kayıt

satranç

  1. 1
    bir zeka oyunu. herkes kolay kolay öğrenemez. oynuyorum der ama oynayamaz. taktikler falanlar filanlar yapılır kağıt üstünde. zordur anlayacağınız. sürelidir ama süre uzundur.
  2. 2
    imgim.com/...
  3. 3
    64 karelik alanda 16 siyah, 16 beyaz taş ile oynanır. amaç şah'ı korumaktır. en özellikli taşlardan biri vezirdir. vezir ve şah'tan birer adet, kale, at ve filden her oyuncu için ikişer adet mevcuttur. sekizer tane piyon ön safta yer alır. amaç rakibin şahına korunmasızken saldırıp mat etmektir.
  4. 4
    Beyin ve zeka sporu.
  5. 5
    SAVAŞIN TAHTA ÜZERİNDEKİ HALİDİR.

    AYRICA SEVERİM.
  6. 6
    bir zamanlar en büyük ustası garry kasparov olarak kabul edilirdi.
  7. 7
    gerçekten çok keyifli bir oyundur.

    ne yazık ki insanlar kendilerini şartlarlar: bu oyun çok zeka ve sabır ister. bende zeka var da, sabır yok.

    aslında oyun antrenman ve dikkat üzerine kuruludur. bol antrenman ve dikkatli, konsantre bir oyun ile en azından ortalama bir oyuncu kadar herkes oynayabilir. bu da yeterlidir zaten arkadaş arasında. işin ilerisi hele usta olma kısmı psikopatlık biraz.

    belki de en çok üzüldüğüm şeylerden biridir arkadaş arasında satranç kültürünün bulunmaması. kültür mültür değil cidden keyifli ve faydalı bir oyun.

    öss öncesinde yorum ve okuduğunu anlama sorularında dikkatimi daha rahat yoğunlaştırabilmek için bu oyuna ağırlık vermiştim. dersin yanında satranç antrenmanları yapmıştım. işe yaradı mı bilmiyorum ama kazanabildiysem okuduğunu anlama sorularını çok rahat çözebildiğim için kazandım.
  8. 8
    isteyenlerle çok klas satranç sitelerinde karşılaşabileceğim oyun.

    bunun sözlük turnuvası bile yapılabilir.
  9. 9
    stefan zweig'in, kısa fakat çok etkili kitabı. satranç bilmeseniz bile okumanızda devantaj yaratacak bir durum yoktur. bir insanın kafasının içinde kendi kendine satranç oynaması gibi içinden çıkması güç bir durumu barındırır. tavlada kendini yenersin de satrançta bu nasıl olur? kendi yapacağın hamleyi kendinden önce nasıl tahmin edebilirsin? çıldırır tabii insan sonra.
  10. 10
    müthiş stratejik bir oyun. Son birkaç yıldır bu oyundan kopmuştum. Neyse ki son zamanlarda biraz tutundum. Her zaman büyük ilgim vardı. Şu ana kadar sayısız turnuvaya katıldım ve bu oyun hep gizem doluydu benim için. Belki de 5 yaşında başlamamın etkisi vardır. Her maçta sayısız kombinler ve sonucunda sonsuz yaratıcılıklar. Daha güzel bir şey var mı?
  11. 11
    ne kadar çok oynarsanız oynayın, ne kadar farklı rakipler de tanımış olursanız olun anlık dikkatin çok önemli olduğu bir oyundur.

    belli bir vakitten sonra tahmin edebileceğiniz hamle sayısı beşlerden sekizlere, sekizlerden onlara onikilere kadar çıkabiliyor. tabi rakiplerin birbirini tanıdığı durumlarda 25-26 hamleyi ezbere oynadığınız da olabiliyor. oyunun en sıkıştığı an ise feda diyeceğiniz andır.

