44
cüzdanda sıralı yüzlükler arasında bi türlü ellilikleri yirmilikleri onlukları bulamamaktır. çok imreniyorum lan o heriflere. ama paralı olduklarından değil. hayvan gibi oku et (sadece lisanstan bahsetmiyorum) kafayı ye, ama adamın bi yerde tarlası hasbel kader para etti diye senden kral olsun. ayın son haftası yüz liramın ya kalıp ya kalmamasına yanarım. ne güzel lan, hem kafan sikilmeden hayat yaşa hem de paran bol olsun.
bakalım, bi daha dünyaya gelirsem çok sikik bi yerde arsa alıcam lan.
43
cebinde nakit para yerine banka kartı taşımak, hiçbir zaman o paranın ne kadar kaldığını bilmemek ve bunun verdiği stresle yaşamaktır. o paradan hiç harcamamış gibi hissedip mutlu olmaktır.
42
parasızlık'dır. tüm dünya fakirlikten kurtulmak için eşşek gibi çalışıp yine de fakir kalırken küçük bir kısımda dünya'yı fakir bırakarak zengin olmaktadır. kapitalizm denen olgu budur.
41
Evine aylık 10 bin tl altı meblağ giren insanların yaşadığıdır.
40
-- spoiler --
çok para harcadığını düşündüğün günün ertesi iki üç günü, para harcamayarak vicdanını rahatlatmaya çalışmak fakirliğin şanındandır.
-- spoiler --
(bkz: öğrencilik)
39
diz boyu olan şeylerden biridir.
38
yeni alınan eşyaya durup durup bakıp gülümsemektir. kıymet bilmektir.
37
eğer karşınızdaki ise sizi soğutabilir:
i.imgur.com/...
36
insanın istediğini elde edememesinin en büyük nedenidir.
pbs.twimg.com/...
35
esmer insanlara özgüdür. yani genellikle tabi.
33
bir zeytini beş ısırıkta ham yapmayı, payına düşen peyniri gıdım gıdım yemeyi, bitecek diye kahvaltıda ilk yumurtaya saldırmayı, ekmeğe salça sürüp yemeyi (nutellacı ibnelere gelsin), abinin kıyafetini giymeyi, ayakkabını tamir etmeyi, yemek ısmarlamak zorunda kalırım diye kızlara aşık olmamayı gerektiren durum.
31
insanın daha çok ruhunda olan bi durumdur. içine işler.
(bkz: gönlü fakir)
30
uzaktan yakından,akıl yürütme,iç sızlama dışında yaşamayanın anlamayacağı hayatın dengesi kaymış gerçeklerinden biridir.
ayıp değil ama şükür edilecek bir lütuf, yazgı hiç değildir. şimdilerde borç harç zengin taklidi yapan,bol bol havasını atan değişik tür fakirlik moda. ülkece zengin sayılıyoruz mesela, gırtlağa kadar borçla, olmayan parasını harcayıp diğerlerini fakir sanıyoruz. yokluk çekmedim ama durumun farkındayım,en azından miktarı ne olursa olsun servet susmalı, bunu böyle bilirim.
herkes zenginmiş yanlış geldik.
fakirliğinin farkında olmayan halk
29
Öğrenciyseniz ve eviniz sobalıysa; Havayla para ters orantılıdır. Beş yıllık yüksek öğrenim hayatımın en yüksek öğretisi bu oldu bana.
Manavdan kasa isteyecek kadar fakir, yedisinde veririm abi diyecek kadar gururlu olduğum bir günün gecesi...sıva bir kere versene diyor, tuğla olmaz başım ağrıyor deyip sırtını dönüyor. Bunların arasının açık olduğunu gören soğuk hava doğrudan bizim eve sızıyor. Kırım iti gibi titriyoruz. Çok soğuk.
yakacak gazete kalmamış artık evde, sönmek üzere olan sobaya tahta kaşığı da atıyoruz ve o bir demlik ateşinde son kez ovuşturuyoruz ellerimizi. Geçiyor soba, oda soğuyor. O an evde olmayan diğer ev arkadaşının masasının çekmecesi yetişiyor imdadımıza. Büyük bir yiğitlikle, yüksek kalorili kömürlere taş çıkarırcasına çatırdayarak yanıyor, yanıyor ama bitiyor. Soğuk bu, durur mu? hemen içeri sızıveriyor. O aralar, Banyonun havalandırma penceresinin gereksizliğinden dem vuruyor ev arkadaşım. Gidip bakıyoruz; yükte ağır, pahada hafif. Olmuyor. Soğuğa karşı savaşacak asker kıtlığı çekiliyor. En son çare kiler gibi boş odanın parkelerine celp çıkarılıp birer birer askere çağrılıyor. Gözünü kırpmadan hepsi kalorilerini kuşanıp cepheye koşuyor. Ve ne yazık ki o gece cephede savaşan parkelerden sağ çıkan olmuyor.
allah günahımızı affetsin.
Hemen her öğrencinin yaşadığı olgudur.
28
bireylerin yürek burkan,iç gıcıklayıcı, koltuk altı gıdıklayıcı, göt yıkayıcı anıların vesile durumdur..
hatırlarım bir keresinde (tabi hatırlicam lan üstünden 1 sene geçti) üniversite döneminde kıçımızı silecek tuvalet kağıdı bulamazdık. yurdun yemekhanesinden aşırdığımız peçetelerle götümüzü silerdik. tabi göte peçete dayanır mı? staj yaptığımız hastaneden peçete ruloları çalardık. ne günahlar ya rab, ne günahlar!
hatırlıyorum gene amuna goyim parasızlıktan aç kalmıştık. cezalı olduğumuz için yurt yemek fişimizi de kesmişti.
biz de bir fırına bodoslama dalıp `abi 2 lirayla karnımızı doyuracak kadar lahmacun yapar mısın` diye soruverdiydik.
işte böyle. fazla olayı yok yani.
26
* *
bazılarının gözü kör olsun, bazılarının ise olsun gönlümüz dedikleri elde olmayan durum.
↑