1
çoğu üniversitenin fen fakültesinde eğitimi verilen bölümdür.
2
olasılıkın en keyifsiz, tatsız tuzsuz alanı.
3
hızlı söyleyince beatbox yapıyormuş havası veren bir kelime.
4
"istatistik mini eteğe benzer; çok şey gösterir ama asıl görünmesi gerekeni göstermez."
(bkz: Sir Alex Ferguson)
6
nasıl ki siyaset saatlerce konuşup hiçbir şey söylememe, sözcüklerle yalan söyleme sanatıysa, istatistik de rakamlarla yalan söyleme sanatıdır.
7
z tablosu , t tablosu gibi konuları içeren ders.
bu hafta ki kare yi işleyecekmişiz. sevgili ki kare yi burdan anıyorum. ve derse kaçıyorum...
ki kare neymiş öğreneyim de yazarım.
8
Bir sonuç çıkarmak için olguları yöntemli bir biçimde toplayıp sayı olarak belirtme işi, sayımlama.
9
Hayatın içinde aklınıza gelebilecek her alanda parmağı olan meret. her istatistikçi yalancı, her istatistik yalan değildir. her cümle kuranın yalancı, her bir kelimenin yalan olmadığı gibi. istatistiğe her alanda ihtiyaç varken bunu kötüye kullananların vay haline...
10
belirli bir amaca dönük olarak veri toplama, sonuçları yorumlayıp güvenilirlik derecelerini açıklama, bunları tablo ve grafikler aracılığıyla özetleme, örneklerden çıkan sonuçları kitleyi bilgilendirmek için güncelleme ilkelerini içeren bir bilim dalıdır.
11
seneye alacağım derstir.
12
mod, medyan, ranj, standart sapma, çeyrek sapma vs. gibi birçok enteresan formülü, hesaplamayı barındıran ders.
13
(bkz: ölçme ve değerlendirme) eğitim fakültesi 2.sınıf dersi.
14
iktisat fakültelerinde ekonometri bölümünün vazgeçilmez dersidir. 2 zarında 6 gelmesi ihtimalini hesaplayıp sınavlardan geçerek bir an önce diplomasıyla türkiye istatistik kurumunda çalışmaya başlarlar.
şaka şaka öyle değil. derside boktan bölümüde.
(bkz: biz öyle duyduk )
15
1744'te iskoçya'da presbiteryen din adamları alexander webster ve robert wallace, ölen din adamlarının dul ve yetimlerine ödenek sağlayabilmek için bir hayat sigortası fonu oluşturmaya karar verdiler. bunun için de kilise üyelerinin her birinin gelirlerinin ufak bir kısmını fona aktarmasını, fonun da bu parayı yatırımlarda kullanmasını öngördüler. bir papaz öldüğünde dul eşi fondan kar payı alacaktı ve böylelikle hayatının geri kalanı boyunca rahatça yaşayabilecekti. fonun diğer görevlerine uygun olarak varlığını sürdürebilmesi amacıyla her papazın ne kadar ödemesi gerektiğini hesaplayabilmek için webster ve wallace her yıl tahminen kaç papazın öleceğini, geriye kaç dul ve yetim kalacağını ve dulların ölen kocalarından sonra ortalama kaç yıl yaşayacaklarını hesaplayabilmek zorundaydılar.
burada iki din adamının yaptığı şeye dikkat etmek önemli. cevap için tanrı'ya dua etmediler kutsal metinlerde veya eski ilahiyatçıların çalışmalarında aramadılar soyut bir felsefi tartışmaya da girmediler. iskoç vatandaşları olarak oldukça pratik insanlardı. colin maclaurin adında edinburgh üniversitesi'nden bir matematik profesörüyle irtibata geçtiler, üçü kafa kafaya vererek insanların ölüm yaşları ile ilgili veri topladılar ve herhangi bir yılda kaç papazın ölebileceğini hesapladılar.
