280
ilk düşündüğümüzde, normal olarak zamanı üçe ayırıyoruz:
geçmiş
evrenin andaki durumuna varmasını sağlayan zincir?
lan bu sigara ağzıma nereden geldi? ha evet, iki dakika önce "madem yazı yazacağım sigara içeyim" diye düşünüp sarmıştım. 24 yıla dair hatıralarım olmasa şu sigaranın zerre anlamı kalmayacak. 24 yıllık yaşantım sonunda bir sigara içişe varıyor.
yani geçmiş oldukça net, hatta ana temel oluşturması açısından anlam için gerekli bir kavram. nedir, var mıdır yok mudur, tartışmak çok anlamsız.
ama yok.
geçmişe dair her şey andan çıkarılabiliyor. çünkü geçmiş, sadece süren etkiler ile devam ediyor var olmaya. sigara sarışımın beynimde bıraktığı kalıntılar, tabi elimdeki sigara vesaire, süren etkiler. artık o sigarayı sardığım an yok, o andaki şeyler değişmiş, farklı biçimler alarak ana varmış fakat anda etkileri sürdüğünden geri doğru takip edebiliyor ve buna geçmiş diyoruz.
yani var evet ama anladığımız biçimde yok. tahtaya sürüldükçe biten tebeşir gibi hiçbir şey kaybolmadı, ama tebeşir artık yok.
kısaca geçmiş, anın içinde var sadece.
gelecek
24 yıllık deneyimlerim bana söylüyor ki, birazdan camı açıp bir sigara daha yakacağım.
evet aynen öyle oldu. olmayabilir miydi? ne bileyim, spekülasyona lüzum yok. ama o olmasa başka bir şey olacaktı, akmaya devam edecekti her şey. ama anda her zaman tek bir şey oluyor, spekülasyon yapabiliriz, ama olacak olan şey olacak ve diğer sonsuz ihtimalin hiçbiri gerçekleşmeyecek.
işte bu gerçeklik bizde, sanki gelecek kesinmiş ve varmış algısı yaratıyor. 2017'de bir şeyler olacak, ve kesin net bir biçimde belli bir şey olacak. tek bir alanda iki şey olamadığı gibi tek bir anda da iki şey gerçekleşemiyor. tabi biz bölümlere ayırıp olan tek şeyin farklı noktalarını farklı şeyler olarak yorumlayabiliyoruz. ama aslında tek bir şey oluyor. ve mesela bu olan tek şeyi bir alan olarak görüntüleştirirsek, bu alanda da farklı şeyler aynı yerde duramıyor. mesela hem tıp kazanıp, hem de barajı geçememe ihtimalim yok aynı anda.
yani gelecek de oldukça net. nedir, var mıdır yok mudur neyse sonunda yoktur diyeceğimi kestirebilirsiniz.
ama yok. yine de diyelim havada kalmasın.
neden? sayı saymak kolay bir iştir. 1-2-3-4, teker teker zıplat. ama diyelim ki her sayıyı, yani var olabilecek her sayıyı sayarak gidiyoruz. 0 ile başladık. sonra ne gelecek?
0,0000000000000000000.. bir yerde 1 gelmesi lazım, ama gelmesi mümkün değil. çünkü sonsuz sıfır var orada.
işte gerçeklik de böyle bir sonsuzluk olduğu için, gelecekte olacak şeyin kesin ve net olması mümkün değil. sonsuz değişken var.
ve gelecek, geçmişteki deneyimlere bakarak alışkanlık haline getirdiğimiz bir çıkarım yapma işlemi. geçmiş ne kadar varsa, o da o kadar var. anın içinde. anladığımız biçimde değil.
üçe ayırdığımıza göre sonunda son bölümlemeye geliyoruz, zaten teke indirdik aslında:
an
asla yakalayamadığımız, düşünürken geçmiş ve geleceğin arasında sonsuza kadar sıkıştırılan garip şey. her şeyin gerçekleştiği, geçmişin vardığı geleceğe giden tren? evrenin spesifik bir noktada durdurulmuş fotoğrafı?
anı inkar edemiyoruz, çünkü onu inkar ettik mi hiçbir şey var olmuyor. nasıl olacak değil mi? her şeyin gerçekleştiği bir alanı inkar edebilir miyiz? bu şu anda görüp işittiğimiz, dokunup tattığımız şeyi yadsımak olmaz mı?
ama yoktur. bu sefer çaktırmadan vurayım dedim.
0,000000 örneğine dönersek, sonsuzluğun nasıl bir şey olduğunu yeniden düşünmemiz gerek.
sonsuzluk
-sonsuzdan başlayıp +sonsuza uzanan sayılar? iki ucu sonsuza kadar giden bir çizgi? sınırlara sahip olmayan bir şey?
sonsuzluğu hep üç boyutlu düşünüyoruz, oysa akışıyla beraber ele almak gerekir ki gerçeğe oturabilsin. bir çakmağı gelecekten-geçmişten ve anından kopardık mı, çakmaklığı kalır mı? o bir kavram olur, düşüncede vardır, niteleyebildiğimiz kadar vardır. gerçekteki çakmak öyle bir şey değildir, sürekli değişir, değişmiş ve değişecektir.
