kayıt

ingilizce

  1. 26
    nasıl ki biz her şeyin önüne ''çok'' koymuyorsak adamların dili de öyle:

    pbs.twimg.com/...

    bir chapter atlatır bu.
  2. 27
    almanca, latince ve iskandinav dillerinin karması olan dil. hiçbir mantığı olmayan kuralsızlıklar dili. ingilizler zamanında sömürgecilikte ilerlemese dönüp öğrenmeye değmez.

    thanks sözcüğünü "thenks" diye okuyup aksan yapayım derken tükürükler saçmalar falan... "tenks" de geç işte.

    bir de amerikalılar suya "votır" derken ingilizler "vota" diyor. dilinizi seveyim.

    mom-mum, underground-subway gibi aksana göre değişen ama aynı kapıya çıkan sözcükler de cabası.
  3. 28
    (bkz: Böyle puşt gibin ibne gibin bir şey)
  4. 29
    www.facebook.com/...
  5. 30
    www.youtube.com/...
  6. 31
    şu an bana en lazım olan. hazırlıkta öğretilen ingilizceninde, terimsel ingilizceninde anasını atasını diye saydırasım var.
    sözlükte ingilizcesine güvenen biri varsa, bana yardımcı olursa sevinirim.
  7. 32
    27 senedir ingilizce öğrenen/konuşan, 10 senedir de öğretmeye çalışan biri olarak tavsiyelerim şunlardır:

    - toefl, yds, ielts vs gibi sınavlara hazırlanmıyorsanız ve amacınız sadece ingilizce konuşabilmek ise, asla gramer çalışmayın, öğrenmeyin. örnek: laleli esnafı.

    - kelime ezberlemeyin; kalıp çalışın. örnek: hungry (acıkmış, aç) kelimesini ezberlemeye çalışmayın. gerektiğinde, mesela sofraya oturmak üzere olduğunuz zaman 'i am hungry' demelisiniz. tekdüzeliğe düşmemek ve sıkılmamak için, kalıpları, anlamları aynı kalacak şekilde değiştirin. sözlükten, çok acıkmak, kurt gibi acıkmak anlamına gelen 'starve' fiilini bulun ve cümlenizi 'i am starving' (kurt gibi açım, açlıktan ölüyorum) olarak değiştirin. bu tekniği, hayatın birçok alanında uygulamaya çalışın.

    - yurtdışında ingilizce eğitimi alacaksanız, ana dili farklı olan bir ülkeye (örneğin, malta'ya falan) ya da türklerin yoğun olarak bulundukları lokasyonlara gitmeyin. londra'da üç aylık bir eğitim, türkiye'de bir yabancı dil kursundaki üç senelik
    yoğunlaştırılmış eğitimden daha iyidir.

    - seviyenize uygun ve sesli bir hikaye kitabı alın. başlangıçta sadece dinleyin; sonra, aynı cümleyi sesli bir şekilde tekrar edin. telaffuzunuzu benzetmeye çalışın. anlamadığınız birçok kelime/cümle çıkacaktır karşınıza. sorun değil; ikinci aşamada, sözlük yardımıyla (translate değil), bilmediğiniz kelimeleri bularak kitabın sayfalarına notlar alın. cümleleri anlamaya başladıkça, bunun bir tiyatro oyunu olduğunu düşünerek, kitaptaki cümlelerle prova yapın.

    - kendinize güvendiğiniz noktada, bir mektup arkadaşı (pen pal) edinin. mümkünse, e-mail yerine, gerçek mektuplarla iletişime geçebileceğiniz birisi olsun.

    - ilginizi çeken bir film/dizi varsa, altyazılı olarak izleyin. aynı bölümü defalarca izleyin. örnek; seinfeld dizisinin bütün sezonlarını defalarca izledim. dizideki karakterlerin konuşma biçimlerine hakim oldum ve zaman zaman, diziyi izlerken notlar bile aldım. günlük hayatta işime yarayabilecek kalıpları bir kenara kaydettim. replikleri/kalıpları çalıştım. böylece, kulak aşinalığı kazanmış oldum.

