kayıt

leyla ile mecnun

  1. 10
    her bölümünün ayrı bir tat bıraktığı dizi.

    ilk sezon yani gerçek leyla olarak gördüğümüz, benimsediğimiz ezgi asaroğlu ile arda karakterini canlandıran ushan çakır arasında yaşanan kötü olaylara kadar harikaydı. bunların ekipten çıkarılması ve senaryonun haliyle değiştirilmesi gerektiğinden bi takım aksamalar yaşandı. burak aksak iyi toparladı diyebiliriz. adam beklemiyordur haliyle böyle bi olayın yaşanacağını. hayır bilse önceden hazırlıklı olur zaten. mecnun'nun yolu...

    2. sezonu yani şirin leyla ve sedef leyla mecburen girilen bi yoldu. bu dönemde zaten mecnun'un arayışı hüküm sürdüğünden diğer karakterlere yönelim fazlaydı. her yer leyla ile dolunca mecnun 'bi annemin adı leyla değil biliyo musun abi' diye isyanlardaydı. şirin leyla, sedef leyla, nurten'in almanya'dan gelen yeğeni leyla (altyazılı), gerçek leyla'nın kankaları vardı ikili takılan değil de şu an işler güçler'de oynayan kız o da leyla idi mesela.

    buraya yazılanları sürekli takip ettiğim için aynı cümleler olmasın diye uğraşıyorum ama malzeme aynı şimdi hafız ne yapayım. karakterler isimleri bu kadar özenle seçilebilirdi. futbolda kullanıyoruz ya hani nokta atışı ile de oyuncu seçimi yapılmış. erdal bakkal şom ağızlı, patavatsızın biri. ağzından çıkanlara bak-ve-kal abi. 'bana böyle bi bilgi gelmedi', 'bana böyle bişey söylenmedi' kendisinden duymaktan bıkmayacağımız cümlelerden. ayrıca uzun zamandır dans etmiyor. bekliyoruz burak aksak, cengiz bozkurt.

    ali atayı bu diziye kadar hep itici bulmuşumdur. mecnun ç. karakterinin etkisi mi yoksa genel olarak dizinin etkisinden midir bilinmez, sorsalar şu an hiç sahip olamadığım ama hep istediğim abi figürüdür kendisi. mecnun ç. gibi konuşma var ya hani hah ben de onlardan biriyim.

    diziye uymayan, oturmayan, sempatik gelmeyen tek isim melis birkan. yapamıyor ya komedi oynayamıyor. mesela 82. bölümün sonunda duygusal bi sahne vardı orada 'tamam' dedim oldu dramada 10 numara ama iş komediye gelince hele ki leyla ile mecnun gibi efsane olmuş bir dizide samimiyetini yakalayamıyorsun. o komiklik yapmaya, komik olmaya çalıştıkça sahne arkadaşının performansını da etkiliyor. bize yansıması zor oluyor yani. ben mecnun'la olan sahnelerine pek gülemiyorum. mecnun ç. toparlamaya çalışıyor hep. hele bi de melis birkan'ın sesi boğazında simit parçası kalmış da bi yandan muhabbetten kopmayayım derdinde olan arkadaş gibi çıkıyor. sevemedim gitti yani. leyla olamadı benim için. benim için derken hani dizinin sıkı takipçisi olarak ben yani. başka yerlere çekilebilir cümleler kuruyorum hep. benjamin ile mecnun'un sahneleri daha fazla olsun bence.

    klişeden ölen var ama şimdi bazıları hep olsun, hiç bitmesin istiyorsun. ismail abi'nin 'erdal abi çay bana'sı, yavuz'un 'ben öyle bi insan mıyım'ı, mecnun'un 'nieymiş, niabdın, niç-in'leri, iskender baba'nın erdal'a bedduları...

    hepsine tek tek teşekkürlerimi sunuyorum buradan. bize böylesine güzel bir diziyi izlememize olanak sağladıkları için, emekleri için...