elinizdeki çakmağın sınırları olduğunu görürsünüz, daha yakından bakabilseydik o sınırların sürekli olarak değiştiğini görürdük. hala sınırı var diyebilir miyiz? bir sınır çizebilir miyiz, çizdiğimiz her şey daha bitiremeden yeni biçim tarafından yadsınacaktır. sen daha algılayamadan o sınırlar değişmiştir. ama sen algılayabildiğin en iyi sabit biçimiyle algılayıp kavramlaştırırsın, çerçeve içine alır hareketinden koparır niteliklerini belirler ve onlara indirgersin ki algılayabilesin, üzerine düşünebilesin. yani o sınırlara senin ihtiyacın var, o sınırlar bu yüzden ortaya çıkıyor, sen olmazsan onlar da yok. sonsuzluk böyle bir şey, bitmemiş olmak yani.
an da böyledir. 0,000000 örneğinde olduğu gibi sonsuz bölümlenebilirdir, çünkü sen bölümlüyorsun onu normalde o bölümlere sahip bir şey değil. sayıları da sen uydurdun, noktaları da sen uydurdun, dilediğin kadar da uydurabilirsin. anı da sen uydurdun.
birine 5tl verebilirsin. 5 yumurtalı ekmek yiyebilirsin. acıktın mı kızarmış mis gibi bir 5 yiyemezsin. "5 vereyim olur mu abi?" dedikten sonra kimseye çıkarıp 5 veremezsin. yok çünkü. sonsuzluğu algılayabilmek için mecburen yaptığın bir "çerçeve içine alma" çabasından başka bir şey değil. tam da o yüzden 0'dan 1'e kadar saymayı geç, 0'dan bir sonraki rakamı söyleyemiyorsun bile.
aynı şekilde akan şey akmaktadır, durağan olarak o akışından kopuk olarak "var olamaz" ki "an" diye durağan bir resim gerçek olabilsin.
umarım anlatabilmişimdir, daha iyi anlatamıyorum sanırım.
sonuçta geçmiş de gelecek de sadece anda mevcut.
ama an yok.
e ne var ulan?
279
ismet inönü 1400 yıllık islam tarihi boyunca seçimler yoluyla iktidarı bırakmış ilk müslüman liderdir.
278
abazanlık çok cinsli bir eylemdir
277
yazar diye hitap ettiğimiz ölümlüler birer insandır, çığlık bir ifade kelimeler grubu ya da sestir.
276
(bkz: big o notation)
bazı spesifik durumlarda O(logN) O(1)'e kıyasla daha hızlı çalışabiliyor.
(bkz: ay ben şok)
274
Kaliteli bir cırt cırt santimetre karede 15 kg kaldırabilir...
273
ABD'nin resmi dili ingilizce değilmiş.
ABD anayasası, amerika için bir resmi dil belirtmemiş.
272
Zayıf insanlar intikam alıar, güçlü insanlar affederler, zeki insanlar umursamazlar.-anonim
Bu sözü duymam ile gözlerimde şimşekler çakmıştır. En azından benim hayalimde böyle. Bir zaman Sonra bu umursamamanın yeni bir erdem olduğunu anladım. Ve bana su kısacık zamanda çok şey kazandırmıştır.
271
zor olan bir başkasını affetmek değil, kendini affetmekmiş; çünkü affedemediğinin kendisi olduğunu anlaması dahi epey vaktini alabiliyormuş insanın.
269
Kadınların pipisi yokmuş, 30 sene sonra öğrendim.
268
serçe parmağının diğer adının badi parmağı olması. ufku iki katına çıkarmasa da düşler sokağı şarkısını daha anlamlı kılar.
267
(bkz: mubi) en az beş kat arttı.
266
Doğum kontrol hapını toz haline getirip şampuanınıza attığınızda saçı daha hızlı uzatır. Gerçektir efendim.
265
"yarrağımı" kelimesinin önüne geldiği fiile olumsuz anlam vermesi.
- ben burdan atlarım.
- yarrağımı atlarsın.
264
Öğrenen kişinin ufkunun dar olduğunu kanıtlayan şeylerdir.
263
hızla ilerleyen teknolojiden payını alan çizim programları örnek olarak verilebilir.
www.engadget.com/...
elim ayağım oynadı allahsızlar!
262
kan grubu a olan insana kırmızı et, b grubu olan insana ise beyaz et ağır gelir.
261
Matematikte bilinmeyene x denilmesi, 11. Yüzyılda ömer hayyam'ın üçüncü dereceden denklemler hakkında yaptığı bir çalışmada bilinmeyen ifadesine "şey" demesi ile ortaya çıkmıştır. Ispanyol kaynaklar bunu "xay" olarak çevirmiştir. Daha sonrasında kolaylık sağlaması adına ilk harfini kullanmaya başlayıp denklemlerde bilinmeyen için "x" denmiştir.
260
erkeğin bir boşalmasında çıkan spermlerde taşınan genetik veri miktarı 1.5 terrabyte civarıdır.
259
kulak memeleri ve meme başları dikey olarak aynı hizadadır.
258
Uykunun REM (Rapid eye movement) evresine; hızlı göz hareketleri mevcut olduğundan hafif uyku, aynı zamanda kişide kasların tamamen hareketsiz kalmasından dolayı ağır uyku sayılması nedeniyle "paradoksal uyku" evresi de denir. *
256
"dünyada bilinen 4.300 din var. bir ateist 4.300 ünü reddediyorsa bir dindar da 4.299 unu reddediyor."
(bkz: ricky gervais)
↑