    satranca yeni başlayacak olanlara ise tavsiyem şudur, vezire mahkum olmamayı öğrenin. çünkü rakibiniz vezirsiz oynayamıyor olabilir, bu da sizin için feda edilecek bir taş olarak ortada duruyor. ayrıca genellikle oynadığım rakipler fil verme konusunda çok bir cömert oluyorlar, filleri ve piyonları kullanma konusunda özel idmanlar yapın.
  12. 12
    (bkz: eskrim)
  13. 13
    istanbul ikinciliğim olan beyin oyunu.
  14. 14
    (bkz: santranç)
  15. 15
    çok sevdiğim, hatta hastalık derecesinde sevdiğim bir oyun, çok başarılı olduğum söylenemez ama isteyen herkesle oynayabilirim.
  16. 16
    Vezirin herkesin amına koyduğu oyun kral bir bok yapamıyor. Abi taht babadan oğula geçerse böyle olur saltanatı vezirler yönetiyor.
  17. 17
    stefan zweig'a ait çerezlik bir roman.
  18. 18
    internetim kesildiğinden dolayı son bir kaç saattir oynayamadığım oyun. krizine girmeme az kaldı.
  19. 19
    chess.com isimli siteden kaliteli oyunlar oynanabilir.
  20. 20
    zannedildiği gibi sadece "zeki" olanların oynayabildiği -iyi oynayabildiği- bir oyun değildir.

    zeki olmak burada ortalamanın üzerinde zekaya sahip olmaya denk düşüyor, ortalama bir zeka bu oyunu doğru düzgün oynayabilmek için gayet yeterli. ki zaten karşınıza büyük ustalardan birinin oturacak hali yok, temel prensipleri anlayıp, stratejik ve taktiksel oynamayı antrenman ile çözdükten, yine pratik ile açılışlara ve çeşitli pozisyonlara alıştıktan sonra zeka problemleriniz olsa bile temiz oynamayı başarabilirsiniz. ama tabi en azından bir süre işkence çekmeyi gerektirir, çünkü hazır bilgiler halinde öğrenemiyorsunuz mutlaka zorlamanız lazım kafanızı, yaratıcılık istiyor yani.

    ayrıca sınırlı bir oyun olduğu için -ki o sınıra erişebilmek için bilgisayar olmak lazım hala, bize göre sayısız denebilecek kadar farklı pozisyon mümkün- bir gün biteceği, ne bileyim hiç zeka istemediği, kötü bir oyun olduğu gibi şeyler okuyorum sağda solda, bu da bana acayip geliyor. sanki satranç oynamak demek dünya şampiyonluğuna koşmak demekmiş gibi, yıllarını verip oyunu yalayıp yutacak turnuvadan turnuvaya zıplayacakmış gibi.

    bir yerde oturup arkadaşınla oynayacaksın sen bunu, oyunun sizin için bitmesi mümkün değil. tamam artık internet var, geçmişte yapılan hatalardan öğrenilmiş sayısız şeye, açılışlara, işte temel prensiplere filan ulaşabiliyorsun ama, dünyanın en iyi oyuncuları, çok küçük yaştan beri yüksek puanlar yapıp turnuvalara atılan ve tek işi bu olan, yatıp kalkıp satranç çalışan dünya şampiyonları bile hata yapıyor. ne kadar iyi oynayabilirsin ki en fazla?

    ben mesela arada problem çözmeyi sevdiğim için basit taktikleri hesaplama ve kurma konusunda biraz geliştirdim kendimi. açılış ezberlemesem de -daha erken- hatırı sayılır miktarda maç yapmışımdır, bazı pozisyonları tanıyorum. üzerine temel prensiplerden haberdarım, sadece nasıl stratejik oynanır oyun yeni yeni çözüyorum o kadar.

    çok az şey bilen, tahminimce hayatında on oyun oynamamış bir arkadaşımla oturup oynayabiliyorum bu oyunu. biraz anlattım öğrendiklerimi, biraz antrenman yaptık, ve ben düşünmeden hızlı biçimde oynamaya çalışıyorum böylece oyun eşit gidiyor.

