kayıt

baba

  1. 26
    (bkz: rıza baba)
  2. 27
    ölünce ağlatmayan, düşündüren kişi. sen koooskoca yıllarını bu eve ada. çocuklarına elbise al, ev kirala, eşya al. çocuğunu aşağıda piçler dövsün in analarını sik. çocuğuna araba kullandırtmayı öğret. ilk alkolünü içir. çocuğunu evlendir. tam artık emekli olmuş, arkasına gerilip çocuklarını torunlarını izleyecek ama bir bakıyorsun ölmüş. oldu mu baba? bir insanın annesi babası neden ölür ki la? çok saçma değil mi?
  3. 28
    yaratılan çocuğa DNAlarını veren erkek.
  4. 29
    (bkz: harry potterdaki ruh emici)
  5. 30
    bunları, o'nun bana nasıl yaptığını ya da o'na bunu nasıl yapabildiğimi hala açıklayamıyorum. babamın yanında çalışan beş parasız bir mühendisken tanışıp gizlice evlenmiştik. "bu hayatı birlikte yaşayacaksak tek bir şartım var: babandan bir iğne dahi almayacaksın" demişti ve ben de kabul etmiştim. birlikte çalıştık, çabaladık, çoğu akşam makarna ve ekmekle karnımızı doyurduk; ve babamın şirketini sollayan bir inşaat şirketi kurduk. daha doğrusu o kurdu. "yapan adam" olmak konusunda üstün bir istidatı vardı, pek sürpriz olmadı yani benim için. yeşil mi, mavi mi olduğu belirsiz gözleri ve hafiften dökülmeye başlamış kumral saçlarıyla insan ilişkileri de müthişti, ki bunu söylemem durum itibariyle tamaen bir iffetsizlik olarak algılanacak ama, yatakta da ucuna afyon cumhuriyet sucuğu bağlanmış bir beton kırıcı matkaptan farksızdı ahıhihihihıhııhihihi (aniden başlayıp başladığı gibi biten bir gülüş fışkırttı)...

    bu hayatı bir de erkek evlatla süslemiştik: atakan... her şey, olması gerektiğinden çok fazla iyiydi. ancak ben, buzdolabından çıkarılıp dışarıda bekletilen bir elma nasıl pörsüyorsa, öyle yaşlanıyordum yavaş yavaş. yaşlanmak hiç de iyi bir şey değil. cildinizin, kaslarınızın, kemiklerinizin çaptan düşmesini geçtim, insan yaşlanırken erdemle kamufle etmeye çalıştığı bir sinsilik atağı geçiriyordu. adeta ruhunuz kararıyordu. ve hayat arkadaşınız savaş halinde geçen bir 40 yıldan sonra hemen hemen aynı gibi kalıyorsa, bu katlanılmaz oluyordu. benim yaşımdaki kadınların takıldığı kulüplerde kokteyl içip kağıt oynadıklarını mı zannediyorsunuz ? koskoca kadınların hayata karşı hasetlerini dinlemek istiyorsanız o kulüplerin duvarlarına sorun.

    işte benim hasedimin adı da tanem'di. işyerindeki stajerlerden biriymiş. allah var, şirkette bir kez fingirdeştiklerini gördüm ve o'nu, kocamı öldürme fikrinin yerleşmesi için yetti de arttı. şu an yaptığı inşaatlardan birinin bodrum katındayız ve sol kolunu ekleminden ayırıyorum. evet, yanlış yaptım. ama o yanlışın büyüğünü bana yaptı. pişman olmadığımı söylememe gerek yok herhalde.

    ***

    ya şimdi allah şahit, bir dediğimi iki etmedi peder. kredim sonsuzdu. defalarca liseden atıldım, bir kere bile ters bir laf etmedi; üniversitede kumar oynatmaktan defalarca hakim karşısına çıktım, araya girdi, hakim heyetine rüşvet verip kurtardıktan sonra söylediği tek söz "ya oğluşum bu milletin hakimi bile açken parayı biraz yanlış harcıyorsun hıammına ya" olmuştu. okulu bitirdikten sonra işimi zaten hazır etmişti. adam iz da king be bilader, anlatabiliyom mu ?

    fakat o'nun gibi olamadım. barda alkollüyken tanıştığım bir sürtükle evlendim, ki nasıl oldu bu iş hala anlamadım. hayatım boyunca içtiğim en pahalı içki gibi bir şey oldu karı: geçen ay bizim şirkete erbil süel, tachini ve nusret'ten bir fatura kombosu geldi ki, toplantının orta yerinde "ırzının namusunun amının orta yerine somya sokayım" diye bağırmışım. bu işler, bu olaylar, pederi gittikçe daha fena ediyordu. para değildi mevzu. zaten siktiriboktan bir belediyeye iki altgeçit yapsa bizim faturalar tarih olurdu. mevzu, bir düzensizlikti.