çalışmalarında yakın dönemde istatistik ve olasılık alanlarında gerçekleşen bazı çok önemli buluşlardan faydalandılar. bunlardan biri de jacop bernoulli'nin büyük sayılar kuralı'ydı. bernolli belirli bir tekil olayın gerçekleşme olasılığını öngörmenin zor olmasına karşın, pek çok benzer olayın ortalama sonucunu büyük bir isabetle tahmin etmenin mümkün olabileceği prensibini tanımladı. yani maclaurin, webster'ın veya wallace'ın gelecek yıl ölüp ölmeyeceğini matematik kullanarak bulamamasına karşın elinde yeterince veri olursa webster ve wallace'a gelecek yıl iskoçya'da kaç presbiteryan papazın öleceğini neredeyse yüzde yüz kesinlikte söyleyebiliyordu. neyseki ellerinde kullanabilecekleri hazır veriler vardı edmond halley'nin 50 yıl önce yayınladığı aktüerya tabloları çok kulanışlıydı. hem de almanya'nın breslau şehrinden elde ettiği 1.238 doğum ve 1.174 ölüm olayının kayıtlarını analiz etmişti. tablolar 20 yaşındaki bir insanın herhangi bir yılda ölme ihtimalinin 1/100, 50 yaşındaki birinin ölme ihtimalinse 1/39 olduğunu olmasını sağlamıştı.
webster ve wallace da bu veriler üzerinde çalışarak herhangi bir anda ortalama 930 iskoç presbiteryen papazın yaşadığını bunlardan yılda 27'sinin öleceğini ve 18'in de ardında dul bir eş bırakacağını hesapladı. ayrıca arkasında dul bırakmayanlardan beşinin çocuklarının yetim kalacağını dul eşi olanların da önceki evliliklerinden olan ve henüz 16 yaşına gelmemiş çocuklarının da bu papazlardan fazla yaşıyacağını buldular. hatta daha da ileri giderek, bu dulların ölene veya tekrar evlenene kadar geçecek zamanı hesapladılar (her iki durumda da ödemeleri duracaktı). bu rakamlar webster ve wallace'ın fona dahil olan papazların sevdiklerine mali destek sağlayabilmek için ne kadar para yatırmaları gerektiğini hesaplamalarını sağladı. bir papaz yılda 2 pound, 12 şiling, 2 pens vererek dul kalmış eşinin eline yılda en az 10 pound (o yıllarda oldukça iyi bir miktar) geçmesini sağlayacaktı. eğer bu miktarı yeterli bulmazsa yılda 6 pound, 11 şiling, üç pens ödeyerek eşinin eline yılda 25 pound geçmesini sağlayabilirdi.
hesaplarına göre, 1765 yılı itibarıyla iskoçya kilisesi papazları dul ve yetim aylıkları fonu'nun kasasında 58.348 poundluk bir sermaye olacaktı. bu hesapların son derece isabetli olduğu anlaşıldı. 1765'e gelindiğinde fonun sermayesi 58.347 pound yani tahminlerinden sadece bir pound daha az! bu tahmin habakkuk jeremiah veya aziz john'un kehanetlerinden bile daha iyiydi bugün webster ve wallace'ın kısaca iskoç dulları olarak bilinen fonu, dünyadaki en büyük bireysel emeklilik ve sigorta şirketlerindendir. 100 milyar poundun üzerinde varlığıyla sadece iskoç dullarını değil poliçelerinden almak isteyen herkesi sigortalıyorlar.
Kaynak: (bkz: hayvanlardan tanrılara sapiens)
16
Şıklarının sorudan zor olduğu sınavlara sahip bilim dalı.
17
mini etek falan filan. neyse. okumaktan hoşlandığım şey. bilimsel anlamda olanından değil, araştırma sonuçları, belli bir şeyin dağılımı, diğerleri içindeki sıralaması gibi şeylerden bahsediyorum. bu yüzden sanırım almanaklar çok ilgimi çekiyor.
18
herhangi bir sitede bakmayı en sevdiğim kısım olur genelde.
19
bırakın verilerde sabun yapmayı, tamamen gerçek ve doğru veriler kullanarak bile her türlü sonuca varabileceğiniz yöntemler bütünü.
↑