    öyle çok iyi oynadığım düşünülmesin normal bir oyuncunun epey altındayımdır herhalde ama hani arkadaşın seviyesinden de yukarıdayım biraz. yine de bir şekilde oynanabiliyor ve eğlenceli olabiliyor oyun, açıkçası boş boş işler yapmaktan çok daha keyifli, yani öyle dünyayı kurtaracak değiliz ama faydalı olduğu da kesin.

    geliştirmek isteyenler için de iki tavsiye:

    1- chessmaster grandmaster edition, biraz ingilizceniz varsa josh waitzkin diye bir büyük usta gayet temiz öğretiyor temel prensipleri.

    bu da yetmiyor, her seviyeden farklı oyun karakterlerine sahip simülasyonlar var. bunlarla oynaya oynaya çok iyi antrenman yapılabiliyor.

    bu da yetmiyor puanlı oyunlar var ki orada gerçek bir turnuvada oynar gibi oynayıp seviyenizi iyi ölçebiliyorsunuz.

    yani bilmiyorum daha ne lazım? şu:

    2- chesstempo.com/...

    burada da alıştırmalar kısmında düzenli taktik problemi çözerseniz pilavın üzerine kuru gibi olur.

    bitti zannediyorsunuz ama bitmedi:

    bonus 3- Chess Club and Scholastic Center of Saint Louis'in youtube profilindeki dersleri dinleyebilirsiniz. bu da kuru pilavın üzerine yoğurt ya da yanına cacık gibi oldu -ben yoğurt severim-. şart değil, ingilizce ister, bazıları ileri seviye oyunculara yönelik ama faydalı olacağına eminim.

    bilmiyorum oturup boş zamanlarda pes oynamaktan daha keyifli bir hobi gibi geliyor bana. pes de oynanır tabi sürekli kafa yoracak değiliz ama satrançtan anlamak, ilgilenmek, oynayabilmek hayatın geri kalanı için büyük bir artı gibi geliyor bana.

    özet olarak şu yanılgıları kırmak lazım:

    satranç çok zeka ister.

    istemez.

    sıkıcıdır, çok sabır ister, fazla düşünme ister.

    ister tabi ama bu zorluklar kısa süreli, oyunun temelini çözünceye kadar sadece. orası gerçekten bana da çok keyifli gelmedi, biraz işkence olabiliyor başta. ama dediğim gibi kısa süreli bu, temeli kavrayınca, nasıl taktiksel düşünüleceğini filan sökünce çok keyifli oluyor o baş ağrıtan hesaplamalar.

    istemezseniz o kadar hesaplama da şart değil çünkü çok zor rakiplerle karşılaşmanız olası değil, pozisyonlara alışacaksınız, gördüğünüz biçimlerden "aha buradan çatal çıkar" filan gibi ani tespitler yapabilir hale geleceksiniz vesaire.

    illa öyle kafayı patlatana kadar düşünmek de şart değil, ama kendini zorlamak iyidir.

    edit: evet bir de ara vermek pis etkiliyor gerçekten.
  21. 21
    uzun bir ara verirseniz çoban matı bile yediğiniz nankör oyun.
  22. 22
    cinlerimi uzak tutacağım oyun. gitsinler geneleve falan ama buna bulaşmasınlar. net.
  23. 23
    güzel bir zeka oyunu. acemiyim, varsa benimle oynamak isteyen bir mesaja bakar.
  24. 24
    dünyada başka hiçbir alanda olmadığı kadar ucuz maliyetle ve eşit şartlar altında rakiplerinizle karşı karşıya gelebileceğiniz arena.
  25. 25
    stefan zweig romanı.

    ulan arkadaş koskoca istanbul'da şu oyun için bir kafe falan gibi bir şey yok yahu...
    ne güzel olmaz mıydı gitsek bir masaya otursak, açsak önümüze takımı, biri gelse karşımıza otursa falan? hadi bunları da geçtim, ekşi'de bile zirvesi olmuyor bu işin. kutup'tan beklemem çok abes olurdu dimi?