futbol
- 26futbol bir tiyatro gibi sinema gibi insanların " boş " zamanlarını geçirmek istediği bir alan.
ama neden kimse buralarda küfür etmiyor ?
çünkü sinemada ya da tiyatroda, hatta kitap okurken bile seyirci ile sahnede gördüğünüz kişi arasında bir tutku olmuyor. bir sahiplenme söz konusu değil. insan sahiplendiği olguyu korumak için içgüdüsel tepkiler gösterir. bu tepkiler doğru olmayabilir, kald ki tiyatro seyrederken de sahneye domates atıldığı tarihsel bir gelenektir, her ne kadar şimdi uygulanmasa da... mesela bir münazır turnuva esnasında yönetim tarafından sürekli haklarının gasp edildiğin düşünüyorsa çıkıp sonunda böyle komisyonun bla bla diyebilir. ama sen dışarıdan bakarak ne kadar boş işler bunlar diyebilirsin çünkü senin için hiçbir anlamı yoktur.
sonuçta bir şeyin boş olup olmaması kendi pencerene göre değerlendirebileceğiniz bir hadisedir. o yüzden insanlar hakkında karakter tahlili yapabilmek bu tarz konularda doğru değildir. - 27futbolun bu kadar tutkuyla sahiplenilmesinin tek sebebi boş bir aidiyet yaratmasıdır. yoksa normal- gayet güzel bir spordan başka bir şey değildir.
takım tutmak keyiflidir olabilir, bir takım hoşuna gider o kazansın istersin ama genelde takım tutma işleri boş aidiyet ve sevgi saygı kazanma aracı olarak kullanılıyor.
benim anlatmama hiç gerek yok bu konuya mantığıyla hayatında bir kere bile yaklaşmamış insanlar var, olduğu gibi kabul ediyor hayvanmışçasına. bana ne şimdi ben mi düzelteyim bunu?
neden takım tutuyorsun bu kadar fanatiksin bir düşün bakalım.
hayatın boş olmasa ait olabileceğin çok yer var sevgi saygı kazanacağın çok alan var. ama boş ki buna bu kadar değer veriyorsun.
öyle keyfine takım tutmaktan futbol sevmekten bahsetmiyorum.
yav elin bilmem ne takımı maç yapıyor tek günde hayatında kazanacağın paradan fazlasını kazanıyor oyuncular yöneticiler gökdelenlerde villalarda seks partisi yapsın lüks arabalara binsin diye dönen bir sektör bu. sen gidip bunu hayatının anlamı gibi sahipleniyorsun. bunda mantık görebilen adam boştur.
içime atmanın anlamı yok işte böyle düşünüyorum, yerse.
- 28futbol spor ya da bir başka alan insanlar bir olguyla gönül bağı kurabilir. mesela hayvan haklarını savunmak da bir gönül bağı kurmaktır. bunun için mücadele etmek de. ama bir başkası için bu ne kadar boş bir iş olarak görülebilir.
fanatik olmak her alanda kötüdür yanlıştır vs ama vardır. insanlar zamanları boş diye futbol ya da başka bir şeye kalplerini açmıyor, kalplerinde yer olduğu için zamanlarını buraya harcıyor. gece boyunca pankart hazırlayan bir insan için yaptığı o çalışma boş beleş olarak görülebilir senin açından ama oradaki karşılıksız emeğin değerini ancak oraya tutkuyla bağlanmış insanların anlayabileceği hadise.
bu arada aig ile ilgili hiçbir sıkıntı söz konusu olamaz. burada konuşulanlar bakış açılarının karşılaştırılmasıdır.
futbol seyircisi sayesinde yöneticiler futbolcular after party yapıyor. çok doğru. ama bunu mesela bir sinema oyuncusu da yapıyor. o zaman sinema da mı boş beleş ? belki kişiye göre öyledir. ama bunu yazar da yapıyor. her ne kadar türkiye'de öyle bir durum söz konusu olmasa da... o zaman kitap da mı boş ?
burada tartışılması gereken emek ve emeğin sonucu oluşan bir sahiplenme iç güdüsü. partizanlık ya da fanatizm kötü olabilir dediğim gibi ama asla yok olamayacak olgulardır. yoksa 1 aylık kirasını bir maça yatıran ya da arabasını satıp tuttuğu takımın maçına bahis yapan insanlar boş olmaktan öte ahmaktır. - 29yakında bizzat doğup büyüdüğü, anlam kazandığı topraklarda seyredeceğim spor. ortadoğulular napıyorsa yapsın artık *
- 30güzel şeydir.
twitter.com/... - 31bu ülkede beladır.
twitter.com/... - 32Çok gereksiz ve aşırı abartılan oyun, gücün ön plana çıkmış olması nedeniyle bu kadar tuttuğunu sanıyorum.