    o gemi bi gün gelecek be abi...
  2. 11
    şiir gibi diziydi. şiir dinletirdi bize. şiirden falan anlamayan, duygusuz adamlar olarak bizler duygulanırdık arka fondan gelen o müzikle okunan şiirlere. dikkat ederdik yavuz'un okuduğu kitaplara. kitaplarla en alakasız adam o mısraları ezberlerdi. dizi gibi diziydi be işte.

    www.youtube.com/...

    www.youtube.com/...

    www.youtube.com/...
  3. 12
    akşam akşam canlandırılmaması gereken başlıktır. yine hüzünlendim bak.

    çok samimiydi lan. neden bilmiyorum. ufak tefek dertlerinden herhalde. diğer dizilerde herkes it gibi zengindir, portakal suyunu içmez, yudumlayıp çıkar ya, öyle değildi bu. çay vardı çay. it erdal sallama yapsa da çay vardı hep. çaya saygılarından ötürü bile izlenirdi bu dizi. aşkları çok samimiydi hele. ilk leyla gitmeden öncesi mesela. mecnunun tek derdiydi leyla. arkadaşlarına da yardım ederdi ama hep önceliğiydi o. kafada hep leyla vardı, bilirdik biz onu. kızın babasından korkardı mesela mecnun. diğer dizilerdeki gibi taksi diye bağırınca taksi gelmezdi. beklerlerdi soğukta. absürttü ama çok gerçekti.

    hüznü iyi hissetirirlerdi ya ondan çok gülerdik biz. tam böyle duygusal konuşmalar, yapmacık da değil, bi anda en absürt şeyi söylerlerdi o anda kahkaha atardık. sonradan ben de özledimde ali atay da demişti hatta iyi komedinin özü hüzündür dingil diye. ismail abiye çok üzülürdüm ben mesela. hep fark edilirdi onun hüznü en ufak anda. hemen kendini feda ederdi bir durum olunca benim zaten kimsem yok bişey olmaz, sizin sevdikleriniz var diye. behzat ç geldi kim öldürdü adamı diye, ben öldürdüm dedi, ölüm geldi hanginizi alayım diye beni al dedi hemen. başlarda mecnunun başına çok iş açtığı için kızmıştım biraz ama ismail abi adamın dibidir.

    son sezonlarında aynı tat yoktu maalesef. ha izledim severek. yine çıksa yine izlerim. bir süre sonra abi kardeş gibi oluyorlar artık, alışıyorsun. kim ne durumda ne tepki verir biliyorsun zaten. öyle öyle izledik işte. neyse daha da yazmayım yoksa her espriye giriş yapasım var.

    sizi mecnunun dansıyla baş başa bırakıyorum.
  4. 13
    her şeyiyle efsaneleşen nadir dizilerden biri.
    şimdi mecnunların evi satışa çıkmış.

    toplaşsak da alamayız galiba...
    onedio.com/...
  5. 14
    bir fuzuli eseridir kendisi.

    dizi olan leyla ile mecnun'dan da bir replik:

    --! alıntı !--

    her şeyi salla ama çayı demle be hacı!

    --! alıntı !--

  6. 15
    Ben güçlü olmak istemiyorum ki dede.
    Ben şekerpareyi istiyorum.

    Anlamış mıdır benim onu sevdiğimi. Seviyorum diyemeden gitti çünkü.

    -ismail abi.
  7. 16
    burak aksak'ın 3. sezon finalinde de yapacağını yaptığı dizi.

    aslında diğer sezon finallerinden alışkındık gidenlere, hüzünlere ama bu sezon finalinde dramın amına koydu resmen yalnız şöyle bir şey var ki düşündüğüm;

    --! spoiler !--

    lunaparktaki dönme dolaptan indikten sonra mecnun kum kusması ve final sahnesinde çölden aslında hiç çıkmamış olması bu sezon yaşananların belkide sadece bir hayalden ibaret olabileceği düşüncesi de getirmekte.

    ve son olarak...

    mecnun: ben gidiyorum abi...

    ismail abi: gidiyorum deme mecnun.. zaten biliyorsun gidenler dönmüyor.. ama ben beklerim... nerde olduğumu biliyorsun...

