rüya
- 26rüya
bu da ezginin günlüğü'nden olsun hadi. - 27rüyamda arabaya eniştem biniyormuş ve elinde bir sürü saman kağıdından zarf ve evrak varmış, şunlara bir bak diyor.. ama upuzun dosyalar, biraz düğün davetiyesi gibi şekilli, tuhaf.. ben bakıyorum ama bir sürü tıbbi detay.. anlamıyorum, arka koltukta oturanlara veriyorum sonra eniştemle gözgöze geliyoruz.. eniştemin göz bebeğinin küçüldüğünü görüyorum.. anlıyorum ki çok kötü bir şey beni bekliyor.. ne oldu enişte diyorum, ağlamaya başlıyor.. arka koltuktaki kuzenim bir şey yok ya diyor, ben de elindeki evrakta en al satırı gösteriyorum.. "haa, evet, bu bir çeşit kanser" diyor.."ya ölürsün, ya da kanserden değil de başka bir şeyden ölene kadar tedavi olursun" diyor, ben de ağlamaya başlıyorum.. sonra anneannemlerin mahallesinden arkadaşım olan birinin yine aynı mahallede tostçu açtığını görüyorum ve iniyoruz, orada da bir süre ağlıyorum ama ağladığım sürece de ağlamamı garipsiyorum.. tost istemeye mecalim yokken arkadaşım arkadan kız arkadaşıyla çıkıyor, içimden "ulan ne olursa olsun hayat devam ediyor demek" diyorum.. sonra nasıl oluyor bilmiyorum ama uyanıyorum ve uyandığıma çok seviniyorum, kanserden ölecektim lan yoksa!!!!
- 28yollarımızın ayrıldığı biriyle, sevilen bir insanla, çocukluğumda iz bırakan birileriyle, üç yıldır görmediğim kankamla; mavi hissettiğim, başımın ağrıdığı bir kış günü gecesinde; büyük, tenha ve kocaman bir alışveriş merkezinin; loş, depresif ve soğuk beyaz ışığı altında; favori abur cuburlarımı, sevdiğim yiyecekleri alabildiğim; daha sonra onları beraber yediğimiz, evimde beraber film izleyip uykuya daldığımız... rüyanın geçtiği yer neresi, biliyor musun? Hayatımın ilk 8 yılını geçirdiğim yer. şu anda terk edilmiş bir metropol atmosferine sahip.
ağlattı sabah sabah. boğazımı düğümledi. onlardan uzaktayım, ilk defa hiç olmadığım kadar yakın hissetmiştim. gözlerimi açınca yine uzaklaştım.
Boğazımdaki o his hala geçmiyor.
- 29gece yarısı, ben dışında kimsenin olmadığı kocaman ve kapalı bir yüzme havuzundayım. halojen ışıklar sönük, su durgun ve sadece havuzdaki ışıklar yanıyor. Ortam korkunç bir şekilde loş. Eğer bu romantizm ise böyle romantizme sıçayım affedersin..
derken, çırıl çıplak bir adamın silueti, yavaşça suyun üzerinde yürürken göründü. Evet, yürüyor.
...ve evet, ne yazık ki çıplak. bir süre durdu öyle. arka planda, deep web videolarındaki tınılardan hallice bir müzik var. Adam, suyun yüzeyinde, ayakta duruyor.
sonra Yer sallandı. havuz suları hareketlendi ve halojen lambalarda ani bir parlama oldu. Ardından elektrik cızırtısı takip etti. sonra adam suya düştü ve kayboldu. gerisini hatırlamıyorum.
(bkz: kabus) - geçmiş olsun. vallahi kabus kadar kötü hissettiren az şey var hayatta. oldum olası korkmuşumdur kabus görmekten. aslında kabus görmekten değil de o hissettirdiği şeyden korkuyorum.
- 30Düzenli olarak gördüğüm dilek gerçekleşmesi anı. Anı diyorum çünkü çok kısa sürsede muhteşem uzun gelebiliyor. rüyada uyanıyorum bakıyorum yavuz yanımda müzik dinliyor. Koluna yatıp uyuyorum. Hâlâ niye unutamıyorum anlamıyorum..
- 32Sürekli birilerinden kaçıp yaşam savaşı veriyorum. Zaman ve mekan değişiyor sadece.
Dün beş altı kişilik bir grup katilden kaçarken bir eve sığındık. Bizi buldu, ben de en son fırsat bu fırsat diyip kaçtım ve evi kilitledim. Arkadaşlarım katille birlikte kaldı.
Az şerefsiz değilim enxksnxjjd. - 33bir orhan verli kanık şiiridir ve şöyledir;
annemi ölmüş gördüm rüyamda
ağlayarak uyanmışım
hatırlattı bana, bir bayram sabahı
gökyüzüne kaçırdığım balonuma bakıp
ağlayışımı.
