gölgesinden hızlı boksör
- 231www.exkutupsozluk.com/...
bu kısa entry yukarıdaki arkadaşa cevap niteliğinde girilmiştir, daha sonrasında aynı meselenin neden doğru olmadığı daha da genişletilerek yazılacaktır;
yazıda beni özellikle rahatsız eden iki kısım var, birincisi içgüdü kısmı, bir diğeri de durumu sadece türkiye'ye bakarak açıklanmaya çalışılması,
önce şu içgüdü kısmını bir açalım;
içgüdü aslında hayvanların davranışlarını açıklamada kullanılan dinsel bir yaklaşım iken, 1800'lü yıllarda hayvan bilimleri içinde kullanılmaya başlandı. Hayvanların sorgulama yeteneği olmadığı kabul edilerek doğumlarıyla birlikte gelen içsel bir davranış şekli olarak tanımlandı. 1900lerde psikoloji ve sosyolojiye dahil edildi, bilinç dışı ve kognitif öğrenme dışında uygulanan davranışlar olarak açıklandı. Günümüzde de psikolojinin içgüdü olarak kabul ettiği neredeyse hiç bir şey kalmadı. Ve dahası "içgüdü" denen şeyin öğretildiği, öğrenmeye değiştiği ortaya çıktı. Hem hayvanlar için hem de insanlar için. Çünkü bilim ilerledikçe insan davranışları daha açıklanabilir hale geldi, daha çok veri vardı, daha çok çalışma imkanı, ve daha çok gözlem alanı. O yüzden 200 - 250 yıl öncesinden gelen kulaktan dolma "içgüdü" tanımıyla bir şeyleri açıklamaya çalışmak bu meselede herkesi zora düşürür. Nasıl mı, onu da anlatalım.
Bahsi geçen filozoflardan en çok jung'ı severim ama inan bana her biri okuduklarından çıkardığın tek bir sonuçla toplumsal meselleri açıklamaya çalıştığını görselerdi çok üzülürlerdi. Felsefe bir sorgulama yöntemidir bir sonuç bulup bunu dogmatik bir gerçekmiş gibi hayatın ortasına koy her şeyi de bununla açıkla yöntemi değildir. Bu yüzden dinden farklıdır. Bu yöntemin neden bu konuda işe yaramadığını çözümleyelim...
Hayat tercihler ve sonuçlardan oluşur diyip "kadının yanlış erkek tercihi" diye bunu bir kalıba sokmaya çalışıyorsak aynı problem üstünden aynı mantığı uygulayarak "erkeğin kadını öldürme tercihi" diye açıklayabiliriz o zaman değil mi? Peki bunu şöyle sorsam kadın "içgüdüsel" yapıyorsa bu seçimini, erkeğin öldürme seçimine "içgüdüsel" diyebilir miyiz? Çünkü istatistiklere bakıldığında dünya genelinde şiddet olaylarının uygulayanı, suçlusu yüzdeye vurulduğunda %80 civari erkek çıkıyor, tarihsel sürece bakıldığında erkek bedensel olarak kadından daha güçlü olduğu için ve avcılığı korumacılığı üstlendiğinden ötürü öldürmeye ve şiddete eğimli diyebilir miyiz? Hadi alalım aynı içgüdü mantığını tecavüze uygulayalım. Tecavüz suçluların çok büyük çoğunluğu erkekler tarafından işleniyor, ee seks ve üreme zaten içgüdüsel bir şey, tecavüzü içgüdüsel seçim diyerek açıklayabilir miyiz? Ne yapalım şimdi mesela, senin ortaya attığın bakış açısını diğer tarafa uygulayınca da böyle çirkin bir sonuç ortaya çıkıyor. Bunun çözümü ne olur, erkeği eğitmek, erkeği ıslah etmek... Gördün mü ne kadar yanlış.
Bir meseleyi etraflıca düşünmek böyle oluyor işte. Bir metinin, kavramın, olayın, durumun, toplumun her ne olursa olsun çözümlemesi etraflıca yapılır. Bir denklem kurarsın bu denklem her yerde işliyor mu ona bakarsın. Neden sonuç ilişkisi dünyanın bir gerçeği ama tek gerçeği değil. Buraya sadece neden sonuç ilişkisini koyup tek bir yerden bakarak toplumsal bir sorunu açıklamaya kalkmayı ben iyi niyetli görmüyorum. böyle şeyler iddia eden insanların da genel olarak sokağa çıkıp "amım var istediğime veririm, erkekler ölsün, kahrolsun erkek faşizmi, lolololo..." diye bağıran yarım akıllılardan farkı yoktur. Madalyonun iki farklı yüzünü temsil ederler, ikisi de çirkin yüzdür. Ve bu cinsiyetçiliğin daniskasıdır. Bu mesele bir kadın erkek meselesi değil, bu mesele bir toplum meselesi, bunu kadın erkek meselesi olarak lanse etmeye çalışan herkes de ya kördür ya kötüdür ben başka türlü bir açıklamasını görmüyorum. Hele de birileri sırf kendi görüşünü desteklesin diye de ekonomiden şurdan burdan yaklaşımları devşirmeye çalışıyorsa bence çok da tehlikelidir. Yanlış bilgi, eksik bilgi değiştirmesi çok zor şeyler.
Toplumsal sorunları cinsiyetçilik yapıp tutup erkek meselsi olarak görüp erkekleri suçlamak ya da karşı çıkma yöntemi olarak da kadınları suçlamayı seçmek bilemiyorum ama benim gözümde art niyet sahibi olmaktır.
son olarak; işlenen suç karşısında şu tepkiyi göstermekle "kısa etek giymeseymiş" demek arasında bir fark yok, onlar da suçluyu suçlu görüyorlar ama bahanelerle suçu olumluyorlar. kadınlar yanlış erkek seçiyor yargısının sonucu, yanlış erkek seçmeseymiş olacaktır. Ve evet iki tepki de olumlamadır aynı bokun lacivertidir. Böyle tepkiler vererek nelerin önünü açtığınızın farkında değilsiniz. o yüzden inatla diyorum ki, etraflıca düşünün. - Ne diyeceğimi bilemiyorum.
Hani derler ya duygularıma tercüman oldun. Ya da lafı ağzımdan aldın. İşte böyle bir şey. Tebrik ediyorum. - Ben ne diyeceğimi biliyorum, wrong :d
youtu.be/...