kayıt

insan

  1. 73
    tam gelişmiş bir yapay zeka ürettiğimizi düşünelim, yani bir insan kadar kendi başına düşünebilen bir zeka.

    bunu yapmak için kodlandığı şeylerin arasında yaşayacağı bir modelin içine atalım, mesela oyun oynasın, üresin neyse ne artık önemi yok.

    eğer durup niye ve neyin içinde olduğunu sorgulamasaydı, bana pek bilinçli ve özgür irade sahibi gibi gelmezdi.

    bu sebeple insanlığın taş topraktan çok büyük bir farkını görmüyorum.

    edit: sadece bu sebeple değil ama, sebeplerden biri bu.

    edit 2: düşünerek de bir yere varılmıyor bu arada, bu da bir sebep benim için taş topraklığa.
  2. 74
    politik bir hayvandır. (bkz: aristo )

    en lezzetli ete (bkz: yamyam ) ve sabun yapmak için en uygun yağa (bkz: fight club) sahiptir.

  3. 75
    bakınız bu tür, en nankör hayvandır arkadaşlar.

    şöyle bir yaşantınızı gözden geçirdiğinizde zaten bunu rahatça anlayacaksınız. sadece hayatınızı idame ettirmek amacı ile yaklaşımda bulunmanız gerekli, gerisi bu tür için lüks ve gereksiz...

    doğanın kanunlarını benimseyin kısaca, birlikte hareket edin lakin güvenip itimat etmeyin.
  4. 76
    katlanamadığı davranışlara yer yer kendisinin de sahip olmasına rağmen bunu unutup başkası yapınca hunharca kızabiliyor. örneğin; şahsına yalan söylenmesinden nefret eden bir kişi elbette başkalarına da yalan söylüyor ama kendisine söylenince çıldırıyor. veyahut takıntılara sahip kişilere tahammülüm yok derken kendisinin de türlü takıntıları olduğu gerçeğini görmezden geliyor.

    velhasılı olumsuz davranışlara ve duygulara da sahibiz olumlulara sahip olduğumuz kadar, bunu kabul edip mümkün mertebe orta kararı tutturup hoşgörülü olmamız dahilinde olgunluğa erişmiş olacağız. misalen ben hala hayvanın tekiyim bu bağlamda ehehe...
  5. 77
    “adım adım ölüme gitmek üzere kurulu bir oyuncak.”
  6. 78
    kısa bir süre önce diğer varlıklardan özgür iradesiyle ayrıldığını düşündüğüm canlıydı. bir miktar araştırıp düşündükten sonra bu görüşüm değişti:

    (bkz: #1767775)

    öte yandan bizim gibi davranabilen başka canlı da göremediğime göre, aradaki fark nedir bunu bulmak zorunda kaldım. üstelik bir insan olarak hayatta ne yapmam gerektiğini anlamak için bu konuda bazı sonuçlara varmamın faydalı olabileceğini düşünüyorum.

    insana özgü olduğu düşünülen neredeyse her konuda diğer canlılara göre oldukça üstün gibiyiz, başta bunu söylemek lazım. yine de insanın "özgün" yanını aradığım için, seviye farkından ibaret şeyleri değil, başka canlılarda bulunmayan şeyleri merak ediyorum.

    mesela "özgür" iradeye inancımı yitirmiş olsam da şu sıralar, irade konusunda insan kadar çeşitli karar verebilen başka bir canlı görmedim şahsen. yani bu özgün yanımız değil, ama oldukça üstün gibi görünüyoruz.

    mesela daha önce yazdığım gibi bir kediyi ne yöne koyarsam, o an dikkatini çekebilecek başka bir şey ya da hormonal-fiziksel durum yoksa o yöne doğru yürümeye başlıyor. kendini yalayan bir kedinin önüne elimi koyunca elimi yalamaya başlıyor, çekince kendini yalamaya devam ediyor.

