi türkülerini yaşatma sırası bizim.
    (bkz: neşet ertaş'ı bilmeyen nesle aşina değiliz)
  8. 127
    ağzıma sıçtın bey amca gece gece ya.

    derdim tasam yoktu, cıktıs cıktıs kafadaydık
    şimdi evde nasıl rakı yapılır onu araştırıyorum.
  9. 128
    "usandım bu canımdan derdinle geze geze" cümlesini o kadar içten söyler ki söylediği an kalbinizde ince bir sızı hissedersiniz.
    derdiyle gezdiğiniz bir yariniz varmış da büyük kayıplar içindeymişsiniz gibi gelir. türkü bitene kadar yüreğinizdeki yumruk kalkmak bilmez...
    acıtır yüreği, bambaşkadır.
  10. 129
    gönül telini titreten ozan, aşık. övmeye gerek yok, dinlemek yetecektir:

    (bkz: niğdenin bağları)
    (bkz: zahidem)
    (bkz: yalan dünya)
    (bkz: neredesin sen)
  11. 130
    bozkırın tezenesi olarak da tanınan, büyük usta. mekanın cennet olsun.
  12. 131
    çocukluk ve gençlik yılları kırşehir, yozgat ve kırıkkale'nin çeşitli köylerinde geçmiştir. sazın yanında cümbüş ve keman çalmasını da bilen bir sanatçıdır.

    (bkz: allah rahmet eylesin)
  13. 132
    babası Muharrem Ertaş ile birlikte, babasının eşek üzerinde, kendisinin de hemen babasının yanında oturup bağlama çalmasını konu edinen anıt heykel hediyesi ile ilgili Bayram Bilge Tokel'in şöyle bir anısı vardır:

    "Dedi ki 'babam o eşekten insin.' Abi dedim, nasıl inecek? Kocaman bronz heykel. Dedi ki 'ya babam o eşeğin üzerinden iner ya da ben açılışa gelmen, heykeli sahiplenmem. Bütün canlar kutsaldır. Babam orada durdukça o eşek eziyet çekecek dedi.' Biz açılışı erteledik, Muharrem Usta'yı eşeğin üzerinden indirdik."

    nerede yahu böyle anadolu insanı?
  14. 133
    bu gün ölüm yıldönümü olan büyük ozan. öldüğü gün memleketindeydim, cenazesinde. aile fertlerimden birini kaybetmiş gibi, sevdiğim adamı kaybetmiş gibi. neşe-dert-aşk tır. gibisi dahi olmayacaktır.
  15. 134
    hakkında yazılacak çok şey olan üstat. sürekli türkü dinleyen biri olmak gerekmez tanımak için. yolu sevgiden geçen herkesin içinde bir neşet ertaş sevgisi vardır ister istemez. her yorumladığı türküye ayrı anlamlar katar,kendisinden dinledikten sonra başkasından dinleyemezsiniz. bazen yüzünüzü gülümseten,bazen sizi depresyona kadar sürükleyen eserleri vardır. zahide,mühür gözlüm,zülüf dökülmüş yüze gibi türkülerle deyim yerindeyse aşık adamı hırpalar,yıkar,dağıtır. dinlerken eşlik etmek istersiniz lakin türküyü yorumlaması o kadar farklıdır ki ona ayak uyduramazsınız. farklıdır vesselam. çoğu zaman söyleyemediklerini söyler,derdine ortak olur,efkarlandırır. insanın içini tuhaflaştıran en güzel nedenlerdendir. sevenleri arasında ince bağ kurar.

    "ya olabilir. birileri türkü dinlemeyebilir, neşet ertaş'’ı da tanımayabilir. ama, biz neşet ertaş’'ı tanımayan nesle aşina değiliz." *

    "türkiye'nin kalbi neşet ertaş, beyni de oğuz atay'dır." *

    '"onca yoksulluk varken” tertemiz aşklar yaşandıysa…
    açgözlü, muhteris, kibirli maymunlara pabuç bırakmayan birkaç iyi adam çıktıysa…
    duygusal, dini, siyasi her türlü ilişkide ajitasyonun, manipülasyonun, dalga dubaranın gırla gittiği bir çağda; hiç kimseyi şahit tutmadan, gizlice, pırlanta gibi bir damla gözyaşı döküldüyse…

    bunda, neşet ertaş’'ın payı var." *
  16. 135
    ah yalan dünya kendisinin sesiyle bir başkadır.
  17. 136
    Rakı içip neşet babayı dinlerken bu başlığa denk gelmek harika oldu. Lakîn sözlükte o kadar çok anlattım ve paylaştım ki daha ne diyeyim dostlar? Neşet Baba işte. Bizim Neşet Baba... bizim güzel neşet babamız onun deyimiyle emmimiz.
  18. 137
    Günümüz sanatçı söylemlerinin aslı olan “ünlüler”, 2 dakikalık parça bile yapamazken; sadece 3 dakika saz çalan bozkırın dibidir.