aldatmak

Aldatmanın ne kadar ******** lik olduğundan bahsetmeme gerek yok hepimiz biliyoruz. Yani anlamıyorum başka birisiyle ilişki yaşamak istiyorsan neden ayrılmayı denemezsin? Bir de en önemlisi, ayrılmak istediğinizi söylediğinizde lütfen başkasını sevdiğinizi, artık onu sevmediğinizi söyleyin. Bahane üretmeyin ya. Aksi halde sürekli düşünecektir. Neden diye. Her ne kadar bahaneler uydursanızda buna anlam veremeyecek. O yüzden ben başkasını seviyorum demeniz en doğrusu. Can yakar ama yine de sizi unutması gerektiğini, olmayacağını bilir. İnsanlara karşı net davranmak harbiden zor değil ya.

Gayet de mantığı olan bir hadise.

Öncelikle insan kaybetmekten korktuğu kişiyi aldatmaz böyle bir dünya yok.

İkinci olarak aldatan kişi aldattığını da elinde tutmak ister. Bunun mutlaka bir nedeni vardır. Bu çocuklar olabilir guzellik olabilir cinsellik olabilir parası olabilir vs vs.

Son olarak hiçbir mazereti yoktur benim için. Çünkü bir insandan soğumak bir insanda sevgi bitmesi doğal bir şey bunlara hiçbir itirazım yok sadece ayrılıp öyle gitmek gerek bir diğerine. Çünkü bu şekilde çok karaktersizce bir hareket oluyor ve aldatma işine eşlik edenin sonu da maalesef aynı oluyor.

insanlar, biyolojik olarak çok eşli olacak şekilde evrimleşmişlerdir. fakat sosyolojik olaraksa tek eşli bir kültür, insan yaşamına hakim olmuştur.

bu çelişki, sürekli bir çarpışma halindedir ve günümüzdeki ilişkilerin dinamiğini oluşturur. biyolojik evrimi sonucu çok eşli olan insan, doğası gereği partnerini aldatabilir, onu engelleyen şeyse, psikolojik evrimin ve sosyolojinin getirdiği vicdan ve sadakat duygularıdır.

boşanma davalarında kesin olarak kanıtlandığında gerçekleştiren kişinin hapis cezası alması gereken olay. erkekler için daha çok soyulmaya sebep olurken kadınlar yaptığında hiç kimsenin iplemediği bir durum için en geçerli ceza bu olur.

aile kurumunun bozulması, çocuk varsa psikolojisi falan geçin bu işleri. annesini ya da babasını aldatan birine hiçbir çocuk saygı duymaz sevgi de beslemez. beslememesi de lazım zaten. aile kurumu da cinayetten bozulacağına bundan bozulsun.

Kişiden kişiye değişen bir eylemdir.
Kimine göre birine bakmak aldatmak iken kimine göre başkası ile mesajlaşması bile aldatmak değildir ^^

İnsanın kendine nasıl yakistirdigini anlamadığım eylem.

Çok mu zor ayrılıp gitmek. Ama diğeri olmazsa yedekte dursun diye düşünüyor arabasında stepne lastiği olmayan pezevenkler.

Bir insanı düşürebileceğiniz en kötü durum.Şimdi sizlere Ali Lidar Reisin bu konu ile ilgili ciğer siken yazısını entari olarak atacağım
Barlar sokağının henüz barlar sokağı olmadığı zamanlarda o sokaktaki bir apartmandaydı evim. Karşı çaprazımızda sokağın o zamanki tek barı olan 6.45, alt katımızda Leydi Bayan Kuaförü, onun yanında da Özdemir'in dövmeci dükkânı vardı. Leydi abinin de Özdemir'in de pek iş yapamamalarından ve benim de yazları ekseriyetle işsiz it gibi yapacak hiçbir şey bulamamamdan mütevellit akşam olmadan barda içmeye başlar, hava kararmaya yakın bir bardak daha mı içsek yoksa birbirimizin kafasına mı sıksak diye düşünür dururduk. Hayatımın hiçbir döneminde canımın o zamanlardaki kadar sıkıldığını hatırlamam…
O saçma sapan günlerin birinde, benim de Özdemir'in dükkânında olduğum bir öğleden sonra içeri otuz yaşlarına yakın bir adam girdi. Elinde tuttuğu buruşuk kâğıdı uzatıp dövme yaptırmak istediğini söyledi. Özdemir önce kâğıda sonra adamın suratına sonra tekrar kâğıda ve sonra da bana baktı. Merak edip elimi uzattım. Kâğıdı alıp baktım. Bir boka benzetemedim. Ben de adamın suratına baktım önce sonra kâğıdı Özdemir'e verdim. Sonra da dayanamayıp epeydir süren sessizliği bozdum.
"Abi bu ne?"
"Bunu yapacaksınız", dedi ve bir çırpıda tişörtünü sıyırıp yan dönerek eliyle böbreğinin üstündeki yumuşak bölgeyi gösterdi.
"Buraya yapacaksınız."
Özdemir şaşkınlığı üzerinden atamamış, "tamam yapalım amına oyim da bu ne lan?" dercesine bakıyordu. İş başa düşmüştü yine. Kâğıtta görülen tek şey ceviz büyüklüğünde siyah bir lekeydi. Büyük, kenarları taşmış, içi dolu siyah bir yuvarlak. Neydi lan bu
Sordum tekrar;
“Abi, bu ne?"
"Doğum lekesi!"
Al işte. Zaten akıllı adamın bizle ne işi olur?
"Senin doğum leken mi abi?
Herifin surat düştü. Çenenin yayına .ıçayım Ali o nasıl soru lan? Adam şimdi tekme tokat dalacak bize! Neyse dalmadı Allahtan.
“Yok benim değil. Eski sevgilimin. Aynı yerde aynı şekilde bir doğum lekesi vardı onun. Aynısından yaptırmak istiyorum."
Herif konuşunca gaza geldim ben de,
“Abi madem çok seviyorsun kızı isminin dövmesini yapalım, kalp yapalım bir şey yapalım. Doğum lekesi dövmesi olur mu hiç?"
“Yok lan ne sevmesi. Onun amına koyim ben. Üç sene beraberdik bu kaltakla. Köpek gibi âşıktım. Bir gün en yakın arkadaşımla yattığını duydum. Sıkıştırdım biraz itiraf etti. Bir kere de yapmamışlar üstelik defalarca yatmış kansızlar!"
Acıdım. Gözleri dolmuştu adamın…
"E siktir et abi o zaman. Unutman lazımken ne diye kızın doğum lekesinin dövmesini karnına yaptırırsın?
Güldü...
“Kızı siktir ettim abicim zaten. Mesele o değil. Mesele en güvendiğim, en sevdiğim insanın bile hiç ummadığım bir anda beni aldatabileceğini unutmak istememem. Kiminle olursam olayım, karım bile olsa yanımdaki, her çıplak kaldığımda bu amına kodumun lekesine bakıp kendi kendime diyeceğim ki, unutma lan! Sakın unutma. Herkes herkesi her an aldatabilir. Herkes herkesi her an aldatıyor olabilir. En azından herkes herkesi bir ara muhakkak aldatır. Lekeye bak ve sakın unutma!"
Tekrar göz göze geldik Özdemir'le.
"Biz de mi dövme yaptırsak lan?"

