1
kimi görme bozukluklarının giderilmesi için kullanılan optik camların, bir çerçeveye monte edilmesi ile oluşturulan nesnedir. eskinden sağlık için ihtiyaçken günümüzde modanın parçası, kişiliğin dışa vurumunun da aracıdır.
çocukken gözlük kullananlar kavga etmekten kaçınır ve arkadaşları kendisi ile "dört göz" şeklinde dalga geçer.
(bkz: güneş gözlüğü)
2
ergenlikte takılmaya başlaması ile birlikte isyanı getirecek yardım aleti.
o zamanlar kemik gözlük takanlar 'ay çok popii' diyerek olaya bakmıyordu. hatta tartışma çıktığında sileceklerini gözüne geçiririm diye tehditler savrulur. alt tarafı gözlük yahu. gözlüğe silecek demek ne. "silecek" ne?? neyse arkadaş bu camekanların arkasından iyi güzel görüyorsun ama bir süre sonra insan level atlamak istiyor. orada da yardıma renkli renkli çok şeker lensler yetişiyor. şimdi çok rahatım ya.
3
kaybedip aramaya başladığınızda %50 ihtimalle gözünüzde bulunan nesne. durum fark edildiğinde moral bozukluğu yaşanır
5
kimisi için birlikte yaşamaya mecbur kaldığı bir işkence aleti. terlersiniz, terinizi silmek için gözlüğü çıkarmanız gerekir. lisedeyken öğle arasında basket oynamaya karar verilir, siz gözlüğünüzü koyacak yer ararsınız. evin penceresinden aşağı bakarsınız, gözlük kayıp düşecek diye ödünüz kopar. araba hareket halindeyken kafanızı dışarı çıkaramazsınız. hatta arabanın içindeyken bile rüzgardan gözlüğünüz kayar, rahatsız olursunuz. gözlükle divanda uzanıp tv izlerken uyuyakalırsınız da gözlüğünüz düşer kırılır diye ödünüz kopar. divan televizyona enlemesine duruyorsa uzanıp tv izleyemezsiniz. kafanızı yana çeviremezsiniz çünkü gözlükle. bir türlü rahat edemezsiniz kısaca. çok zor iştir gözlükle yaşamak. dışarıdan göründüğü gibi değildir.
6
gözlük eskiden cisimleri büyüterek görülmelerini kolylaştıran bir çift dışbükey mercekten oluşmuştur. hatta lk gözlüğün salvino değil armati adlı bir italyan fizikçinin 1280de yaptığı düşünülmektedir.
7
mide bulandırıcıdır. normal optik gözlükleri zaten kendime yakıştıramıyorum. bir de bana güneş gözlükleri de olmuyor. çok iğrenç duruyor suratımda. yazın gözümü kısa kısa yürüyom sokakta sırf güneş gözlüğü sevmediğim için.
9
kendisiyle tanışmam epey ilginç olmuştur. 4. sınıfın başlarında -sene 2002 olması lazım- tahtayı görememeye başlamış ve deftere geçirdiğim ders notlarını tahtadan defterime geçirmek yerine eş zamanlı olarak tahtaya yazdıklarını söyleyen hocanın konuşmasından geçirir olmuştum. bu durumu ev halkına açtığımda "aha gözler pert" tepkisi almıştım.
gözlerimin ne derece bozuk olduğunu şöyle bir tespit etmek için bir anahtarcının tabelasındaki numarayı okumam istendi. numarada ise bolca 9 bulunuyordu, kendi kendime "bu kadar 9lu numara mı olur amk." demiştim (amk demedim tabi, o yıllarda bana amk güncellemesi gelmemişti; 2010'da falan geldi anca. çok geç geldi).
"okuyamıyorum" diye geçiştirdikten sonra tabelaya yaklaşıp "neydi ki la bu numara" diyerek kontrol etmenin ardından gerçekten de numaranın bolca 9 içerdiğini gördüm. "ya ben okumuştum aslında" diyerek toparlamaya çalışsam da bir kere şüphelenilmişti eşek gözlerimden. daha sonrasındaysa doktor kontrolü -ki ilgili doktor sünnetimin yapıldığı ve çok memnun kalındığı polikliğinin doktordur-, ufak bir bozukluğun tespiti ve gözlüğün temin edilmesi olayları yaşandı. seviyeli beraberliğimiz ise halen sürüyor.
10
Nedensiz bir şekilde çoğu kadına yakıştırıyorum.
Bazılarında çok çekici durabiliyor.
