94
İRENÇBER RECEP
İki öküz çeker tekerlekten yoksunmuş gibi kağnıyı
Aynı nakaratta gıcırdanır durur feleğin çemberi
Bir deri,bir kemik ruha sığmayı beceremedi Recep henüz
Kasketini eline alıp dönünce hırçın gözleriyle
İğde deneğinden ince karısına söver ana avrat
İğne miliminde düşüp kırılır içimi cılız bir sızı kaplar
Heryer cehennem.
Beş nufusa dar gelen ev az ileride daha
Akşamdan sabaha buğday taşınır kireci dökülmüş ambara
Lambayı yanık unutmuşlar yine merdivenin soluna düşen odada
Yalın ayak koşarak gelir Ahmed yeni kara pabuç almış babası sanırsınız
Recep suskunluğunda ahmed mesut
Tende resmi geçit halinde yayılır mut ve umut
Heryer cennet.
Üzüntülü yüzüyle tül perdenin arasından maviye çalan gözleriyle bakar Hatice
Düşünür nice;nahiyeden birine sevdalansam,nahiye ne kadar uzak acaba?
Kaba sığarsa beş tahta kasık ve musakka ne eksik ne tam
Tamam vakit eristi pelit ağacının arkasına düşen Gavur Dağı'na gayrı
Yulaf ekmeğini parçalarcasına kırıntılarımı toplamakla meşgulüm
Heryer araf.
YAZAN: ViranŞairi
(bkz: ) www.facebook.com/...
↑