şiir dediğin böyle olur yahu. esasen şiir de sevmem, özellikle yarak kürek aşk şiirlerinden ve anlaşılmamak için kıçını yırtan şairlerden nefret ederim ama bu sadelik ve yalınlık beni cezbediyor. - 34liseliler bilmez klişesine girip alt tarafa videoyu bırakıyorum.
www.youtube.com/... - 35Başlangıç filminde fazlasıyla işlenen bir konu. İnsanın Psikolojisini rahatlatan bir şeydir rüyalar. Gün içinde bazen farkında olarak bazende farkında olmayarak bastırdığımız duygularımız uyuyunca ve baskıdan kurtulunca rüyalarımızda tekrar ortaya çıkar. Tabi biraz farklı olarak.
- 36sertab erener'inki muhteşem. nakarattakiler nasıl sözler öyle.
www.youtube.com/... - 37Benim ruyamda da organ bulunmuş, ama vefat eden kişi organlarını bagislamamis. O yüzden nakil Olamiyordum. Sonra sinir krizi geciriyordum ve iskender ile cornetto yiyordum sakinlesmek için. Evet...........
- 38Manga girdi rüyama, lanet bişeydi.
- 39bilinçaltımızdaki hayalleri yaşamamızı sağlayan yeti. rüyalar sayesinde depresyona girmekten korunuyoruz. dünyada bu kadar şiddet, sefalet, kötülük, açlık, katliam varken ve hayatımız yolunda gitmiyorken depresyona girmemizi engelleyen tek şey rüyalarımız. bu mükemmel bir mekanizma. tesadüfen oluşabileceğine ihtimal vermiyorum. muhtemelen ilk tek hücreli canlılarda insanın genomu ve rüya yeteneği bulunuyordu.
- 40Bilinçaltı bazenleri öyle oyunlar oynuyor ki, bir bakmışsınız gördüğünüz rüya sizi yiyiyor. Aynı hücrenin kendini yemesi gibi * zihnimiz ruhumuzu, ruhumuzda bedenimizi kemirirken buluyoruz. Sürekli parçalar koparmaya çalışıyor. Rüyalarımızda bile huzurlu değilsek ne yapalım? Kendimiz bile bize düşman. Gerçekten çok üzücü bir durum, kabus görsem yine tamam ama bu seferki rüyam rahatsız ediciydi.
- 41sözleri sezen aksu'ya ait, sertab erener şarkısıdır.
Değmeyin feryadıma,
Figanıma değmeyin
Eğer sevda bu demekse
Ben vazgeçtim
Beni sevmeyin
Garipliğim kader değil
Geçiçi gülmeyin
Bu kışta efkarlıyım
Bahara Allah kerim
Hadi yüreğim ha gayret
Hele sıkı dur hele sabret
Başını eyme dik tut
Bu bi rüyaydı farzet
hadi hadi yüreğim ha gayret...
Hele sıkı dur hele sabret
Başını eyme dik tut
Bu bi rüyaydı farzet
hadi hadi yüreğim ha gayret... - 42rüyamda patates otuz beş tl idi.
- 43(bkz: lucid dreaming )
- 44Rüya görmek hayattaki en gizemli tecrübelerden biridir. Roma Dönemi’nde bazı rüyalar Roma Senatosu tarafından analiz edilmiş ve yorumlanmıştır. Rüyaların tanrılardan gelen mesajlar olduğuna inanılmıştır. Rüya yorumcuları askeri liderler ile savaşa bile gitmişlerdir. Ayrıca çoğu sanatçının, yaratıcı fikirlerini rüyalarından edindiği bilinmektedir.
- 45güzel vals yapılan bir athena parçası.
youtu.be/... - 46bazen gördüğüm rüyalardan çok rahatsız oluyorum, bana aşırı sıkıntı veriyor.
Bu rüyalar genelde kendimi yakından gördüğüm, gözlerimi ve bakışlarımı inceleme fırsatı bulduğum rüyalar. Nedense bi farklı kötü bakıyorum. Gördüğüm Benim ama değilim gibi de. Amaaan neys. - 47Dışarıdan yeni gelmiştim. Uzun dar pantolon bacağıma koala gibi yapışmış, hava nasıl sıcak. Hışımla çıkardım üstümü, kapının açık olmasına aldırmadan kendimi öylece attım yatağa. Sonra "Amerikan mısın kızım sen, şimdi baban geçer şurdan kalk giyin dedim kendime. Puantiyeli pijamamın üstüne kardeşimin sıfır kollu beyaz tişörtünü giydim. Kapım hala yarı aralıktı. Yatakta oturdum ve ellemedim, nasıl olsa giyiniktim. Sonra kapı aralandı.