- 33kaliteli maçlar olduktan sonra izlemesi mükemmel bir spor.
- 34süper lig harici güzel olan bir spordur.
- 35fanatikliğini 8 yaşında bıraktığım spor(!) dalı.
- 36(bkz: beşiktaş)
- 37şu devirde bile inatla gerizekalılığa devam eden bir spor türü.
hayır taraftarlıktan holiganlıktan bahsetmiyorum. ya da folloş olmuş "bir top 22 adam" geyiği de değil. hatalarla ilgili kararlardan bahsediyorum.
şimdi hakem var. 4 tane yardımcı hakem var. bunlar fauldur ofsayttır falan gibi olaylara karar veriyor. ya da kimse dokunmadığı halde yüzünü tutup yere düşen adama kanıp, suçsuz birine kart gösteriyorlar, bok yere penaltı veriyorlar zart zurt.
ulan allahın dallamaları, kamera denen bir şey var lan. oynatma teknolojisi var, inanır mısınız geri bile sarıyor görüntüyü, deli sikmiş gibi tekrar tekrar izleyebiliyorsun isteyince. bunu inatla kullanıma sokmayan kim varsa onu eşek sudan gelene kadar başka eşekler siksin. sonra da sudan gelen eşek siksin.
sadece bu da değil. süre var. hakem saati durduruyor falan. basket maçlarında da süre var da adamlar salise bazında kronometre tutuyor. top oyuna girdiği anda süre başlıyor, acayip hassaslar, saniyeler ile oyun dönüyor diye adamlar gayet düzgün bir sistem geliştirmişler, kullanıyorlar. lebronu hiç faul yaptılar ahhh uaagh diye yerde zırlayıp zamana oynadığını gören var mı? yok. neden? sikerler oğlum hepimizi sikerler.
ama neymiş, yok zamana oynayım kronometreyi hakem kapatsın falan felan. hayır hakem de ibne oluyor bazen, şikeci oluyor. denizli fenerbahçe maçıydı sanırım 16 dakika uzatma vardı. oha lan. nasıl bir oyun durdurmadır bu. 16 dakika naptınız? zor mu şu basketteki sistemi futbola koymak. bir ekip olur, faul durumlarında görüntüye bakarlar. futbolcu kendini mi atmış, adamcağızı tepmişler mi karar verirler. süreden sorumlu 1 2 adam olur, top taca çıktığı an kronometre durdurulur, süre yazar futbolcu ona göre oynar, taraftar ona göre heveslenir. bu ne amk?
yapmayın etmeyin lan. şunu savunan taraftar gördü bu gözler, futbol hatalarıyla güzel diye. hatasını sikeyim. basket maçında hiç hatalardan bahsedilmiyor lan, ki o maçlarda daha çok faul, daha çok sayı falan olur. hiç lebron ayağıyla vurdu orada gibi sohbetler duymuyoruz. iş futbola gelince hakem ibneydi, sabri eliyle dokundu, bilmem kim kendini yere attı. yeter lan. taraftarlar olarak tepki koyalım şuna sikicem belasını artık. hayır futbol geyikleri de biter böylece. oyuncular da düzelir. düşünsene kendini atıyor adam. heyet görüntüye bakarken tüm saha izliyor, bir bakıyorsun oyuncu durduk yere yüzünü tutmuş, bütün saha yuhluyor adam rezil oluyor üstüne de kartını yiyor hakemi kandırmaya yönelik hareketten. kaç kişi yapar bir daha bu hareketi?