    - pratik yapmak için konuşabileceğiniz birisi olursa, harika olur. ancak, böyle birisi yoksa, kendi kendinize konuşun. ayna karşısına geçin, hatta duvarlarla konuşun.

    - yatağa yattığınızda, uyumak için geçecek olan sürenin birkaç dakikasını ingilizce düşünmeye ayırın. basit cümleler olsa bile, bir-iki cümle kurmaya çalışın zihninizde. bir süre sonra, ingilizce rüyalar görmeye başlayacaksınız.

    - hiçbir cümleyi küçümsemeyin: mesela, hava nasıl anlamına gelen 'what's the weather like?' kalıbı size basit bile geliyor olsa, hava durumunu merak ettiğiniz her zaman bu cümleyi kurun. gün içinde kullanılan cümlelerin zaten çoğu komplike olmaktan uzak kalıplardır. böylece, motivasyonunuzu üst düzeyde ve taze tutmuş olursunuz.

    - çevrenizde, sizin ingilizce konuşmayı öğrenme çabanızı küçümseyebilecek kişiler olacaktır. hatta, 'ne oldu? bi cümle kurunca İngilizce dehası mı kesildin başımıza, lavuk?' tarzında şakalara maruz kalabilirsiniz. kulak asmayın.

    - fazla radyasyona maruz kalmamak için, sadece arada bir (mesela haftada bir kez), telefonunuza yüklediğiniz bir ingilizce hikaye ya da makaleyi, yatarken dinleyin. siz uyuduktan sonra da devam etmesi için, mümkünse 30-45 dk. aralığında olsun. (yine de, bunun sağlığınız için sorun teşkil edebileceğini de unutmayın)

    - yurt dışı eğitimini bir kenara koyarsak, diğer maddeleri, en az bir yıl boyunca, kısmen de olsa düzenli bir şekilde yaparsanız, ana dili ingilizce olan biriyle, bir tercümana/aracıya/ teknolojik bir aygıta ihtiyaç duymadan anlaşabilecek duruma gelebilirsiniz. tavsiyelerim, sadece konuşma İngilizcesi için geçerli olup, akademik manada geçerlilikleri yoktur.
  8. 33
    derdini anlatmış anam daha ne diyen zihniyetin bulaşmaması gereken dildir. Sanki sokakta advance seviyede hede hödö, aynı one minute zihniyeti adamla farkın ne şimdi?. Advance seviyede konuş birşeyide yarım bırakma.
  9. 34
    konuşma dili ve dil bilgisi apayrı olan dil. doğuştan ingilizce konuşanlar bile bazı kelimelerin yazılışını bilemezken, türk insanının yazmasını beklemek bence hata.
    türkçe'nin gözünü seveyim, söylendiği gibi yazılıyor namussuz. nası sevmem aq.
  10. 35
    Bu dili hiç bir şekilde sevemedim neden bilmiyorum. İtici geliyor ve tüm insanlar bu dili konuşuyor çünkü ortak bir dil. Evrensel olmasaydı bildiklerimi bile unutmak isterdim.
  11. 36
    eğer böyle bir şeyse ben gidiyorum.
  12. 37
    Nefret ediyorum bu dilden.

    Soyu tukensin, köküne kibrit suyu dökülsün.....
  13. 38
    anadolu lisesi seviyesinde kaldığım dildir. acilen adam gibi öğrenmem gerek. lisedeki hocam trakyalı ingilizcesi konuştuğundan sıfırdan başlasam daha iyi olacak gibi.
  14. 39
    pbs.twimg.com/...
  15. 40
    anadil olarak kullanan ülkelerin bilimsel, kültürel vb. başarıları ve birçok icadın bulucuları olmaları sebebiyle çok fazla terimi küresel bazda işgal etmiş dildir.

    bir zamanlar latincenin işgal ettiği gibi...

    evrensel dil ise matematiktir. karıştırmamak lazım.

    mesela türkçe terimler görmek istiyorsak mesela, kızı erkeği ayrı sınıflarda okutmaya çalışmaktan ziyade okulu gerçekten öğrencinin içindeki mucidi ortaya çıkaracak şekilde dizayn etmeye çalışmalıyız.

