kayıt

dostoyevski

  1. 34
    “kimse, seni sen olduğun için sevmeyecek; herkes seni, seni sevmenin onlara ne kadar yakışacağını düşündüğü için, yani kendileri için sevecek. ve bu da demek oluyor ki insan böyle yaparak yine kendini sevecek. sen hiç sevilmemiş olacaksın hikâyenin sonunda.”

    fyodor mihailoviç dostoyevski
  2. 33
    rus vodkası. bir rivayete göre bir bardak içince suç ve ceza ve insancıklar'ı ezbere rusça olarak okuyabiliyormuşsun.
  3. 32
    Geçen kitabını almıştım suç ve ceza .
  4. 31
    karısı doğum sancısı içindeyken aldırmayip kitap yazmaya devam etmiştir.
  5. 30
    www.youtube.com/...
  6. 29
    ''İnsan en çok severken insandır.'' Demiş.
  7. 28
    kumar tutkusu yüzünden ömür boyunca borçlu ve yokluk içinde yaşamıştır. bana göre dünyanın en büyük yazarı.
  8. 27
    adminkardes.com/...
  9. 26
    biz arkadaşlar arasında kendisine dosto deriz. dosto aşağı dosto yukarı.
    süreyaların cemal, cemal süreya ise şey demiş "on üç yaşındaydım dostoyevski okudum, o gün bugündür huzurum yok" demiş. öyle etkili bir kalemdir dosto.

    haydi çay söyleyin. sararmış sayfalarına bakalım. sanki hepimiz bir zeki demirkubuz filmi. bak nasıl eğitimliyiz hem.

    biz zavallıyız.
  10. 25
    ''Başkalarının zavallılığına bakıp kendi haline şükredenlerden tiksiniyorum''
    dostoyevski.

  11. 24
    güzel kadınmış.

    s-media-cache-ak0.pinimg.com/...
  12. 23
    kanımca edebiyat'ın en önemli isimlerindendir. hele o suç ve ceza'daki raskolnikov beni acayip düşüncelere soktu. kitabı okuduktan sonra 2 saat düşündüm bi "ulan acaba ben de mi birini öldürsem?" diye sonra dedim kendi kendime "yok lan. hapishanede sikerler beni" dedim. bu olaydan sonra kendisine karşı büyük bir saygı besledim. büyüksün dostoyevski abi.
  13. 22
    oleg nabokov'un ölesiye nefret ettiği bir yazar.

    nabokov aynı zamanda örnst hemigvey'den de nefret ediyordu. bu da yetmezmiş gibi faulkner de hemigvey'den nefret ediyordu. ben hepinizden nefret ediyorum iğrenç aşağılık yılansı dilli kondom ağazlı kafirler !

    vimeo.com/...
  14. 21
    bu adam edebiyatın tanrısıdır benim için. bugünün en iyi yazarları bile dostoyevski tarzı yazmak için uğraşmıştır. tüm kitaplarını okudum. hayatımda ilk kez kitabı çizmeyi, not almayı, metodu bu insanın kitaplarında yapmışımdır. en büyük ortak yanımızın doktor sevmeyişimiz. kütüphanem de ve odam da özel yeri olan iki yazardan birisi. bu adamın kitapları 18-30-45-60 yaşlarında 4 kez okunmalı.
  15. 20
    babam olsa bu kadar seveceğim yazar. hatta abartarak; 'dostoyevski okumamış insan yarım insandır.' deme cürretini göstereceğim. yazar olmak için doğarak yazar olmuş bir insan olduğu aşikardır. tanrı yine tanrılığını konuşturmuş ve dostoyevski'nin yazar olmasına izin vermiştir. aksi halde insanlığa verecek bir cevabı olmazdı. kim bilir kimleri harcadı da işte hayırlısı.
  16. 19
    'bir yufka yürekli' adlı eserinin bir bölümünde yaptığı tespitle beni benden almıştır.

    hikayenin kahramanı şumkof delirmiş ve hastaneye kaldırılıyordur;
    ''şumkof'un arkadaşlarından, çok kısa boylu biri bu telaşlı insanlar arasında özellikle dikkat çekiyordu. pek genç sayılmazdı, çünkü otuzunu geçmişti. yüzü kireç gibi beyazdı, gergin bir halde titriyor, yarı aralı dudaklarında tuhaf bir gülümseme, neredeyse bir sırıtış görünüyordu, belki de bu her yıkımın, her sevimsiz olayın kayıtsız izleyiciyi korkuttuğu kadar, ona haz vermesinden ileri geliyordu.''