O karşımda duruyordu! O! Birbirimize anlamsızca bakıyorduk, uğradığım şokun tarifi yok. Önümde koltuğa atılmış kilotlu çorap ve pantolon vardı, halbuki çok düzenli insanımdır, ama rezil olacağım ya illa bir pürüz çıkar. Göz temasını bozmadan ikisini alıp yatağa soktum, Allah'tan yatağım da odanın geri kalanı da düzenliydi. Eblek bakışlardan sıyrılıp güldü "bak senin bir odan varmış, ben eve döndüm ama hâlâ salonda yatıyorum" dedi. Kendimi sesimin düzgün çıkması için olabildiğince toparlayarak "senede yirmi gün kadar kullanıyorum, burası kardeşimin odası" dedim. Odanın içine bir adım attı, ben oturduğum yerde dikleştim. Daha yavaş bir adım daha attı. Dondurucuyu geçti ve koltuğun ortasına oturdu. Sonunda olabildiğince sakin şunu sordum "burda ne yapıyorsun?" "Tişörtüne bak, yine erkek gibisin" dedi. Kaşlarımın çatılmasını engellemeye çalışarak " bu tişörtün altında şu pijama olmasa aynı fikirde olmazdın" dedim. "Yine cüretkar haller, yine sonunu düşünmeden edilen laflar" dedi. Sinirlenmiştim. Kızgın suratıma ciddiyetle baktı "Bacaklarınla yada kadın olmanla ilgilensem çok önceden burda olurdum" "o zaman şu an babamın evinde ne işin var be adam?" Dedim yüksek sesle. "Baban için geldim, biliyorsun babalar benim hassas noktam" dedi. "Hayır babam için ne yapacaksın?" Dedim, hâlâ sinirliydim. "Ben senin arkadaşlarına da akrabalarına da benzemem kızım" dedi, sesindeki ince kızgınlığı ayırt edebiliyordum. "Doktora gidilecekse götürürüm, kan verilecekse bulurum, para lazımsa veririm, lafta koymam" elimle alnımın ortasını ovalamaya başladım. "bunları kim olarak yapacaksın?" Dedim öfkemi bastırmakta zorlanarak. O ise öfkeden farklı bir frekansa geçme eşiğinde "bunu, bana her öfkelendiğinde alnını ovaladığını fark edecek kadar hakkında düşündüğüm için yapacağım" dedi. Şaşkınlıkla "ne?" Dedim. Oturduğu yerden kalktı "baban için ne gerekiyorsa yapacağım, eğer kızına bir omuz lazımsa ona da destek olacağım, baban iyileştikten sonraysa ne olur bilmiyorum" deyip odadan çıktı. Neye uğradığımı şaşırdım. - 48adamın amına koyan ezginin günlüğü şarkısıdır. bir ara dinlerken ağlayarak öleceğim artık diye korkumdan dinlemeyi kendime men etmiştim. bugünlerde artık yaşamak ölmek çok skmde olmadığı için youtubede denk geldim dinliyorum. herkesin en az bir defa bu şarkıyla yanmasını dilerim.
şarkının içinde geçen ''bir tel kopar, ahenk edebiyen kesilir'' muhteşem dizesi ve saptaması yahya kemal beyatlı'ya aittir.
bir kuş uçar, gökyüzünde süzülür
bir çocuk bütün oyunlara yazılır
bir gül kokar, tüm çiçekler ezilir
"bir tel kopar, âhenk ebediyyen kesilir"
yüzünü görmem, yerini sormam
elini tutmam, seni hiç unutmam.
tenine değmem, sesini duymam
adını koymam, sana hiç doymam. - 49"yüzünü görmem, yerini sormam
elini tutmam, seni hiç unutmam."
Abarttığımı düşünebilirsiniz buna izin veriyorum ama şarkının şu kısmı size ateş ediyor...öldürmeyip süründürüyor. - 50Saçlarım siyah, Allah Allah. Bir de belde. Bu sıcakta. Üstünkörü bir at kuyruğu yaptım ama baş gelinecek gibi değil. Topuz yaptım ben de. Üstümde beyaz gömlek var. Günlerdir cenazeden ötürü giydiğim en açık renk lacivertti, beyaz gömlek ne. Eve gidiyorum değiştirmeye. Anne kapıyı aç diye sesleniyorum. O. "sen de iyi belledin evin yolunu" diyorum şaşırmadan. Ama bir tuhaflık var, şaşırmam lazım normalde . O diyor ki "dün bir bugün iki" bir şey demiyorum. Üstümü değiştirmek için odama giriyorum. Her yer beyaz. O da arkamda, şeytani bir gülüş. Anlıyorum, kefen bu.