kayıt

lisans tezi

  1. 1
    lisans öğrencilerinin, okuduğu okulun akademik programına göre de değişen bitirme projeleridir. kimi üniversitelerde hiç uygulanmazken, kimi üniversitelerin bazı bölümlerinde istenir.

    Bu illet, ne yüksek lisans başvurularınızda, ne de iş başvurularınızda hiçbir işe yaramadığı gibi, saçma sapan bir kredi değeri ile, not ortalamanıza da hiçbir katkıda bulunmaz.

    hiçbir kaynak arama motorunda yazdığınız tezin adı geçmez, hiçbir google akademik sorgusunda kendi adınızı veya herhangi bir lisans tezini bulamazsınız.

    zaten işin içine girince göreceksiniz ki, bütün yüksek lisans ve doktora tezleri, tıpkı evden eve dolaşan borcamlar gibi bir kaç ufak kaynaktan besleniyor. yani şöyle düşünelim,

    bir profesör profesörlük çalışması için bir kaynaktan besleniyor. bu kaynağın adı, Sartre, varlık ve hiçlik.

    Sonra varoluşçuluk üzerine doktora tezi düzenleyen bir şahsiyet, varlık ve hiçliği kaynak olarak kullandığı gibi, yukarıdaki profesörün tezini de kaynak olarak kullanıyor. etti mi size aynı kaynaktan faydalanan iki kişi?

    tamam... şimdi bir yüksek lisans öğrencisi düşünelim, bu şahsiyet de, varoluşçuluk üzerine kaynak olarak belirtilen doktora tezi, profesörlük çalışması ve kitabı alıyor.

    Yüksek lisans öğrencisi ne yapıyor? bu şahsiyet, gidiyor, doktorasını yazan kişinin tezini alıntı yapmadan kullanıyor. yani başka birinin cümlesini, kendi cümlesiymiş gibi tezinin içine katıyor.

    ve bahtsız bir lisans öğrencisi, lisans tezini varoluşculuktan veriyor. araştırıyor. 4 kaynak buluyor. biri varlık ve hiçlik, biri prof'un çalışması, biri doktora tezi, biri de yüksek lisans tezi. alıyor hepsini,

    kimindeki alıntıları kullanıyor, kiminde alıntı yapmadan, o da tıpkı yüksek lisans öğrencisi gibi kendi yazısıymış, kendi düşüncesiymiş gibi aktarıyor. tez böyle copy-paste yapa yapa bitiyor.

    Lisans öğrencisi az gidiyor, uz gidiyor, dere tepe düz yazıyor, sonra tezin teslim tarihi geliyor. öğrenci tezini teslim ediyor. karşısında jüri... biri profesör, diğerleri doçentler ve yardoç'lardan oluşuyor... Profesör tip tip bakıyor, kıs kıs gülüyor, bizim öğrencide ne olduğunu anlamadan boş boş bakıyor etrafına.

    prof- evet. tezini inceledik. biz sizin mezun olmanızı istiyoruz. bu yüzden sizi geçireceğiz. ancak bir sorum olacak.

    öğr- buyurun hocam.

    prof- şu ..... ......'ın doktora tezine nereden ulaştın?

    öğr- internetten.

    prof- internette ulaştığınız kaynakların doğruluğunu iyi kontrol etmenizi öneririm. nitekim bu doktora tezine bende ulaştım. çünkü benim yazılarımı, alıntı yapmadan kopyalamış.

    öğr- ama nasıl olur hocam, onun alıntı olarak gösterdiği profesörün adı .... ......

    prof- o'da benim hocam zaten.

    öğr- eh o zaman siz de oradan kopyalamışsınız.

    ................................

    Konu orada kapanır. kimse daha fazla işi uzatmak istemez. tez'den ortalama bir not alan öğrenci mezun olur gider, geriye, tam 6 farklı makalede, altı farklı tez'de altı farklı isim tarafından kullanıldığı iddia edilen altı aynı cümle, altı aynı paragraf, altı aynı tez kalır. aradaki tek fark, aynı olan tezlerin sahibi olan kişilerin kazandığı akademik rütbelerdir. tez aynı, sen mezun olmak için aynı tezi yapıyorsun, doçent, profesör olmak için... adalet mi lan bu şimdi?
  2. 2
    lisans tezi, tez hocasına bağlı olarak, çeviri de olur, laboratuvarda uygulama yapmak da olur. kimse siklemez, yapan da siklemez, okuyan da siklemez. ben bir kitabın 13. bölümünü çevirdim, adı da tez oldu mesela.

    yüksek lisansta, uzmanlaştığını göstermen beklenir, hocanın vizyonuna göre yayın dahi çıkarabilirsin, tekrar da yapabilirsin. o alanda uzmanlaştığını göster kafidir.

    doktora tezinde ise, bilime yeni bir katkı yapman beklenir, onu yapıyorsan zaten yayın da yaparsın demektir.

    phd alan biri, insanevladının bilgi bankasına yeni bir şey eklemiş demektir.

    en azından bizim pozitif ilimlerde bu nispeten çok daha kolaydır.


    çok basit gibi oldu tabii.


    intihal avcısı dayılar vardır bir de, sürekli olarak intihalcileri rezil ederler, ama bu ülkede kimse siklemez.

    ben en ufak bir şemayı dahi baştan ve kopyalamadan çizerken, bölüm başkanının yeğeni ve damadı klon tezlerle doktora veriyor bu ülkede bazı üniversitelerde.

    iş yayına gelince, elin gavuru "al başını" diyor tabii ki.




  3. 3
    bir dönem benim de yazdığım şey. öncelikle hakikaten çalmadım. adam gibi kaynaklarım vardı. sürekli okumalar yaptım. makaleler taradım fakat tek yararı doktora ve yüksek lisans tezlerinde işlerin nasıl yürüdüğünü anladım. bir konu hakkında ya da en azından benim konum hakkında 3 doktora tonlarca da yüksek lisans tezi buldum. içlerinde sadece doktora tezleri biraz adam gibi, yüksek lisans tezleri ise birbirinin tamamen kopyası şeklindeydi. doktora tezlerinde de birbirini tekrarlayan şeylere rastlamadım değil. zaten konu öyle bir illet ki belli başlı kaynaklar içinde dönüp duruyor. adamlara da hak vermedim değil. onun dışında hakkıyla tez yazana, dirsek çürütene hakikaten lafımız yok fakat akademisyenlerin bir çoğu o ünvanları hak etmiyorlar.