şu dediklerimin olduğunu hayal et sevgili taraftar. yeter de. siksok futbol geyiğine dur de. ibnelikleri değil, futbol hatalarını tartışmak istiyorum de. şu işi bir devreye sokalım gözünüzü seveyim. - 38tehlikelidir. babamla anladım.
babam tam bir futbol fanatiği. seyir zevki olarak bakıyor olaya. ben küçükken galatasaraylı idi. aşırı derecede içtiğine sadece galatasaray maçlarında tanıklık ederdim. o kadar olayın içine müdahil olurdu ki yanında herhangi bir kalp sorununa karşın ampul ile enjektör taşırdı. dedemin vefatından sonra bu tarz şeylerden kendini soyutladı. futbolu bir seyir aktivitesi olarak takip etmeye devam etti. pek çok defa yalçın ne maç oluyor be sohbetleri çevirdik. son 5 yıldır eskişehirspor'u takip ediyor. özellikle yeni stadın yapılması onu stada çekti, taraftar oldu. deplasmanlara gittik, içerideki hiçbir maçı kaçırmadık vs. son zamanlarda kendisinde acayip bir agresiflik söz konusu. namazında niyazında olan adam dümdüz sektirmeye başladı. eskiden yanında sözlerime dikkat ettiğim adamla her türlü kelimeyi kullanabiliyorum.
geçen göztepe'nin kalecisine sektirmek için yarım saat bizden ayrıldı. adamı televizyondan duymuşlar. abi, kaleciye söven sen miydin ? diye arayan arkadaşları oldu. bugünkü maçta takımın aksaklıklarına çıldırıp evi yıkmaya kalktı. en son bana bağrınıyordu. kendisine zarar veriyor.
bunun aynısından bir de amcam var. böyle devam ederlerse seneye tribüne gelmelerini istemeyeceğim. - 39ilk futbol klübü, 1857 yılının ekim ayında cambridge üniversitesi'nde kurulmuştur.
yukarıda ki bilgiyi bırakıp kaçtığım başlıktır. - 40Hiçbir zaman anlayamadığım zevk kültürlerinden biri. O kadar zorlu ve yararlı meslek sınıflarında ter döken insanlar varken, madenci, doktor vb… gibi ve bu insanlar haklarını doru düzgün alamıyorken, cahil cühela, Türkçesini bile düzgün konuşamayan 22 tane kondisyonlu amelenin bir topun peşinde koşturmasıyla akıttığı terin değerinin karşılığını hiçbir zaman anlayamadım.
Evet işin maddi kısmına değindiğimizde bunların arz-talep meselesi olduğu, işin ticari boyutunu düşününce kazandıkları paraları hak ettiklerinin farkındayım maalesef.
Ama asıl anlayamadığım işin manevi kısmı. O futbolcuların ailedenmişçesine benimsenme psikolojisi. Sanki babasının oğlu, sanki onların başarısı sizin başarınız o kadar parayı kazanınca size de 3-5 bir şeyler atacakmış gibi benimsenmesini anlayamıyorum.
Kıçındaki kondisyondan başka hiçbir vasfı olmayan bu adamlarla duyulan saygıya nazaran, hayatını kurtaran bir doktora aynı saygının duyulmamasını anlayamıyorum.
Ya da evinde bilgisayarını telefonunu kurcalamak için gerekli olan hayatının vaz geçilmez parçası olan o elektriği veren santrale kömür temin etmek için yerin bilmem kaç metre altında oksijen eksikliğinden ve soluduğu zararlı maddelerden dolayı çok uzun yaşayamayan, sırf sen elektriksiz kalma diye oraya girip 3 kuruş para için kazı yapan o kömür madeni işçisine aynı saygının duyulmamasını anlayamıyorum.
Her şeyi geçtim bir de bu futbolu holiganlığa vurup çıtayı iyice yükselten tiplerin, futbolcuların kıçındaki kondisyona duydukları saygı adına yarattığı şiddetin mantığını hiçbir zaman anlayamadım.
O adamlar o kazandıkları parayla gece klüplerin de sığ keko müzikleri eşliğinde eğlenirken, elinin yüzünün kiri ile akşam evindeki çocuklarına bir meyve bile getiremeyen madenci babanın burukluğunu hiçbir zaman anlayamayacağım.
İki top koşturuyor diye seninle uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan, sana en ufak hayrı olmayan bu adamların bu kadar benimsenmesini, bu kadar egolarının okşanmasını ve de bu kadar zengin kılınmasını, hiçbir zaman anlamadım, anlayamayacağım da.
