kayıt

zahidem

  1. 1
    neşet ertaş usta ile bütünleşen türkü.
  2. 2
    ilerleyen yıllarda, "kırşehir yöresinden" tabiriyle anons edilmesi muhtemel, güzel türkü.

    "Zahide kurbanım ne olacak halim
    Gene bir laf duydum kırıldı belim
    Gelenden gidene haber sorayım
    Zahide bu hafta oluyor gelin

    Hezeli dedeli gönül hezeli
    Çiçekdağı da döktü m'ola gazeli
    Dolaştım alemi gurbet gezeli
    Bulamadım Zahidem'den güzeli

    Gurbet ellerinde esirim esir
    Zahide kurbanım hep bende kısır
    Eğer anan seni bana verirse
    Nemize yetmiyor bu ev kadar hasır"
  3. 3
    neşet ertaş'ın kendinden alkollü türküsüdür. bu türkü dinlenirken herhangi bir şey içmenize gerek yoktur.
  4. 4
    www.youtube.com/...
  5. 5
    neşet ertaşın adamı öldüren türkülerindendir.
  6. 6
    An itibariyle bozlağın dibine vuran Neşet babadan 1966 taş plak versiyonu ile dinlediğimdir, dinleyip düşündüğüm düşündükçe yaralarımı sağılttığımdır... Üstüne birde gırtlağına sağlık be babam dediğimdir.
  7. 7
    +1 derde soktu yine (olmayan derdin acısı da zormuş be baba)
  8. 8
    i.hizliresim.com/...
  9. 9
    (bkz: Kurban olunur)
  10. 10
    Sevda kokan türkü.kırşehir yöresine aittir.

    türkünün sözleri şu şekildedir;

    zahide kurbanım n'olacak halim.
    gene bir laf duydum kırıldı belim.
    gelenden gidenden haber sorarım.
    zahidem bu hafta oluyor gelin.

    hezeli de deli gönül hezeli.
    çiçekdağı döktü m'ola gazeli.
    dolaştım alemi gurbet gezeli.
    bulamadım zahidem'den güzeli.

    ay ile doğar da gün ile aşar,
    zahide'mi görenin tebdili şaşar.
    iyinin kaderi kötüye düşer,
    diken arasında kalmış gül gibi.

    zahide'm kurbanım kurtar bu dardan.
    baban anlamadı bizim bu haldan.
    kekiline sürmüş kokulu yağdan,
    derdin beni del'ediyor zahide'm.

    ziyaret'ten çıktım cender'in özü,
    kum gibi kaynıyor zahide'm gözü.
    aslını sorarsan esalet yerden,
    hacı bürolardan mehmet'in kızı.

    gurbet ellerinde esinim esir,
    zahide'm kurbanım hep bende kusur,
    eğer baban seni bana verirse,
    nemize yetmiyor el kadar hasır.

    çiçekdağı'nda da hiç gitmez duman,
    zahide'm kurbanım hallarım yaman,
    yapamadım şu babayın gönlünü,
    fakir diye bana vermedi baban.

    anamdan doğalı çok çektim cefa,
    şu yalan dünyada sürmedim sefa,
    adımı namımı soran olursa,
    orta hacı ahmetli arap mustafa.
  11. 11
    buram buram hüzün kokan neşet ertaş türküsü.

    "zahide’m kurbanım n’olacak halim
    gene bir laf duydum kırıldı belim
    gelenden gidenden haber sorarım
    zahidem bu hafta oluyor gelin

    ezeli de deli gönül ezeli
    çiçekdağı da döktü m’ola gazeli
    dolaştım alemi gurbet gezeli
    bulamadım zahide’mden güzeli

    gurbet ellerinde esirim esir
    zahide’m kurbanım hep bende kusur
    eğer anan seni bana verirse
    nemize yetmiyor el kadar hasır"
  12. 12
    Neşet Ertaş'ın en sevilen türkülerinden biri de "Zahide'm". Ertaş'a "Zahide'nin kim olduğunu sorduk". "Herkesin bir Zahide'si var" yanıtını verdi. Yine sorduk:

    -Sizinkisi hangisi?

    -Sevdim kavuşamadım... Zahide'm türküsünü çığırdım...

    Türkü çok tutuldu... Sonra baktım, başka türkücüler, Zahide'm türküsüne yeni yeni dörtlükler eklemeye başladılar... Zahide'm türküsü uzadıkça uzadı.. Sanki destan olup, çıktı... Meğer, herkesin bir Zahide'si varmış.

    -Ya sizinki?

    -Benim ki, boynumu bükük koyan bir eski aşk hikayesi. (Kendi ağzından)

    Halk arasında “Zahidem” adıyla ün yapan türkünün şairi Aşık Arap Mustafa, 1901 yılında Çiçekdağı’na bağlı Orta Hacı Ahmetli köyünde dünyaya gelmiştir. Babasını annesini çok küçük yaşlarda yitirdi. İlk önce bir akrabasının himayesinde, daha sonraları da onun bunun yanında büyüdü.

