1
(bkz: Memoirs of a Geisha)
Arthur golden kitabından uyarlanan film.
Ailesi tarafından geyşa yetiştirme evine * satılan chiyo'nun ünlü bir geyşa olma yolunda emin adımlarla ilerlemesini ve başkana duyduğu gizli aşkı anlatıyor.
Baş rollerde çinliler olması ve ingilizce konuşulması çok eleştiri almıştır.
bu sahne çok yaraladı be sözlük.
2
insanı çok etkileyen film. gerçek bir hayattan uyarlama diyorlardı ama emin değilim.
Kitabı okuyup filmi izledikten sonra insanda bi geyşa olma isteği olmuyor değil. sırf kimono giymek için.
Tabii statü olarak olarak pek bir düşük oldukları için kimono için bu risk de alınmaz. * zaten yaş olmuş 30, ayak desen 38,5 nereye geyşa oluyorum.
Aman neyin tartışmasını yapıyorsam. Geyşalık mı kaldı bu devirde.
3
2005 yapımı film.
uzak doğu sinemasına ayar olan ama "ulan abd yapımıymış, izlenir belki" ayarında açtığım film kendileri. ama lakin işin aslı öyle değil. o 145 dakika, 145 yıl gibi mi geçer? kitabı okumadım lakin mevzuyu tam olarak aktarabildiklerine de inanmıyorum. psikolojik baskı havada kalmış. bir de mal gibi gittik dublajlı versiyonu izledik ki sinir krizleri geçirmemek elde değildi.
4
japon kültüründeki geyşa olgusunun sanıldığı gibi olmadığını anlatan kitap/film.
"sanıldığı" gibi değil diyorum çünkü kendi adıma geyşaları, müşterilerinin sadece cinsel ihtiyaçlarını karşılamak için yetiştirilmiş özel kadınlar olduklarını sanıyordum. esasen durum tam tersiymiş. öyle ki geyşalar arasında, müşteriyle geçirdikleri sürede cinsel bir birliktelik yaşanması onursuzluk olarak görülüyormuş. devlet erkanının ya da büyük iş adamlarının katıldığı çay törenlerinde dans eder, şarkı söylerler ancak tüm bunların haricinde ortama ayak uydurabilmeleri için ciddi derecede entelektüel bir eğitimden geçerlermiş. zarafet ve saflığın temel alındığı ve kendilerince "sanat" olarak adlandırdıkları bu kavram ikinci dünya savaşı sırasında fahişeler tarafından içinin boşaltılması sonucu bu zamana kadar yüzlerce insan tarafından yanlış anlaşılır olmuş.
az evvel filmini izledim. evet, ilk kez izledim. gayet güzeldi. sahne açıları, müzikler, kostümler, atmosfer, karakter çözümlemeleri oldukça hoşuma gitti.
ancak sayuri'nin lensleri berbattı. japon kültürünü anlatan filmde ken watanabe'den başka japon oyuncu görememek pek ironikti doğrusu, bildiğin çin'in yeşilçamını toplamış adamlar. ha bir de keşke orijinal dili japonca olsaydı. japonca bildiğimden değil, atmosferi yakalamak açısından pek daha hoş hissederdim kendi adıma.
5
Askerdeyken okuduğum üç beş kitaptan biri. İlk başta kitabın kalınlığı gözümü korkuttu ama kitaba başlamamla bitirmem bir oldu. Çok akıcı ve güzel. Herkese şiddetle tavsiye ederim.
Okurken daha önce hiç japon kültürüyle ilgili bir kitap okumadığımı ve "geyşa"yı daha önce duymadığımı farkettim. Güzel bir deneyim oldu benim için.
6
beni üzmüş filmdir. bu kadar duygu yüklü olmasını beklemiyordum…
↑