    önemli miktarda değişken karakter sahibi kediler gördüğümü belirtmek isterim, yani karakter sahibi olmak da bize özgü değil.

    oldukça karmaşık bir dile sahibiz, on binlerce kelimeye sahip çoğu insan. bu kelimelerin olası kombinasyonlarını da düşünürsek, bunlarla genelde boş muhabbet ve dedikodu çevirdiğimizi düşünüp üzülmeden edemeyebiliriz.

    yalnız, başka sosyal canlıların da kendilerine ait dilleri var. 500 kelimelik işaret dili öğrenip insanlarla konuşabilen primatlar da var. yalnız bu kelimelerle soru sormamışlar, yani başkasının da bilgi sahibi olabileceğini düşünmüyor gibiler.

    bu noktada "theory of mind" diye bir kavram gözümüze çarpıyor, başka canlıların da bir zihni olabileceğinin farkına varmak yani. insanın özgün yanı olarak bundan bahsedebilir miyiz, primatlar soru sormadıysa şu ana kadar?

    önce kendinin farkına varmaktan bahsedelim, ayna testini geçmiş canlılar mevcut. pek çok canlı aynadaki yansımasına tepki vermiyor. bazıları tepki verse de, mesela suratlarına bir işaret koyduğunuzda, aynaya bakıp "bu ne lan benim suratımda, leke mi var?" deyip o lekeyi çıkarmaya uğraşmıyor. ama bunu da yapabilen canlılar var, primatlardan buna dahil olanlar var, sanırım bir ahtapot türü bile var kendinin farkında olan.

    başkasının farkına varmaya gelirsek primatlar soru soramıyorlar fakat başkalarını kandırmayı ve nereye bakmakta olduğunu fark edebiliyorlar. bu da bir seviyeye kadar başka zihinlerin de farkında oldukları anlamına geliyor gibi.

    ayrıca eşi ölen fillerin üzüntüden ölebildiğini, yine primatların ölen eşlerine üzüldüğünü de okudum. başka canlılar da var, kalbi kırılabilen.

    böyle bir bilinç noktasında da özgün değiliz gibi yani. ama çok daha üstün olduğumuz gerçeğini yok saymamamız gerekiyor.

    iyilik ve kötülük yapabilen primatlar da var. tecavüz, hırsızlık, aldatmaca gibi eylemleri gerçekleştirebildikleri gibi karşılık beklemeden yardım da edebildikleri gözlemlenmiş. tabi yine de hayvan koruma derneği açan tek tür biziz sanırım.

    adalet anlayışları da var gibi, mesela aynı görevi tamamlamış iki maymundan birine hıyar verip diğerine vermemişler, hıyar verilen maymun diğerine de verildiğini görene kadar görevleri yerine getirmeyi reddetmiş yanlış hatırlamıyorsam. adamlık görün beyler.

    sakat kalmış grup üyelerine yardım ettikleri, yetim kalmış yavruları evlatlık edindikleri, tuzağa yakalanmış üyeleri kurtarmaya çalıştıkları da görülmüş. farelerde bile benzer davranışlar gözlemlenmiş.

    ahlak konusunda da özgün değil gibiyiz yani.

    çok çok basit olsa da alet kullanabilen ve yapabilen canlılar da mevcut. yeni bir akıllı telefon üretip amerika çin savaşına yandan dalacaklar diyemeyiz ama, bize özgü değil gibi yine de.

    hayvanlar rüya da görebiliyor.

    nesilden nesile bilgi aktarabiliyorlar.

    aradaki farklılıklar nedir yeterince araştırıp düşünebildiğimi söyleyemem şu an. bir şeyleri, özellikle soyut şeyleri anlamakta çok daha iyiyiz gibi görünüyor. diğer hayvanları ve kendini inceleyen de biziz. bütün dünyaya yayılan, ay'a giden, güneş sistemini araştıran da bizleriz.

    belki farklılığımız budur, anlayabilme, araştırabilme, öğrenebilme potansiyeli yani.

    bu yazının ikinci bir kısmını daha yazarım umarım, yeterince düşündükten sonra.