    şimdi de kendisinden onlarca yıl sonra yaşamış olan bir şairin, nilgün marmara'nın dizelerine çeviriyoruz gözlerimizi;

    ''Geliyorlar, bu evde doğan yeni bir ölümü görmeye; koşarak, düşe kalka, yuvarlanarak, sürünerek? Nasıl olursa olsun; görmek için bu eski dostların yeni cesetlerini ve göstermek için kendi dirimlerinin kıvılcımlarını, geliyorlar! Uyuyan arzunun düşün imgelemenin anlağın belleğin leş kokularını duymaya geliyorlar. Ölüm sessizliği, toz ve küf kokan evden ayrıldıklarında seviniyorlar canlıyız diye.''

    varoluşumuzda bulunan ikiyüzlülüğümüzü, iki yüzümüze de tokat atarak anlatan iki güzel nesir.
  17. 18
    umut sarıkayanın efsane bir karikatrüne daha konu olmuş yazardır.

    i.imgur.com/...

  18. 17
    gogol'dan dönemin rus edebiyatının ne kadar etkilendiğini şu şekilde ifade eder :

    -- spoiler --

    Hepimiz Gogol'un paltosundan çıktık.

    -- spoiler --

    zira burdaki Palto gogol'un hikayesinin adıdır.
  19. 16
    girdisini okurken bir anlık dalgınlıkla "ne zaman yazdım ben bunu lan?" dedirten yazar. daha çok yazsın, okuruz. :D
  20. 15
    okuduğum ilk ve tek eseri olan budala üzerinden hakkında konuşmam gerekirse bence çok duru ve yalın bi anlatımı var. kitapları ne kadar uzun olursa olsun minik bir buhran anı dışında okuru fazla sıkacak türden bir yazara benzemiyor. o değil de bu adamın asalet dolu diyaloglarını cidden seviyorum ya. misal budalayı ne zaman okumak istesem önce gider bi' frak giyerim hemen. o diyalogları üstümde t-shirt, altımda kapri ile okumak bence yazara yapılacak en büyük saygısızlıktır. zaten sırf bu huyum yüzünden kitabı 3 haftada bitirdim amk. bi' daha da kimseye bu kadar saygılı olmam arkadaş.
  21. 14
    dehşet-ül vahşet şeyler yazan rus yazar.
  22. 13
    suç ve ceza,karamazow kardeşler gibi eserlere sahip rus yazar.herkesin bildiği şeyleri tekrar tekrar yazmayacağım buraya ancak bana hissettirdikleri hakkında bir iki satır karalayacağım.

    dostoyevski'yi ne keramettir bilemem ama hiç bir zaman düzgün bir ruh halindeyken okumayı beceremedim.o psikolojik betimlemeler hep içimi sıktı,bunalttı.ama ne zaman psikolojik olarak zor zamanlardan geçtim,ne zaman hayattan bir darbe yedim işte o zaman rasholnikov üzerinden yapılan psikolojik betimlemeler hoşuma gitti,beni konunun içine dahil etti.belki bu dostoyevski eserlerinin insanlar üzerinde ki genel etkisidir belki de sadece benim cinsliğimdir.bunu hiç bir zaman bilemeyeceğim.
  23. 12
    "esrarengiz şeyleri, dehşetli severim."
  24. 11
    1821 yılında yoksulların kaldığı bir hastanede dünyaya gelmiştir. aynı hastanede doktor olan dostoyevski'nin babası alkolik, sert ve sinirli bir adamdır; ancak çocuklarının eğitimine büyük ilgi göstererek onlara fransızca öğretmeni tutar ve kendi çabasıyla latince öğrenir. dostoyevski 13 yaşındayken moskova'nın en iyi okullarından birine yatılı olarak verilir. 16 yaşına geldiğinde, babasının ısrarıyla st petersburg askeri mühendis okulu'na girer. aynı yıl annesini kaybeder. 1839 yılı aile için gerçek bir darbe olur. babası, kendi toprak kölelerinden biri tarafından öldürülür. bu faciadan sonra hastalığa tutulacak olan dostoyevski'de olayın izleri hayatı boyunca hissedilecektir. 1843 yılında mühendis okulunu bitiren genç dostoyevski, asteğmen rütbesiyle okula katılır. o günün şartlarında mühendislik ona iyi bir mevki ve refah dolu bir hayat verebiliyorken, onun kendi için düşündüğü gelecek çok farklıdır; nitekim bir sene sonra görevinden istifa eder.