    --! spoiler !--

  8. 17
    anfinişıd biznıs olarak kayıtlara geçen dizi. sonunda ne olacaktı? bi son olacak mıydı? bu soruların cevabını ararken farklı bir cevap verdiler; yeni bi projemiz var. herkes özlediğini söylüyordu.

    (bkz: ben de özledim)

  9. 18
    tüm absürdlüğüne rağmen hayatın o kadar içinden bir dizidir ki bütün o fantastik şeylerin gerçekten yaşanabileceğine yürekten inandırır.

    (bkz: özledim jenerik müziğini özledim)
  10. 19
    Az önce bitirdiğim, peşine de 'ben de özledim' dizisinde verilen finali izleyerek kendime iyi Çektirdiğim dizi.

    İçim çıktı ağlamaktan. Mecnun'un yatar hali gözümün önünden gitmiyor.
  11. 20
    Absürd edebiyatın mihenk taşı; on numara bir dizi. bizim çeyrek mafya bebelere fazla gelir.
  12. 21
    komedi dizilerine farklı bir boyut getiren enfes bir dizi... senaristler on numara beş yıldızlık bir iş çıkartıyor...
  13. 22
    şu zamanlarda yeni bölümü olan komedi dizisidir.
    güzel gidiyor güzel...
  14. 23
    türk dizilerinin en beğenilerinden replikler süper vallahi...
  15. 24
    yayınlanan son bölümü sezon finalinden daha çok son bölüm gibi olmuştur.

    yeni sezonda çok farklı bir yola girebilir zira bu bölüm red wedding tadında olmuştur. tabi ki paralel evrenlerden, uzaylılardan ve bu gibi gerçekliklerden kurulu leyla ile mecnun evreninde her şey mümkündür. ölenler ölmemiş olabilir veya ölüp geri getirilebilir ancak ben bu yola girileceğine ihtimal vermiyorum.

    ak sakallı dede uyuşturucu davası nedeniyle bu sezon nispeten az görünürken önümüzdeki sezon tamamen dizinin kadrosundan çıkarılabilir. bu sadece ak sakallı dedenin hukuki durumu nedeniyle değil dizinin kendi iç dinamikleri nedeniyle de makul bir yol bana göre.

    son bölümde karabasanla satranç oynadıkları sahnede karabasan ak sakallıya hitaben "sen onların hayatına girdiğin gün bu oyunu kaybettin" dediği için ak sakallı dede bu durumun yani ölümlerin doğal sorumlusu olarak kendini görebilir ve bu nedenle mecnunun hayatından tümden çıkmaya karar verebilir.

    son sahnede mecnun aslında çölden hiç çıkamadığı için yani ezgi asaroğlunun ölümünü hiç atlatamadığı için bu sezon finalini ezgi asaroğlunun ölümüne bağlamaları da mümkün geliyor bana. sezon finalinde mecnun ezgi asaroğlunun mezarı başında konuşurken arka sahnede ak sakallı dede görünürken ak sakallı dedenin önünde durduğu mezartaşında hocaefendi hafız cemil genç yazıyor. geçen bölümde final sahnesinde melis birkanın gelip gördüğü mezar muhtemelen ak sakallı dedenin mezarı.

    bu sahnenin flashbackiyle melis birkanın havaalanına gitmek için bindiği taksi sahnesini birbirine bağlayarak ingiltereye yerleşmesini bağlayabilirler ve bu şekilde melis birkan diziden ayrılabilir. zaten genel olarak leyla karakterine oturmadığı da kabul gören bir fikir. hem ezgi asaroğlu diziye dönecekse bu şekilde melis birkanın olayını bağlamaları da mantıklı.

    ak sakallı dede melis birkana ikinizden birinin hayatı yoluna girmeden diğerinin hayatı düzelmez derken mecnunu kastediyordu. mecnun için hayatın yola girmesi ancak ezgi asaroğlunun ölmemesi veya geri gelmesi yada hiç tanışmamalarıyla mümkün.