    faturalar gelmeye devam ediyordu ve ben yine sinir krizleri geçiriyordum. bu işi sikerdim. en sonunda kafamı toplayıp babamın karşısına dikildim. şu miras işini biraz erkene çekebilir miyiz bıbıcım dedim. sen de babasın, ben de babayım, halimi görüyorsun bıbıcım dedim. yok. manevi değer oğluşum dedi. kendi sorunlarını benimle halledemezsin dedi. hem tanem'in omurilik felçli kardeşi için vakıf kuracağım, para bana lazım dedi. laf anlatamadım. bu adamdan kurtulmazsam, ben bitecektim, annıyon mu kardeşim ?

    bu ortadan kaldırma konusunu utana sıkıla valideye açtığımda, validenin planı çoktan beri hazırlamış olduğunu görmek, ne yalan söylim, beni hem şaşırtmış ama daha çok sevindirmişti. hem pederi, hem tanem'i, ikisini de hallettik. ha tabiy, hak ettiler mi ? hiç hak etmediler. hele tanem ! şu an o zarif kafasını simsiyah saçlarından tutuyorum. kötü oluyorum elbette kardeşim. o kadar da godoş değiliz çok şükür.

    ***

    bu adam benim kardeşim sayılırdı. bu imparatorluğu birlikte kurduk, birlikte yükselttik. işin beyni oydu, fakat bana hep "sen bu şirketin uğuru, bereketisin tayyip kardeşim" demeyi de ihmal etmedi. hak hukuk bilen adamdı rahmetli. vallaha.

    fakat tanem diye bir kız var. bunu yoldan çıkaran o kız oldu işte. muhabbeti koyulttukça, bizimki, afedersiniz, tam bir libaral oldu çıktı. bu tanem denen kız aklına girmişti belli ki, son günlerinde hasta çocuklar için bir vakıf ve sağlık üniversitesi kurmak için sermaye bölüşümü filan sayıklıyordu. ulan bu nasıl olur afedersin ?! sermaye bölüşümüne gitmesi, benim servetimin tarumar olması, şirketin yıkılması ve memleketimizin ekonomik şeysine büyük bir darbe olacaktı. ben bu yaştan sonra asfalt dökme iihalesine mi girecektim.

    hadi her naneyi geçtik diyelim: kardeşim bu memlekette bir belçika, bir mısır, bir nijerya aynı anda yaşıyor be ! hangi birine vakıf kuracan da yardım edecen hağ ? sorarım !

    cemaatimizin sohbetlerinde, namazda, tesbihatta "ne yapacağım allahım" sorusunu sorarken bunun oğlan geldi. oğlunu da anası fişteklemiş, adamı ve kızı sıfırlayacaklarmış. boş bir mekan istiyorlarmış. hemen verdim. yani kardeşlik hukuku var, o ayrı, ama ticaret de var işin içinde. benim rızkım ne olacak ? di mi benim ehl-i kitap kardeşim ?

    bu sabah aradım kendisini. dedim yav böle böle... çevreci çapulcular mı gelmiş nolmuş, tanem'i de al, bir bak kardeşim ltf... "hemen hallederim kardeşim" dedi ve telefonu kapattı. aradan bir saat 15 dakika geçtikten sonra oğlu aradı. "sıfırladık tayyip amca" dedi. bizim ahraz bir usta var. muhiddin usta. kol, bacak, artık ne varsa toplattım muhiddin usta'ya. şantiyenin ilerisindeki koruluğa gömdürdüm. pişman mıyım ? yooğ... bunlar iktisadi mülahazalar sonuçta. duygu filan kaldırmaz. arada bir gömülü oldukları koruluğa gidip duamı ediyorum. hepsi bu kardeşim. vallaha.

    neyse, zaman para demek. bunları anlatarak bile yeterince para kaybettim. haydi, selametle.

    ***

    hayatım boyunca hiç olmadığınız bir adamı oynamanın ne demek olduğunu benden iyi bilemezsiniz. 12 yaşından beri eşcinselim. hiç istemediğim halde inşaat mühendisi oldum. öylesine evlendiğim bir kadın bana evlat diye tuttu bir orospu çocuğu verdi. allahı kitabı para olan tayyip adlı bir gavatla ortak olmak zorunda kaldım. olduğum adam toplumda bir rol modeli, ama bence foseptik çukurundaki bir fiyaskodan başka bir şey değil.

    hayatıma tanem gireli birkaç ay olmuştu. her şeyimi biliyor, her şeyini biliyorum. kardeş gibi, evlat gibi, arkadaş gibi... en eğlenceli birkaç ayımı onunla geçirmiş olmak büyük şeref ve aynı zamanda büyük şanssızlık. tam kabuğu kırıyorum derken en sevgili dostum tanem'le bir inşaatın bodrumunda parçalara ayrıldık. bir anda ya. hayatımı üzerine kurduğum anlamsız şeyler, eşim, evladım, ortağım, resmen benim sonum oldu. bu saçmalığın beni öldüreceğini bilmeliydim.