Özünde, herkesin paylaştığı bu kültüre karşı görüşümü dile getirmek istedim. Çünkü futbol istesem de istemesem de bulunduğum bu kültür içerisinde hayatımın her bir köşesinde sürekli karşıma çıkıyor. Sizler futbolu sevebilirsiniz, seven sevmeyen herkese saygım var. belki ben de futbolu sevebilirdim ama futbolun geldiği bu noktayı ve de onu buraya getiren insanları gördükçe futboldan iyice soğudum, hatta nefret etmeye başladım.
Futbol demek benim için attığım her tezahüratta bu adamlara arz-talep yaratmak demek. Onlara katkı sağlamak demek. Bu yüzden hayatım boyunca uzak durdum ve uzak durmaya devam edeceğim. Şimdiye kadar da hiçbir eksiğini hissetmedim. - 41Futbol basit bir oyundur, 22 oyuncu 90 dakika boyunca bir topun peşinden koşturur ve sonunda Almanlar kazanır.
(bkz: gary lineker) - 42soktuğumun sporumsusu.
olm futbol sporsa, yüzme ne? yüzme sporsa, futbol ne?
geçimi sağlamak adına para kazanılan şey spor olmaz, iş olur. iştir o, meslektir. ha, tabi ki işin, mesleğin içinde sportif faaliyet olabilir ama neticede iş iştir. - 4320 kişinin peşinden pervasızca koştuğu, şehvet ve topun çekim gücüyle nabızlarının 300'e vurduğu bomboş spordur.
halen barbarların bir numaralı sporudur.
neyse. sözlüğün güzel kadınlarıyla bu konuda münakaşa edebiliriz. - 44Evet klişedir fakat futbol asla sadece futbol değildir. Hissettirdikleri bambaşkadır. Bu yüzden insanoğlu spor yaptıkça en popüler spor futbol olacak.
- 45geçen gün 82 dünya kupası finalini izledim. bazı kısımları sadece büyüklerimizin anlattığı kadarıyla bilebiliyoruz tabii ama oynandığı dönemde bir devrim olarak gösterilen, futbolun başka boyutlara geçtiğini ispatlayan ilk büyük maç da diyebilirim. milyonların izlerken "lan bu futbol böyle bi şey miydi" demelerini sağlayan maç. ingilizlerin uzun top felsefesinin resmi olarak tedavülden kalkışının simgesi. gerçi ingilizlerin futbol duvarındaki ilk büyük deliği açan da yine bir ingilizdi: brian clough. o çatlak duvara biraz hollanda, biraz almanya, biraz italya ve brezilya (arjantin) "böyle bir şey de var" yazarak yeni futbol literatürü ortaya koydular. ve maçı izlerken futbolun evrimi gözümün önünden geçti.
yeni futbol dünyasının imzasını da ispanyollar attılar. 90'ların ortalarında başlayan sistem 15 yıl kadar evvel futbolun güncel halini oluşturdu. bunu önce barcelona ve milli takım, sonra da atletico madrid ile başardılar.
avrupa'nın büyük takımları arasında bu üç akımdan birini taklit etmeyen/etmeye çalışmayan tek takım şu an juventus. yani. taklidi burada kötü anlamda almamak lazım. aylar süren çalışmalarla taklit edilebilen bir şey. demirel taklidi yapmak gibi bir şey değil.
atletico madrid şu an % 36 topla oynadığı sevilla deplasmanında 4-0 önde. 5. gol her an gelebilir. look at the tabela. - 46Barbar sporu. Dolayısıyla çok seviyoruz.
- 47Abartıldığını düşünüyorum.
Ergenliğimin doruklarına doğru futbolcu biriyle evlenme hayalleri kuruyordum. Spor yapan insanla beraber olma isteğim her zaman vardı ama bu özellikle futboldu benim için. Futboldan gerçekten anlamıyordum ama bu benim zekamla alakalı değildi. Ben sadece izlemeyi seviyordum. Yani nasıl buz pateni izliyorsunuz ama puanlamayı bilmiyorsunuz, öyle işte. Futbolcu biriyle evlenmekten vazgeçtim ama hala yanımda sevgilim olsun, o maç izlesin ben onu izleyeyim istiyordum. Sonra oldu.