    ölmemesi zaten senaryo olarak bana zor bağlanıyor gibi geliyor, zombi olarak gelemeyeceğine göre ikiz kardeş falan hiç olmayacağına göre en makulu hiç tanışmamaları. eğer karabasanın dediğine uyar ve ak sakallı dede onları beşikte yan yana koyup kaderlerinin beraber yazılmasını sağlamaktan vazgeçerse hiç tanışmazlar.

    tabi aşk tesadüfleri sevdiğinden ve kaderden de kaçılamadığından bakınız eternal sunshine of the spotless mind yıllar sonra ezgi asaroğlu ile mecnun çınar kireç burnunda tanışır öyle de büyük final olur yani. çok da güzel olur 1 sahnede gösterip ezgi asaroğlunu bitirirler.
  16. 25
    iyi diziydi güzel diziydi de mecnun'un sevdiği hiçbir leyla iyi rol yapamadı. hatırladığım bi erdak bakkal'ın yeğeni leyla iyiydi.

    tanım: tarihin derinliklerine gömülmüş efsane dizi.
  17. 26
    ben de özledim'in içinde yaptığı final ile duygulandırmış, pazartesi günlerini anlamlandıran diziydi.
  18. 27
    -ismail abiiiii

    -hopppppppppp

    repliğini hafızalarımıza kazımış dizidir candır...
  19. 28
    "varlığının tiryakisi yokluğunun delisiyim." tadında şarkılarla ardından ağlanası dizi.
    burak aksak'ın 25 yaşında ve beş parasızken evde plastik bir sandalyeye bakarken aklına gelen bir fikir üzerine kaleme aldığı dizidir ayrıca. çaresizlik ve parasızlık ikilisi birleşince kafasında aksakallı dede figürü belirmiş burak aksak'ın. senaryosunu birçok özel kanala yollamış fakat fazla abartılı bulup yayınlayamayacaklarını belirtmişler. selçuk'la * birlikte senaristliğini yaptığı ramazan güzeldir dizisi sayesinde trt kucak açmış kendilerine. ve onu onur ünlü ile bir araya getirip bu efsanenin temeline başlamışlar.

    aslında dizinin bu kadar sevilmesinin temel sebebi burak bence. kafasında kurduğu o dünya. kendini yansıttığı karakterleri böyle iyi oyuncuların canlandırması da etkili bir sebep sanırım. zaten ramazan güzeldir dizisinde mecnun'u canlandıran bir adamdan leyla ile mecnun hikayesi çıkması garip değil aslında. kendi ütopyasını diziye mi yansıtmış bilinmez ama çoğu huyunu mecnun'a yansıttığı aşikar. ve baba figürüne gelince... 12 yaşında babasını kaybetmiş bir adamın "iskender" gibi sağlam bir baba karakterini yazması fazla güzel. baba-oğul arasında yaşanan o diyalogların çoğunu özlemlerinden almış olsa gerek ki paralel evren bölümünde mecnun ve iskender'in sahnesi beni çok etkilemişti. güldürmeyi de ağlatmayı da kıvamında tuttuğu için ve ilk dizisinde kendini böyle tanıttığı için teşekkür ederim buradan kendisine.