    şu an tanem'le birlikte bir ağacın altında gömülüyüz. tanem, bu o kadar da kötü değil ya sonuçta koyun koyuna yatıyoz, diyor. bense, herhangi bir babanın başına bundan daha kötü bir şey gelip gelmediğini yokluyorum hafızamda. bulamıyorum.

    youtu.be/...
  6. 31
    Bir erkeğin hayattaki ilk ve en büyük desteği, ilk arkadaşı, dostu, sırdaşı, yoldaşı, rehberidir.
  7. 32
    mimaride; 1.Ahşap asma çatı makasında aşıktan gelen yükü yanlamalara aktaran, gergin (alt başlığın) asıldığı bir çeşit dikme,asma baba.
    2. Merdiven tırabzanlarının baş ve sonuna, yani sahanlık kenarlarına konulan çoğu torna işi süslü ayak.
  8. 33
    pbs.twimg.com/...
  9. 34
    budur:

    twitter.com/...
  10. 35
    pbs.twimg.com/...
  11. 36
    erkek evlatla arasında çok özel bir bağ olan aile lideri.

    biraz önce yarım saat kadar siyaset konuşma fırsatı bulduk kendisiyle bu seçim farklı partilere oy vereceğimizden dolayı biraz konu uzadı ama son lafı fena koydu.

    ben gominis gominis konuşurken bir an lafımı kesti;

    'aramızda ki fark sen kendin için veriyorsun evlat ben 2 evladım için' dedi. iyi konuştun baba helal.
  12. 37
    anlatması güç olan birey. beni hiç bir zaman kısıtlamadı. şunu yapacaksın,şu saatte eve geleceksin,şunu giymeyeceksin demedi. siyasi,dinsel her konuda beni özgür bıraktı. tabi ki anneminde etkisi büyük. son 3-4 aydır aramız bi hayli açıktı. o da benim inadım yüzünden sonuç olarak benim istediğim oluyor ama aramız açıktı. bugün doktora gittim ani bir kararlave çok alakasız bir daldan çok alakasız bir sorunum olabilme ihtimali türedi. doktor dank diye suratıma söyledi. annemi ve babamı aradım. babama önemli bir şey değil galiba falan dedim. anneme yapıyorum tüm nazı kadın tüm gün araştırma yapmış işten sonra bi yere gideceği halde ben iyi olayım diye eve geldi falan. babam geldi. umursamaz gözüktü çok sinirlendim. anneme dedim ona söyle bir daha onla konuşmayacağım diye. gözlerim doldu. her baba gibi başka doktorada gideriz bir şey yok vs vs diyordu. bi an ağlamaya başladım git diyip duruyodum babama. bana sarıldı ve benim güzel kızıma hiç bir şey olmaz babasına çekmiş o diyip öptü. ömrümde yaşadığım en duygusal anlardan biriydi sanırım. 3-4 aydır babamla kırgın olmamın beni aslında ne kadar üzdüğünü fark ettim. o hala benim tatile giderken hangi kartı alacağımı falan düşünüyordu yanıma. sana belki doğru düzgün hiç söylemedim ama iyi ki varsın canım babam. hayatımı yaşamama izin verdiğin ve küçükken benimle her yağmurlu sabah solucanların başında dakikalarca durup incelememi bitirmemi beklediğin için teşekkür ederim.
  13. 38
    (bkz: sevgili günlük şimdi buradan babama çağrıda bulunacağım)


    madem ateş hattındayım hadi bitirelim şu işi; tatatata.

    bıbıcığım counter-terrorist win!


    tanım: böyle türlü zafer çığlıklarına da maruz kalabilendir kendisi. okusa gurur duyar.
  14. 39
    bazen bir tuzluk değeri verilendir.

    pbs.twimg.com/...
  15. 40
    her ekmek almaya gittiğimde, her pazara gittiğimde, evle ilgili her sorunda, her kavanoz kapağı açma girişimimde, arabayı her yıkadığım zaman, memlekete gönderilecek bir kamyon eşyayı hamal gibi taşıdığım zaman, saygıyla andığım değerli insan. neredeyse 1 sene oldu kaybedeli. umarım gittiği yerde mutludur. ama sevgili babacım ben sensiz çok da mutlu sayılmam, keşke trajik bir şekilde değil de biraz daha normal bir şekilde gitseydin gideceğin o yere.
  16. 41
    pbs.twimg.com/...
  17. 42
    (bkz: dad)
  18. 43
    fbcdn-sphotos-f-a.akamaihd.net/...
  19. 44
    bunun gibi adamdır.

    twitter.com/...
  20. 45
    scontent-fra3-1.xx.fbcdn.net/...
  21. 46
    aradığınızda dıt dıt(meşgule alma sesi) duyuyorsunuz ve 2 dk içinde sizi arıyor. çok iyi insanlar değerini bilmek lazım.

    ama anlamadığım şey biz gençler daha ucuza daha fazla dakika içeren paketlere sahibiz, aç şu telefonu meşgule atcağına.. anlatamıyorum alışkanlık olmuş demek ki insanlarda.
  22. 47
    pbs.twimg.com/...
  23. 48
    Sen 10 yaşındayken sana kurduğu cümleleri, sırasını dahi unutmadan sen 25 yaşına geldiğinde tekrarlayıp 10 yaşına geri dönmene sebep olan muhteşem varlık, kız çocukların ilk aşkı.*
  24. 49
    pbs.twimg.com/...
  25. 50
    vine türedikten sonra trolleşmişlerdir.

    vine.co/... *