ilk sınıfta uzun bir hastalık dönemi geçirdiğim için karnemin kötü gelmesi hasebiyle babam; "karnen iyi gelirse seni tatilya'ya götüreceğim" demişti ikinci sınıfın başında bana. tüm notlarımı 5 olarak getirmiştim babama karnemi ama götürmedi beni "işlerim var halledince götüreceğim" diye bahane uydurarak. ekonomik durumumuz da imkân veriyordu götürmesine imkân olmadığından da değil ama götürmedi. 6. sınıfa kadar karnemi tüm notlarımın hemen hemen hepsi 5 olarak getirdim ama nafile, götürmedi beni yine. zaten 2006'da da kapandı tatilya.

velhasılı öylesine tatilya'ya götüreceğim deyip aldatmıştı beni babam. sözünde durmayan -imkân vermeyen durumlar hariç- baba mı olur lan? Olmazmış hakikaten, ilerleyen senelerde bunu daha da iyi anlatmıştı sağ olsun.

baya ayıptır.

şayet bir ilişkide seks yaparak ya da başkasını severek yapılıyorsa en basitidir. ayrılırsınız olur biter.

Ancak sevdiğiniz insanların yalanlarıyla, arkanızdan çevirdiği işlerle, soktuğu zararlarla aldatılırsanız bunu telafi edip yeni bir aile, yeni bir dost, yeni bir iş ortağı bulmanız çok zor olacaktır.

olayı sadece gönül ilişkisine bağlamayan birilerinin olduğunu bilmek güzel...

kötü mahlûkatların yapacağı eylemdir.
aldatan birisinin insan olabileceğini düşünmüyorum.
çok zor değil bir insandan ayrılmak, aldatmak yerine ayrılın.
sevmediğiniz yetmiyormuş gibi bir de insanların özgüvenini yok etmeye hakkınız yok.

gereksiz bir eylemdir.

böyle bir şeyi kadın da erkekte yapmamalı abi. karşındakini sevmiyorsan istemiyorsan niye oyalıyorsun? bitir git kime gidiyorsan. duygularla oynamak birini kandırmak acizliktir. kimse kendinde bu hakkı bulmamalı.

onedio.com/...

kendinle başlar. birini aldatmak için önce kendine yalan söylersin çünkü; farkında ol ya da olma.

yaşattığını yaşamadan canı alınmaz .

sevgili kullanmiyorum bro

(bkz: allah onların evlerine ateşler salsın)

Ben karşılıklı iki tekelin biribden hep alışveriş yaparım daha diğerine gidip bişey alamam, görür de ayıp olur diye. Bir de bunu daha derin duygulu olan sevdiğiniz(!) Kişiye karşı yapmak nasıl bir şey.

kendinize geri dönüşü olmayan bir iz bırakmaktır. her aynaya baktığınızda masumiyet denilen olguyu özletir. en azından öyle olmalı. yapılmaması gerekenler listesi +1

aldatmak diye bir kelimenin olduğu gezegenden ne beklenir amk.

paulo coelho eseri.

çocukları alalım pistten bu da +18 çıktı lan, yeter be!

doğaldır. kimse yıllarca aynı kişiyle sikişmek istemez. bu kadın için de erkek için de böyledir.

adamlık leveli 1000 olmadan denenmemesi gereken hadise. yoksa çok belli oluyor.

(bkz: Çatır çutur sevişip kaçamak demek)

tümünü gör

↑