    heh diziye geri dönüş yaparsak eğer ilk sezonu gerçekten efsanedir. hani serenat kısmından tutun da, mecnun'un "ben bu oyunu bozarım." deyip kafasına sıktığı sahneler hepsi efsanenin güzel bir parçasıdır. ön yargılı davrandığım çoğu oyuncuyu bana sevdirmiş dizidir ayrıca. mevzunun oyuncudan ziyade senaryoda olduğunu öğretti bana. ilk leyla hariç diğer leylaları burak benimseyemediği için mecnun'a da benimsetmemiş. "inanmadığım şeyi yazamam." demiş kendisi. öyle de güzel bir adam ki uzay boşluğunda uzay mekiği vurdurmaya inanıyor da bu ikililer arasında bir aşkın başlayacağına inanmıyor. dizinin ikinci sezona başlarken büyük travmalar atlattığı o kadar ortada ki. ezgi'nin ve ushan'ın diziden ayrılışı, onur ünlü'nün kanser olması... tüm yük burak aksak'ın omuzlarındayken diziye iki leyla'yı dahil edip kafasındaki karışıklığı senaryoya da yansıtmış ama bunun altından öyle güzel kalmış ki hayran kalmamak elde değil. üçüncü sezon melis birkan'ın gelişiyle ilk sezona dönüş sinyalleri her ne kadar verilse de o ilk leyla'daki heyecanı yakalayamadığı için bir türlü birleştirememiş leyla ile mecnun'u. sadece yan yana getirmekle yetinmiş. mecnun ve leyla'nın yanı sıra ismail abi, erdal bakkal , iskender, yavuz, gothic leyla, gözlüklü çocuk vb. karakterleri öyle muntazam yazmış ki dizide başrol denen kavramı tamamen yıkmış aslında. dizide oluşturduğu konuşma tarzları da izleyenlerin ağızlarına yapışmıştır ayrıca. mecnun gibi "neeaymiş ?" deyip, ismail abi gibi beddualar etmemize sebep olan dizideki samimiyet olsa gerek. ha ayrıca dizideki küfürlere ve sansür uygulamasına bulduğu dahiyane çözümle de kalbimde ayrı bir yer edinmiştir her zaman. "damacana", "sarı tuvalet terliği" gibi kelimelerle en içten küfürlerimizi karşılamayı bilmiş ; sakız, erik, sakız böreği * gibi kelimelerle televizyonda yayınlanması yasaklanan zararlı alışkanlıklara yeni boyutlar kazandırmıştır.

    dizinin müziklerine de değinmeden edemeyeceğim. gerek dizinin kendi müzikleri olsun gerek alıntı şarkılar olsun hepimiz için özel bir yer kazanmıştır. hele mecnun'un leyla'ya mektup yazdığı bölüm çalınan fon müzik var ya işte o fon müzik insana neler yazdırır da serdar ortaç gibi bir tepki vermekten korktuğum için fazla ilerlemeyeceğim bu konuda. izlediğim en güzel diziydi. ve sanırım aşıkken izlediğim dizi olduğu için ayrı da bir özel geliyor. finalinin olmaması da hala içimde burukluk yaratan durum aslında. ben de özledim dizisinde yayınlanan final tamamen ali atay'ın fikriymiş. ben burak aksak'ın ne yazacağını fazlasıyla merak ediyorum o yüzden. umarım finali kitaplaştırma fikrini unutmaz da en azından alıp okur zihnimizde canlandırırız. güzel şeyler güzel sonuçlanmalı çünkü.

    gece gece nasıl bir özlemle girdiysem başlığa bir kolaj yapmadan da gitmeyeyim madem.

    www.youtube.com/...
    www.youtube.com/...
    www.youtube.com/...
    www.youtube.com/...
    www.youtube.com/...
    www.youtube.com/...
    www.youtube.com/...
    www.youtube.com/...
    www.youtube.com/...
    www.youtube.com/...

    ne güzeller be... devam ederim ben böyle de neyse.
    son olarak gecenin yalnızlarına benden :

    www.youtube.com/...
  20. 29
    bölüm başlangıcında güldürüp finalinde ağlatmasıyla çoğu duyguyu bir bölümde yaşatan dizi.
    trt okul'da tekrarları devam ediyor, fırsat buldukça izleyip mutlu oluyorum.
    finalini hala merak ederek tabii.