26
benim bu.
çünkü gerçekten tek bir dostum var.
ve ben onu aramadığım gibi o da beni aramaz.
şu "hal hatır sorma" saçmalığını bir anlayamıyorum zaten.
nasıl olduğunuzu soran her insan "iyi" mi sizin için?
ya da ne bileyim olması gereken bu mu sizce?
gün boyu aptal gibi dedikodu yaptıklarınıza mı dost diyorsunuz?
çıkarcıyım, evet, çünkü doğru olan bu.
kendimizi kandırmıyoruz, arıyorum ve işim düştüğü için aradığımı biliyor
ve ne istediğimi soruyor, bir tür alış veriş
yapay duygular üretmek değil bu dostluğun amacı.
mesela, dün yüz sayfalık bir pdf dosyasını benim için yazdırmasını istedim,
çünkü beyaz yakalı ve onun için işten bile değil, ve yaptı.
şimdi ise ne zaman görüşeceğimizi bilmeden ayrılmış haldeyiz.
gerçekten kötü hissettiğimizde, dışarı çıkıyoruz birlikte.
şimdi bana iki bin tl lazım, çünkü borcum var ve işim yok, ama rahatım
küstahça olacak ama biliyorum ki dostum verecek, çünkü o da biliyor ki kimsesizim ve ona muhtacım.
işte böyle, bir çıkar ilişkisi, çünkü dostluk böyle bir şey.
neyse, şapşal şapşal erdem hakkında düşünmeye devam.
27
allah'a işi düşünce dua eder.
28
aramamasI daha iyidir ama icimde bir salak var benden ote, o arama diyemiyor.
29
benim de işim düştüğü zamana denk gelirse telefonunu açacağım insandır.
30
neden bu kadar abartıldığını anlamadığım durum.
işim olmasa konuşmamın mantıksız olduğu bir insan demek ki. öyle olmasa zaten sürekli ararım. eminim bu insanı hiç nedensiz arasam nasılsın iyi misin'den başka bir muhabbetimiz olamayacak ve o da bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü diyecek.
işim düşmüş, yardımına ihtiyacım var, tabii ki arayacağım. gayet normal değil mi?
-ciddi
↑