    dostoyevski çocukluğundan itibaren belli başlı edebi eserleri düzenli takip ederek kendini edebiyat alanında yetiştirmeye başlar. rus şairlerinden jukovski, karamzin'i beğenerek okur; bilhassa puşkin'i kendine ilham kaynağı kabul eder. schiller, george sand, eugene sue takip ettiği yazarların başlıcalarıdır. ünlü fransız yazar balzac'ın 'eugenie grandet' romanını rusçaya çevirir. böylelikle ilk edebiyat çalışmalarına başlamış olur. dostoyevski'nin ilk edebi çalışmalarında gogol, griboyedov gibi rus yazarların etkileri sıklıkla görüşür. özellikle gogol, genç yazarı üslup ve düşünce bakımından derinden etkiler.

    1845 yılında ilk eseri insacıklar'ı yazmaya başlayan dostoyevski, bu eserinde devir edebiyatının şaşamaz konularından biri olan memur hayatını anlatır. 1845 yılı nisanında 'insancıklar' tamamlanınca eserin müsveddelerini dostu grigoriç'e verir. o da bunları, dönemin ünlü şairlerinden nekrasov?a götürür. neksarov, sabahın dördünde kitapla ilgili düşüncelerini dostoyevski'ye anlatmak üzere evden çıkacak kadar eserden etkilenir. bir sonraki günse, müsveddeleri eleştirmen belinski'ye götürür ve ona yeni bir gogol?un olduğunu söyler. bir süre sonra belinski ile dostoyevski görüşürler. ünlü eleştirmen dostoyevski'ye kabiliyetini korumasını tavsiye ederek, bu taktirde büyük bir sanatkar olacağını müjdeler

    dostoyevski, devrin birçok genci gibi, toprak köleliğinin yürürlükte olduğu sosyal yapıdan rahatsızdır. bu yüzden, rejime karşı çalışan gençlik gruplarından birisine katılır. muhalif yazı ve şiirlerin okunduğu toplantıların birinde belinski'nin ''gogol'e mektup'' isimli yergisini okur. kısa bir süre sonra, gruba bağlı tüm gençler yakalanarak tutuklanır. bir sabah tümü açık bir alana götürülerek, idama mahkum oldukları ilan edilir. ancak tam karar infaz edilecekken çar'ın kendilerini affettiği söylenir. genç yazar dört yıl kürek, beş yıl da sürgün cezasına çarptırılır. hapiste yalnızca incil bulundurmaya müsade edildiği için, hristiyanlığa merak salar. sürgünden sonra çeşitli edebiyat dergilerinde çalışan dostoyevski, dönemin ''sanat için sanat'' görüşüne karşı çıkar ve çernişevski ve pisarev'in çıkarttıkları dergilerle polemiğe girer. yine de, tüm siyasi beklentilerini monarşiye bağlayan biridir. öte yandan, maddi durumu gitgide kötüleşen yazar, kendini tamamıyla edebiyat çalışmalarına verir. 1866 yılında ünlü romanı ''suç ve ceza''yı bitirdiğinde dönemin edebiyat otoritelerinden biri olarak görülmeye başlanır. toplumun her kitlesinden insana romanlarında yer verebilen dostoyevski, kahramanlarının şahsında kendisinin de içinden çıkamadığı çatışan duygu ve düşünceleri tasvire çalışır. aralarında; karamazov kardeşler, budala??, suç ve ceza, ölüler evinden hatıralar gibi belli başlı eserlerin de bulunduğu bir çok roman ve hikaye yazarak ömrünü verimli bir şekilde geçiren dostoyevski, 1881 yılında ölür.
  25. 10
    idamdan dönmüş yazardır.
    hatta tam kurşuna dizileceği sırada * affı okunmuştur. bu nedenle çoğu kitabında bu psikolojiden bahseder.