12
çocukluğumda çok özneirdim gözlüğe, gözlük takanlara.. bu uğurda güneşe çıplak gözle bakmalar mı dersin, yanımdan kamyon geçince gözleri fal taşı gibi açıp toz bulutuna dalmalar mı dersin, bu uğurda ne gerekiyorsa yaptım..
13
görme bozukluğu olan insanların hayatlarını kolaylaştırmak için kullandıkları alet.
yaklaşık 22 yıldır gözlük kullanan biri olarak insanların bunu kullanmayı neden abarttıklarını da anlamıyorum ayrıca. evet külfettir. dolmuşa binmek bile eziyet olabiliyor bazı havalarda. (anlayamazsınız.)
küçük kardeşinizle istediğiniz gibi güreşemezsiniz.
sabah olunca sizin gibi ha deyince güne hazır olamayabiliriz.
çay bile dolduramazsınız yahu. (anlayan anladı.)
su savaşı yapmaktan kaçınırsınız.
ama güzeldir gözlük. eli kolu gibidir kullananın.
ha bide gözlük takmayan ve gözlüklünün halinden anlamayan bazı salaklarca "ya bi bakayım mı?" demek sureti ile el gözlüğe uzatılınca gözlüklü kaplan kesilir. sakın. bu kadar diyorum. sakın.
14
gözlük kullanmakla sorunum yok ama gözlüğü takınca her şey küçülüyor sanki. telefonumun ekranı 5 inç ama gözlüğü takınca çok küçükmüş gibi geliyor. gözlüğümü değiştireli yaklaşık bir ay olacak hala tek başıma merdivenlerden inecekken düşecek gibi oluyorum, trabzanlara veya arkadaşıma tutunup öyle iniyorum. (bkz: yüksek numaralı gözlük kullanmak)
15
takmaya başladıktan sonra okuduğum kitap sayısını 654546879546 kat artırmıştır. dsasjhsdalj. şaka ya, çizgi roman okuyorum sadece ek olarak.
neyse o değil de ben bunu bir gülerken çıkarıyorum bir de uyurken. böyle siliyorum falan, dokunarak temas ediyorum. sevgi aktarıyorum. evrenden aldığım enerji ile ruhunun derinliklerine temas ediyorum falan. enteresan...
16
Allah belasını versindir. Teşekkür ederim.
17
doktor tarafından edinemedikten sonra kendi yöntemlerimle ulaştığım aksesuar. bi dinlendirici istemiştim çok muydu be doktorcum. sonuç olarak bir iki haftadır severek kullanıyorum, canım gözlüğüm, umarım gözümü bozmazsın.
18
ilk renkli camlısı çinli yargıçlar tarafınlan kullanılmış; poker mantığı ile tarafları dinlerken gözlerinden hissettikleri anlaşılmasın diye. hatta pekin'de yönü manidar bir şekilde doğuya bakan meşhur yargıç heykeli gözlüklüdür. niyesi araştırıldığında bu sonuca ulaşılır.
..sonra günlük hayatta kullanılmaya başlanıp güneş gözlüklerine evrilmiş hatta.
notun dibi: okuduğum kaynağı tekrar kurcaladım lakin ilgili kısmı bulamadım. içindekiler kısmı alfabetik değil zira, kelimenin kullanım yeri kategorize edilmiş. bulursam tarihli marihli editlerim.
19
ya ben çok iyi hatırlıyorum ilkokulda gözlük takanla dalga geçen insanların şimdi gözlüğün müptelası olmuş durumda. yazık be küçük yaşta milletin gururunu felan incitmiştiniz ayıp
20
en okkalı numarasından sahip olduğum şey. gözlüksüz adeta körüm, dünyam kararıyor. ben kendime yakıştırmıyorum ama yuvarlak gözlüğü kemik gözlükten daha çok yakıştırıyorlar bana. kemik gözlüğümü özlüyorum bazen ama o da küçük biraz, çok dönüyorum etrafımda. :d
takınca da yoruluyorum takmayınca da yoruluyorum resmen bugda kaldım.
22
yüzümü dolduran belki de çillerimi gizleyen güzel bir aksesuarım. çıkarınca göremiyorum zaten. üç mü numara miyop.
23
az önce üzerine oturdum. şu an kör kör takılıyorum. lens takayım dedim onu da bitirmişim ciğerim yanıyor yar yar yaram pek derin. hadi lens alacaktım ama bir de gözlük parası girecek bu aralar dipteyim sondayım depresyondayım.
24
Bugün gidip teslim aldığım nesnedir.
Sol sağ 0,5 hipermetrop, sol gözümde astigmat da var üstelik. :/
25
sağlık için kullanmanın yanında güzel bir aksesuar olarak da görüyorum. yakışan insana cidden ayrı bir hava katıyor.
↑