kadın
- 226İslamdan önce arap coğrafyasında değersiz olduğu yönünde salak saçma bir inanış var. Öyle ki kız çocuklarının diri diri gömüldüğünü söylerler, sanki araplar yerden bitiyor gibi..
İslam'dan önce hatice bir kadın olarak oldukça zengin ve ticaretle uğraşan, kervanı olan bir kadındı. Bu örnek bile bu tezi çürütmeye yeterli. Fakat islam sonrası, islamla yükselen bir kadın ben hatırlamıyorum şahsen. - Hatice'yi bu yüzden kimse hoş görmedi, muhammed evlenmek istediğinde de "namussuz"luğundan dem vuruldu. Tek bir örnek bir şeyleri kanıtlıyor ise eğer türkiyede özgürce yaşayan milyonlarca kadın var bu ülkede kadına şiddet ve kadın cinayetlerinin olmadığı manasına mı geliyor? Şiddet taciz ve tecavüz var denebilmesi için her birimize mi tecavüz edilmesi gerekiyor ya da her birimizin mi öldürülmesi gerekiyor, türkler de yerden bitmiyor ona bakarsan.
Tarih bilen herkes bu durumun sadece islam coğrafyasına özgü olmadığını bilir, asıl sorun yüzyıllardır islam coğrafyasının bu probleme çözüm getirememesi. En büyük nedeni de islamın da her semavi din gibi erkek üstünlüğüne dayanan bir inanış biçimi olması. Ve reformu reddetmesi. - Hayır ben anlattığınızı gayet iyi anladım ona tepki veriyorum zaten. Girdinizde islamdan öncesini savunma görüyorum ve bunu doğru bulmuyorum. İslamdan önce de farklı bir durum yoktu. Bu problemi islamdan sonra gelmiş bir problem gibi göstermek doğru değil. Çünkü temeli mülkiyet ve kölelik problemleriyle ilgili aslında. Bu yüzden aynı dönemlerde müslüman olmayan farklı toplumlarda da benzer baskıcılığı görüyoruz. Onlar reforme etme yoluna gittiler. İslamla aralarındaki tek fark bu. İslamiyet bir değişim yaratmadı kısacası. Statükoyu korudu sadece. Islamdan sonra kadına değer arttı yargısını önceden kız çocukları gömülüyordu örneğiniyle desteklemeye çalışmak ne kadar yanlışsa islamdan önce kadın daha değerliydi bir örnek var demek de o kadar yanlış oluyor.
- 227dişilliğini benimsemesi gereken varlıktır. yani kadın gibi hissedebilmelidir. bir erkeğin yapabildiği birçok şeyi kendi bünyesinde barındırırken dahi bunu unutmamalıdır, kendi için.
hep güçlü olmak zorunda değildir hep anaç olmak zorunda değildir ama bakın, bunu bir dayatma olarak belirtmiyorum. herkesin tercihine saygı duyuyorum lakin karşı cinsin dikkatini çekeceğim diye de iyice onlardan olanları anlamlandıramıyorum. tek sebep de bu olmuyor. yetiştirilme tarzı, hayata bakış açısı gibi faktörlerde var. dişilliğini bastırmak sanki onları daha üstün kılar “onlarla” aynı kulvarda daha rahat yarışabilir daha rahat etkileyebilirim gibi düşünen ve bu yolda bambaşka şeylere dönüşen insanlar görüyorum. en dişi halinizle de sadece zekanızla da yapabilirsiniz bu. illa erkekleşmenize gerek yok ki. düşünceleriniz, hareketleriniz, bulunduğunuz konum siz kadınken de çok değerli ve kıymetli. - 228izmir'de önceden oturduğumuz mahallede bir mandıra vardı. babam illaki oranın yoğurdunu isterdi. zaten bir insan mandıraya gidiyorsa bilin ki orta yaş ve üstüdür veya bu yaş çevresi tarafından oraya girmeye zorlanmıştır. neyse bir yaz günü buraya yoğurt almak için girdim. içeride ağır bir süt kokusu var, işçiler üzerlerinde atletle güğüm müğüm taşıyorlar, herkes kan ter içinde çalışıyor. tezgaha yaklaştım, 30'lu yaşlarında bir kadın "buyrun" dedi. terli saçları alnına yapışmış, yorgun ve bezgin bir yüz ifadesi. fakat bir kolyesi var, ucunda küçücük bir kelebek olan zincirden bir kolye, v yaka bir tişörtün üzerinde parlıyor. oradan çıktıktan sonra düşündüm, o kolye olmasa ne olurdu ki? yani orada çalışan erkeklere sorsanız -kardeş zaten canımız çıkıyor, 35 derece sıcağın altında berbat bir işle uğraşıyoruz, siktirtme kolyeni- falan derler. oysa kadın da o berbat ortamda saatlerce çalışıyor, o da en az onlar kadar zor bir hayatın kıskacında ama tüm bu keşmekeş içinde o kolyeyi takıyor. bu mekanikliğin içinde zarif bir dokunuş. yani aynı zamanda bir tür inat gibi, vazgeçmemek gibi, nesnelliğe teslim olmamak gibi. işte bu "kadın"ın yaklaşım farkıdır. çoğu zaman hayatı bir sığır derisi kalınlığında yaşadığım için bazen onları çok kıskanıyorum.
- 229Ömrü hayatı boyunca kadın, bir tane (tekbir) adam sever; bütün diğerleri onun kopyası ya da kopyasının bir parçasıdır.