Evet...
Maç esnasındaki ani tepkilerinden kalp krizi geçiriyordum az daha. Sakin sakin dururken birden 5 kat yüksek sesle bağırması, etrafa vurup durması, elinin ayağının titremesi, gol olunca beni jöleye çevirmesi, maçta mağlup olduklarında gününün kötü geçmesi ve ara sıra sinirden ağlaması... ya biz eğleneceğiz sanıyordum. Sen napıyorsun...
O hayallerimin tamamen ütopik olduğunu anladım bunları görünce. Benim hayalimde gerçekten bir yorumcu edasıyla maçı izlemesi vardı. Bilgi odaklı olmasını istiyormuşum meğer. Yani sporla ilişkili biri değildi zaten de.. tek ilgisi futboldu onu da oturarak izliyordu. Ara sıra kalkardı, o da sinirlenince işte. Bir futbol takımına bu kadar bağlanmanın, galibiyet veya mağlubiyet karşısında verilen aşırı tepkilerin ne anlamı var? Siz bilmiyor musunuz futbolculuğun o adamların "işi" olduğunu. Ayrıca dönen paralar da hiç hoşuma gitmiyor. Artık spordan ziyade at yarışı gibi bir şey bu.
Bir de çok maç var ya. Neden bu kadar fazla? Her hafta birkaç gün maç var ve hep birbirinizle oynuyorsunuz. Yok başakşehirspor yok galatasaray. Ya bi çekilin artık hep sizi mi izlicez ya... Gördüğünüz gibi bu konuya tamamen sığ bakmaya karar verdim. Ve mutluyum.
Hani şurada bir avrupa karate şampiyonası şeysi niye görmüyoruz, varsa yoksa futbol. Doldum lan artık.
Yeter lan. Yeteeöö*ööeeaaarrrr. Bağlayamadım sinirlendim.
Ya bir de herkes birbirinin rengini kullanıyor, galatasarayla göztepenin rengi niye aynı? Bıktım lan sizden. Niye birinizin rengi de misket limon sarı- toz pembe-açık mavi değil lan! Aklınızda bile canlandıramıyorsunuz şu renkleri ben de kime diyorsam... bak hala bakıyor.. ne bakıyosun ya.. delirttiniz beni be... - ağla.
- octopus bence de okumadı.
- ben sadece ilk cümleyi okudum.
- 48ben hiç izlemek istemeyip de izleyen görmedim. tatava yapmak yerine izlememek daha tatlı bir seçenekmiş gibi duruyor sanki. he?
bizim evde 35 yıldır futbol izleniyor mesela. duvarda her yıl yenilenen fenerbahçe fikstürü falan asılı. o derece. buna rağmen annemin tek bildiği futbolcu ismi rıdvan. ve hala oynadığını zannediyor? çünkü hiç izlemiyor, hiç ilgilenmiyor. bizim yaşam alanımıza hiç dokunmuyor. evde 3 holigan gül gibi geçinip gidiyoruz.
sanki milyon dolar kazanılan tek spor futbolmuş gibi. basketbol, formula 1, amerikan futbolu, golf ve teniste belli başlı futbolculardan çok daha fazla kazanılıyor.
bi de futbol sadece iki gol üç puan değil ki.
mesela..
www.youtube.com/...
bunu yapan bunu da yapabiliyor (ses rahatsız edebilir):
www.youtube.com/... - 49İzlemeyi sevdiğim fakat oynamasını pek bilmediğim spor. Öyle ki, beni maça çağırma talihsizliğini yaşayan arkadaşlarım, sahada bir futbol katledicisi ile karşılaşıyorlar. O kadar kötü oynuyorum ki, benim yerime bir kütük koysalar daha çok işe yarar, top falan engeller hiç değilse. O derece kötü oynuyorum, çocukken de kötü oynardım. Top genelde benim oluyordu ve "vallah satarım ha?" Diye tehdit ediyordum beni de alıyorlardı maça.
İzlemesi kolay ve zevkli, o yüzden izliyorum futbol maçlarını. Daha çok Anadolu takımlarını seviyorum daha keyifli oluyor. - 50ilgimin olmadığı spor dalı.
bununla ilgilenmeyen erkekten sayılmıyormuş.*