4
sartre'in sakinleştirici etkili kitabı.
Sartre'nin bir söylemi vardı ''intihar bir kaçış değil, reddediştir'' diye. Dünyevi hazlar uğruna veya yine dünyevi acıların doğurduğu ağır bunalımdan doğan depresiflikten ötürü intihar eden birisinin cesaretinin alkışlanabilirliğinden söz edilebilir elbette, ancak intiharının reddediş olarak ele alınması söz konusu değildir. O kişi, kendi yarattığı acılar yığınından kaçan bir acizdir sadece, kurtuluş peşine düşen bir inanç sapkınıdır. Üniversite yıllarından bu yana içinde yaşadığı bulantıdan kurtulmak isteyip evlenen ve kurtuluşun olmadığını geç de olsa anlayan gizdüşümcü şair Sylvia Plath gibi ve ona benzer bir son ile onu analiz eden ''ey, iki adımlık yerküre senin bütün arka bahçelerini gördüm ben'' diye insanlardan yana beklenti içinde bulunup da sonradan hayal kırıklığı yaşayan genç şair Nilgün Marmara ile ''benden sizden biri yaratmayı nasıl başardınız'' diyerek yaşamın acizliğinden kaçmak istercesine Boğaz Köprüsü'nden atlayan Yavuz Çetin burada kaçan tarafta yer alıyorlar intihar konusunda. Ama bunların ötesinde, anlamsızlığı duyumsayıp da acıdan yoksun bir halde ilerleyen, ne hazza olan arzuya ne de acıya olan çaresizliğe kapılmamış birsinin intiharı ancak gerçek reddediştir. O kişi, cesaretinin yanında hiçbir değer taşımamaktadır.
Sartre bu günlükten uyarlama kitabında, aynı anlamsızlığın niceliğinden dem vurarak kendi yaşamındaki bulantıyı çok güzel aktarıyor bizlere. tekrar tekrar okunasıdır.
not: kitapta sartre'nin ara sıra seviştiği kafe sahibinden sürekli isteiği o plak olduğu söylenen müzik:
www.youtube.com/...
5
jean-paul sartre'e ait eser.
"Dünyanın kendinde varlığı ("kendinde şey*"), insana bulantı duygusu verir; çünkü gerçeklik, yani varlıklar ne iseler o olarak orada öylece ve anlamsız bir şekilde dururlar."
6
Varoluşçuluk felsefesinin temelinin atıldığı jean paul sartre'ın ilk kitabı. İnsanı karamsar havasına çekip bulantıyı yaşatan okuması zor ama bir o kadar da insanın kendisine ayna tutarak varolma sebebini (ya da sebepsizliğini) saf bir şekilde anlamasına yol açan bir şaheser.
'' düşüncem benim: işte bunun için durduramıyorum kendimi. Düşüncelerimle varım... Düşünmekten de kendimi alıkoyamıyorum. Şu anda bile -korkunç bir şey bu- eğer varsam, varolmaktan korktuğum içindir bu. Can attığım yokluktan beni çeken benim, ben: varolmaya yönelmiş nefret, tiksinti, bütün bunlar kendimi varetme, varoluşa gömme yolları. Düşünceler, bir baş dönmesi gibi ardımdan doğuyorlar, başımın gerisinde doğduklarını duyuyorum... Direnmeyip boşversem, şuraya, gözlerimin önüne gelecekler. Ben de direnmeyip boşveriyorum hep, düşünce büyüdükçe büyüyor, işte sınırsızlaşıyor, her yanımı doldurup varoluşumu yeniliyor. ''
↑