kayıt

shelter

  1. 1
    *

    ödüllü mödüllü ibneli film.

    Acaba bu film elime nereden geçti? Genel homofobik yapım pek hoşlanmasa da öykü güzel arkadaşım şimdi ne yapayım. Filmin bendeki etkisi "aşk" olmadı çünkü. Ben kendinden vazgeçen birinin titreyip kendine gelmesini gördüm bu filmde. O yüzden sevdim sanırım. Yoksa aşk meşk fasa fiso.

    Filmimiz Zach'in hikayesi. Aynı yerde yıllarca yaşayan ve tek hayali o küçük kasabadan kurtulmak olan tipik amerikan bebesi kendisi. Her Amerikan filminde olduğu gibi onun da tek şansı üniversite. Kendisi ressam. -ya da öyle bir şey.- Bir okula başvuru yapıyor. Ama reddediliyor. -ya da biz öyle biliyoruz.-

    Hayat Zach'e bir nah çeker ve yaptığın planlar götüne girsin al bunlar da benim sana planlarım diyerek ona yeni bir yol sunar. Zach de kabul eder. El mahkum.

    Bu yolda bekar bir anne olan abla,hasta bir baba ve tatlı mı tatlı bir yeğen var. Bu Zach'in ablası güya bir anne olacak tam bir sorumsuzluk abidesi. Hayır bebek sanki Zach'in. Tamam iyi bir dayı ve iyi bir insan ama onun da bi hayatı olduğunu ablası akıl edemiyor. Her an oğlunu dayıya satıyor ve keyfine bakıyor. Hayır kötülemeyeyim dedim. Kadın da ev döndürmeye çalışıyor dedim ama ı ıh. Bu insanın iyi niyetini sonuna kadar kullanmaktan başka bir şey değil.

    Bu arada Zach kız arkadaşı ile de bozuşmuş. Arada duvarları boyuyor,arada çalışıyor,arada sörf yapıyor ama asıl hayatı o ufaklık. Bir de kankası var işte şehir dışında okuyor falan.
    Böyle sıradan,böyle başkaları için olan bir hayat. İçim acıdı çocuğa.

    Sonra bir gün bizim Zach kafa dağıtmaya sahile gidiyor. O kankası vardı ya o çok zengin işte. Onların evi okyanusa nazır. Kapısında sörf tahtaları var. Almak için uğradığında kankasının yıllar önce memleketten gitmiş abisi ile karşılaşıyor. Shaun.
    Shaun da kafa dinlemeye gelmiş memlekete,Zach desen zaten dertli. Ne yapacağını bilmiyor. Birbirlerine yoldaş oluyorlar. Beraber zaman geçirmeye başlıyorlar. Yemeler,içmeler,partiler,sörf mörf derken Zach'in de ortamlardan kopması ile iyice baş başa geçirmeye başlıyorlar günlerini.

    Bir gece yine kafalar kıyak. Yakınlaşırlar iyice. Shaun için tamam. Adamın kafası zaten net de Zach tabii ki olayın sabahına ortamı daha Shaun uyurken terk eder. Günlerce ondan kaçar. Dertten derde düşer. Kafasında bazı şeyleri oturtması gerekmektedir.

    Ablası ile tartışır,kız arkadaşı ile ayrılır derken Shaun'ın yanında bulur bir gece kendini.

    Şimdi işin "aşk hikayesi" kısmı bir yana Shaun sayesinde kendini bulan Zach kısmı lazım bize.

    Zach o çok istediği sanat okulu bursunu meğer zamanında kazanmış ancak "aile"si için elleri ile onu reddetmiş aslında. Shaun'dan sonra artık kendisi için bir şeyler yapmaya karar verir ve yeniden başvurusunu yollamak ister. Ancak karşısında ablasını bulur. Çünkü o salak,o gerizekalı, o kaltak abla Zach'e güvenip bebesini ona bırakıp sevgilisi ile şehir dışına yerleşme planları yapmış meğerse.

    İnsanlar diğerlerini ne kadar kolay kullanabiliyorlar? Birinin yaptığı iyilik kendine nasıl bir kazık olarak dönüyor? "İyi insan" neden "saf" sanılıyor? Ve kişi nasıl oluyor da başkalarını kendinden daha çok önemseyebiliyor?
    Aile. Tamam en değer verdiğim şeydir. Ancak ailem için bir şeylerden vazgeçmek? Vazgeçirilmesen de vazgeçiyorsun. Kurduğun hayalleri geçtim, gayet mantıklı planlarının bile parmaklarının arasından kayıp gitmesi..
    Buradan böyle izlerken Zach'e sövmek kolay. Sövdüm de. Aynı şeyi ben yapmaz mıydım? Benzer vazgeçişlerimiz olmadı mı? Çok sinirim bozuldu filmi izlerken. Sonunda Zach'in vereceği kararı heyecanla bekledim. Yine de o bebeden vazgeçmedi ya. Ama bu sefer kendinden de vazgeçmedi. O da Shaun sayesindedir.
  2. 2
    alcest in nacizane albümü (bkz: ) youtu.be/...
  3. 3
    ing. sığınak.
  4. 4
    bir vic mensa ve wyclef jean parçasıdır.

    "Theres a war going on outside
    That nobody's safe from
    But here in my arms
    ill keep you from harm"
  5. 5
    ayrıca bir saattir dans etmeme neden olan finneas şarkısıdır.

    "There's no one else, could ever hold me, like you do
    There's nowhere else, that I'd rather be than with you"