    Arap Mustafa’nın babası düğünlerde, toplantılarda “Koca Oyunu” adı verilen oyunda “Arap” rolünü üstlenirdi. Bu nedenle Mustafa’ya da “Arap” lakabı takılmıştır. Kimsesiz kalan Arap Mustafa 10 yaşına gelince Yukarı Hacı Ahmetli köyünden Hacı Bürozadeler’den Mehmet’e çiftçi durdu. Zaman içinde çalışkan, babayiğit, giyimine özen gösteren yakışıklı bir delikanlı olan Arap Mustafa, Ağasının yeni yetişen Zahide’ye gönlünü kaptırdı. Fakir ve kimsesiz olduğundan bu sırrını bir türlü açığa vuramadı.

    20’sinde askere giden Mustafa’nın aklı, deliler gibi sevdiği Zahide’de kalmıştı. Köydeki dostlarına mektuplar göndererek Zahide’den haber almaya çalışan Arap Mustafa, Zahide’nin başka biriyle evlendirildiğini ve düğününün de bir hafta sonra olacağını duyunca üzüntüsünü aşağıda içli mısralara dökmüştür. Türküyü Neşet Ertaş plağa okuyup tanıtmıştır.

    Zahide Kurbanım n'olacak Halim
    Gene bir laf duydum kırıldı belim
    Gelenden gidenden haber sorarım
    Zahidem bu hafta oluyor gelin
    Hezeli de deli gönül hezeli
    Çiçekdağı döktü m'ola gazeli
    Dolaştım alemi gurbet gezeli
    Bulamadım Zahidem'den güzeli
    Ay ile doğar da gün ile aşar,
    Zahide’mi görenin tebdili şaşar
    İyinin kaderi kötüye düşer,
    Diken arasında kalmış gül gibi.
    Zahide’m kurbanım kurtar bu dardan
    Baban anlamadı bizim bu haldan
    Kekiline sürmüş kokulu yağdan,
    Derdin beni del’ediyor Zahide’m.
    Ziyaret’ten çıktım Cender’in özü
    Kum gibi kaynıyor Zahide’m gözü
    Aslını sorarsan esalet yerden
    Hacı Bürolardan Mehmet’in kızı.
    Gurbet ellerinde esinim esir
    Zahide’m kurbanım hep bende kusur
    Eğer baban seni bana verirse
    Nemize yetmiyor el kadar hasır.
    Çiçekdağı’nda da hiç gitmez duman
    Zahide’m kurbanım hallarım yaman
    Yapamadım şu babayın gönlünü
    Fakir diye bana vermedi baban.
    Anamdan doğalı çok çektim cefa,
    Şu yalan dünyada sürmedim sefa,
    Adımı namımı soran olursa,
    Orta Hacı Ahmetli Arap Mustafa.

    Arapoğlu Mustafa’nın kendisine Mecnun gibi aşık olduğundan etkilenen Zahide, Mustafa için şiirler söylemiştir. Bu şiirin üç kıtasını H. Vahit Bulut, 1973 yılında Yukarı Hacı Ahmetli köyünden Zahide’nin yakın arkadaşı ve sırdaşı Fatik’ten derlemiştir. Baştaki iki kıta tarafımızdan derlenmiştir.

    Bu nasıl sevdaymış geldi başıma
    Felek ağu kattı tatlı aşıma
    Sevda çekenlere zor gelir gurbet
    Gece gündüz elim kalkmaz işime.
    Aşağıda sap kağnısı geliyo
    Derdin beni elik elik eliyo
    Kurbanlar olayım gara Mustafam
    Babam beni yad ellere veriyo.
    Arapoğlu derler gayeten atik
    Gözleri kara da, kaşları çatık
    Git nazlı yare de bir haber getir
    Bastığın yerlere kurbanım Fatik.
    Ağlayarak yayığımı yayarım
    Yarim gitti günlerini sayarım
    Çıksa Büyüköz’e mendil sallasa
    Islık çalsa ıslığını duyarım.
    Coşkuna da deli gönül coşkuna
    Aşkından Zahide döndü şaşkına
    Sensiz edemiyom nazlı civanım
    N’olur bir yol görün Allah aşkına.
  13. 13
    Bizim pederin en sevdiği türkü. Annem pek sevmez. Sonradan ayıktım mevzuu. Zamanında halide diye bi kıza aşık olmuş bizimki ki şimdi annemin arkadaşı kendisi nsşfkslcnsm onun kardeşinin adı da zahide. Ondan sektirip onu anıyormuş puşt. Yani annemin teorisi bu en azından. Zaten ayda yılda bir memlekete giderim. Pederle rakı sofrasında dinleriz. Saygıdan annemin gitmesini beklerim tabii :d

    Ek: hikayenin bir diğeri de kahverengi gözlerin. Annem de onu dinlerken eski aşkına dalıyor sanırım. Yine peder yokken açıyorum tabii :d
  14. 14
    Guuuurbanın olaaam diye istemsizce devam ettirdiğim türkü. Bunu bize sen yaptın Mehmet Ali Erbil...
  15. 15
    gece gece güzel kafayla dinlenen, güzelden öte türkü...
    www.youtube.com/...
    • Oo afiyet olsun
  16. 16
    bende garip bi şekilde yeri olan türküdür.