    (bkz: arapçıların anlamayacağı girdiler)
  16. 41
    Öğrenenler şerefsizmiş. Ben bugün bu fikir sıçmığını öğrendim.
  17. 42
    turist kızı yatırıp sikecek kadar öğrendikten sonra daha fazlasına gerek görmediğim dünya dili.
    • aynen knk. sen bu işi biliyon.
    • tşk knk
  18. 43
    yabancı bir kızla konuşmaya çalışıyorum kız az önce dalga geçti benimle yok abi olmuyor yapamıyorum çok sinir bozucu. :[
    • Zittiret uruspuyu.
  19. 44
    Bu dildeki et isimleri(beef,pork gibi) Fransızca kökenliyken, çiftlik hayvanlarının isimleri(sheep, goat, pig gibi) eski Anglosakson dilinin kalıntıları.

    Sebebi ise Norman İstilasıdır. William the Conqueror abimiz Hastings Savaşı ile Ingiltere'yi ele geçirince, Anglosakson soyluları ya sürgün etmiş ya da doğramıştır. Yerlerine de Norman soyluları koymuştur. Dolayısıyla lordlar Norman, avam ise Anglosakson olmuştur. Bu sebeple hayvanlar onları yetiştirenlerin diliyle, etler de onları yiyenlerin diliyle isimlendirilmiştir.

    Alın size zehir gibi bir saat 01:10 bilgisi.
    #iyibilgi
  20. 45
    şiire yakışmayan dil.*
  21. 46
    Bir türlü Öğrenemediğim lanet şey.
  22. 47
    Ay go yu go vi go.
  23. 48
    Kesinlikle, yabancılar ile interaktif etkileşim şart. Neden mi? Öğrenilen her şeyin temelinde bir çaba vardır. Bir şeyi İngilizce açıklamak, düşünceni hissetiğini söylemek için çabalamalısın. Eğerki her gün yaparsanız bu dediğimi yaklaşık 6 ay içerisinde kendinizi İngilizce konuşuyor halde bulacaksınız. Yabancı bir sevgili bulmak en iyi çare. Bulamaz iseniz, yabancı bir arkadaş. Öğrenci iseniz work and travel programları. Hiç birini yapamaz iseniz, yabancı öğretmenler ile online İngilizce özel ders sitelerini deneyebilirsiniz. Ben Üniversiteyi bile İngilizce okudum ama ne yazıkkı akıcı konuşamıyordum. Ne zamanki yabancı bir sevgilim oldu, her gün onla konuşarak geliştirdim. Şuanda yurt dışında yabancı bir firmada çalışıyorum. Tek Türkte benim. Ve inanın, İngilizce konuştuğunuz taktirde iş fırsatları inanılmaz derecede artacak.
  24. 49
    yurt dışında kendini ifade edebilecek, ne istediğini anlatabilecek düzeyde bilinmesi yeterli olan dil.

    neticede native biriyle karşılaşsanız bile, geçmiş zaman cümlesi kurarken fiilin şu halini kullanayım, beni doğru anlasın demeyeceksiniz. i came demekle, i was come demek arasında öyle dev bir uçurum bulunmuyor. her ikisinde de karşı taraf sizi anlayacak "ııyy cahil" demeyecektir.

    gramer açısından doğru konuşmak önemli mi? evet belki çok önemli, ancak ingiltere'de bile gramer sizin bildiğiniz kadar mükemmel olmayacak. sonra "vay totosuna kırbaç vurayım boşa kastık bunca zaman gramer" demeyin.
  25. 50
    içinde latinceye ek olarak kuzeyli viking istilaları nedeniyle iskandinav dilleri, güneyli normanların istilası ve iktidarı nedeniyle de normanca ve fransızca dilleri kökenli çok sayıda sözcük barındıran dil.