13
ulan buraya kusacak o kadar çok pislik var ki içimde. kaç yıldır ceremesini çektiğim bu laneti "ama çocuk doğurmak kutsal" düşüncesiyle bastırmaya çalışıyorum. yazarken bile zaman zaman tepki göstermekten, aşırıya kaçmaktan çekindiğim bir toplumda kadın olmak nasıl bir şey siz hesap edin.
ailemizde otoriter bir baba figürü olmadı hiçbir zaman. her gün dayak atıp bağıran çağıran, mutsuzluk ve dedikodudan beslenen bir anneanne ve kendisinin yalnızca okumuş versiyonu olan manyaklık derecesinde kontrolcü bir anneyle büyüdük. çocukken evden çıkmazdık hiç, yalnızca özenle seçilmiş kitapları okurduk, abim kitaplardan nefret ettiğinden yakalanmadan televizyon izlemenin sırlarını çözmüştü, para aşırıp okuldan kaçarak kek ve cips almayı bilirdi, en olmadı internet kafeye giderdi; ben gerek karakterim gerek bebek yaşlardan beri "senin baban yok sen kendine dikkat edeceksin, o erkek kendini korur sen kız çocuğusun" aforizmalarından tamamen içe dönüktüm. ara sıra kuzenlerim gelir, onlarla sosyalleşme fırsatı bulurduk. yine de yıllarca iki manyak kadının sözünün dışına çıkmadık ve ben hiç, abim birkaç kez mahalle çocuklarıyla istisnaya girerek, neredeyse hiç evden çıkmadık.
zaman geçti. büyüdük. yıllardır evimizin erkeği zırvalarıyla yetişmiş ancak bir sike yaramayan bir abim var. anneanneme göre ilk çocuk, üstüne üstlük "erkek" olmasından dolayı şehzade ünvanını hak ediyor. senelerdir yapmadığı tersliği, zorluğu bırakmadı. başka bir şehirde aylak aylak gezip eve karı kız atıyor yalnızca, gecenin biri motorla çıka geliyor, içip sıçıyor, bütün bunlar yalnızca "çocukken de çok hareketliydi"ye yorumlanıyor. benim en ufak bir eleştirim ergenliğe, genç kız azgınlığına yorumlanıyor, çiftleşmek için dama çıkmış kedi benzetmesi yapmaktan çekinilmiyor, kendi haline bırak sakinleşsin gibi vahşi hayvan yahut deli benzetmelerinin sonu gelmiyor, ağlamadan geçirdiğim bir gün olmamasına rağmen "her şeyi hak etti" ye varıyor en fazla arkamdan konuşmalar, "abisi çok efendi maşallah ama kız çok içine kapanık, sorunları hallolmadı bir türlü, psikiyatriste götürdük ama"dan öteye de gitmiyor. zaman daha da ilerledi, ben daha çok içe döndüm ancak bırakın kendime dikkat etmeyi, üvey anne zulmüyle yetiştiğimi düşündüğüm her tuğlasını indirmek istediğim şu evden intikam alırcasına erkeklerle birlikte olmaya çalışıyorum. bir gün birinin gücü yetse de beni çekip çıkarsa ve tuğlaları gerçekten başlarına yıksa diye ümit ediyor olmalıyım. kafese tıkılan kuştan daha az özgürlüğüm olan şu lanet yerin artık bağırdığını, her an tehditler savuracağını düşündüğüm duvarlarından, küfürler sinmiş halılarından, hem abimden hem beni çocuk doğurmaya korkar hale getiren annem ve anneannemden dayak yediğim köşelerinden, kasvetli havasından ve inanır mısınız gelen hayvanların bile bir seneden uzun yaşayamadığı şu iğrenç evden defolup gitmek istiyorum artık. ve elbette yıllarca öğretildiği üzere bir kadın olarak kendimi muhafaza edip beni kurtaracak şanssız kişiyi beklemem gerekiyor.
bütün bunları, müthiş bir özgürlüğüm olduğuna herkesi inandırmak istediğimden anlatacak kişi bulamıyorum ve her gün, istisnasız her gün başkalarının aile facialarını dinliyorum.
çoğu zaman yazı yazıyorum diye odadan adım atmadığım ve babam olacak haysiyetsizle de görüşmemin tamamen imkansız olduğu evimde, bir tane huzurlu, kavgasız dövüşsüz gün geçiremeden ve almaktan korktuğum "senin ki de dert mi" tepkisi nedeniyle arkadaşlıklarımı bile sürdürme gerekliliği görmediğim şu dönemde, sabahtan akşama kadar tülün arkasında sigara içip geçmişimin ve geleceğimin karman çorman olduğu yılların bedduasını yemiş yutmuş üç yüz metre kare betonun içinde "belki ben de orospu yerine şehzade olabilirdim" diye hayıflanıyorum.
14
(bkz: yarrak afedersin)
ciddiyim lan, bizim memlekette işler bunla yürüyor. adam olduğun için dalgan yok, dalgan olduğu için adamsın mantığı, kapiş...
15
kadın başına olmaktır.
Düşünsene; gecenin bir yarısı daralıyorsun, çıkayım hava alayım diyorsun... bir insan bundan daha doğal ne isteyebilir?
İnsan demişiz, kadınsın işte!
Elbise seçimi, makyaj yapmanın uzun sürmesi falan kadın olmanın verdiği dezavantajlar değil. Sizin sorununuz.
16
(bkz: ayakta işeyememek)
toplumsal olanları hepimiz biliyoruz zaten. fizyolojik olarak en büyük dezavantaj bu ama.
↑