kayıt

iz bırakan kitap cümleleri

  1. 387
    "ama sen dayanamazsın ve eğer tek başına kalırsan, bir gün sen de benim gibi aklını kaçırırsın -zaten şu anda bile deli gibisin!- , öyleyse, birlikte gitmemiz gerekiyor; aynı yoldan!"
  2. 386
    peki ya hiç yaşamayanlar, onlar da ölümü tadacaklar mı?
  3. 385
    "ağlamak uğradığımız felaketlere karşı vücudumuzda kalan son kuvvetin bir feryadıdır. ağlayamadığımız zamanlar bizde o iktidarın yok olduğu vakitlerdir ki onun yerine geçen tesirli bir sükunet, en şiddetli elem gözyaşlarından daha yakıcıdır."
  4. 384
    - yalnızlığımızı neden bu kadar seviyoruz biliyor musun olric?
    - neden efendimiz?
    - çünkü bize ihanet etmeyen tek şey yalnızlığımız.
  5. 383
    "Buğday küflenirse, nedenini buğdayın dışında ara, ambarı değiştir. İnsanlar birbirlerinden nefret ettikleri vakit aptalca biçimde anlattıkları nefret nedenlerini kesinlikle dinleme. Çünkü anlattıklarından başka nedenleri vardır ve bunları hiç düşünmemişlerdir."

    Kale - Antoine de Saint-Exupéry
  6. 382
    "insan sevilmekten çok anlaşılmayı istiyordu belki de."
    george orwell - 1984.
  7. 381
    tanrı dünyaya getirir seni, sonra büyütür, sonra birbiri ardından isteklerle, üzüntülerle, sevinçlerle, acılarla, öfkelerle, bağışlamalarla doldurur. Sonra da kendine döndürür seni. Ama sen ne bu okullu, ne bu koca, ne bu çocuk, ne bu ihtiyarsın. Tamamlanansın sen.

    Antoine de Saint-Exupéry / Kale ( Citadelle )
  8. 380
    "varlığı büyük boşlukları dolduracak mahiyette değildi; fakat yokluğu müthişti."

    kuyucaklı yusuf/s.ali
  9. 379
    Don't forget, you traitor! Satan can not capture your soul unless you sell it.
  10. 378
    Sonra yürümeye devam ettim Mahur bey. Akşamı karşılamaya hazırdım, tıpkı yağmur damlaları gibi. Yağmur damlaları demişken ne fark ettim biliyor musunuz Mahur bey? Sabırsızdılar, o küçük yağmur damlaları bile... Tıpkı, sokakta hızlı adımlarla yürüyen ve zamana yenilmek istemeyen, ama er veya geç yenilen insanlar kadar sabırsızdılar. Nedendir bilinmez göğe bakmak içimden gelmedi o vakit. Galiba bu duygum da dilime gelmeyen kelimeler gibi benden kaçıyordu. Ne çok kaçak var değil mi Mahur bey? Bir tek İstanbul'dan kaçmıyor insanlar. Belki de kaçamıyorlar. Neyse... Keşke tek kaçan zaman olsa, bir de hırsızlar. Ama öyle değil işte Mahur bey. İnsanlar ki suçsuz olduklarını siz de benim kadar iyi biliyorsunuz, onlar da kaçıyor artık birbirinden. Ve ben buna bir mana bulamıyorum Mahur bey. Masum bir insan kimden yahut neden kaçar? Yoo, beni karıştırmayın şimdi Mahur bey. Benim kendimden neden kaçtığımı sorgulamayın. Siz sorguç değilsiniz. O yüzden size hesap vermek gibi bir mesuliyetim yok benim. Hem sizden kaçmıyorum ya, bu kadarı kafi değil mi sizin için?

    • bunlar copy-paste değil dimi??
    • hayır değil.
    • hiç üşenmiyor musun?
    • yazmaya mı? yazmak benim için bir zevk galiba.
    • peki bu iz bırakan kitapların ismini neden paylaşmıyorsun?
  11. 377
    Sonra o geniş caddede insanların yüzüne dikkat kesildim Mahur bey. Ama fark etmek zor olmadı ki dikkatli olan sadece bendim Mahur bey, onlar değil. Direklerdeki asılı o vesikalık fotoğrafımı incelerlerdi yoksa uzun uzun. Oysa boş vermişliği benimsemiş bu insanlar önemsiz biriymişim gibi baktılar fotoğrafıma. Sahi, kayıp biri önemsiz midir Mahur bey? Yoksa önemsiz birisi mi kaybolur hayatta her zaman? Ben hangisiyim Mahur bey? Siz tanıyorsunuz ya beni, hangisiyim ben? Ha unutmadan Mahur bey, tamam, ben ki ben kayıp falan değilim galiba ama kelimeler kayıp Mahur bey, kelimeler kayıp! Bildiniz evet, bazı anlamlara gelmeyen o kelimeler, onlar kayıp. Nasıl mı kayıp? Ne kadar istesem de konuşamıyorum Mahur bey. Kelimeler, dilime gelmiyor ne yapsam da. Sadece içimde bir yerde gizlendiklerini biliyorum, gerisi yok. İyi de Mahur bey, ben kelimeler olmadan insanlara kayıp olmadığımı nasıl söyleyeceğim? Nereden bilecekler benim kayıp olmadığı mı? Of, aklım yine çok karıştı Mahur bey.
  12. 376
    - Hangi Ruhi beyim ben? Nasıl olan Ruhi bey mi? Yoksa aslı olmayan Ruhi bey mi? Hangisiyim Yaşar bey?
    - Siz Ruhi beysiniz Ruhi bey, hangisi olduğunuzu ikimiz de biliyoruz. Neden soruyorsunuz şimdi bana bunu?
    - Siz biliyorsanız, ben bilmiyorum efendim de ondan. Çünkü sizin gibi, bir romandan gelme değilim ben. Siz yaşayan Yaşar beysiniz, besbelli yaşıyorsunuz işte! Oysa ben, oysa Ruhi Hürcan, söyleyin bana Yaşar bey, kimdir Ruhi Hürcan? İsmiyle müsemma ama soy ismiyle müsemma olmayan bu bey, ne zamandan beri yaşar Yaşar bey?
    - Yapmayın Ruhi bey, biliyorsunuz ki bütün ruhlar ölümsüzdür. Bir ruh var olduğundan beri ebediyete kadar yaşar.
    - Güzel söylediniz de Yaşar bey, her birimiz ruhtan ibaret değil miyiz? Sonsuza kadar yaşamayacak mıyız o halde?
  13. 375
    "korkak kime denir biliyor musunuz? korkak, kabuslarından da hayallerinden de korkan insana denir."
  14. 374
    "susuyorum albayım, susuyorum. dilim hepten kurudu. bir damlaya o kadar ihtiyacım var ki. bir damla konuşmaya..."
  15. 373
    "yere dökülen bir un sessizliğinde idi gözyaşları. hangi ezgi bu sessizliği notalara dökebilirdi ki?"
  16. 372
    "yaşamak tam da böyle bir şey galiba? vazgeçemediğimiz en büyük alışkanlığımız..."
  17. 371
    "tanrım, ölümlü olmak ne büyük bir zenginlikti. fakat insanların pek çoğu bu zenginliğin farkında değildi. insan ölümlülüğünü har vurup harman savurur mu?"
  18. 370
    "hiçbir şeyi aldırmazlardı. canları dışında. aldıracak tek canları kalmıştı."
  19. 369
    "saatlere kanmayın efendim, saatler sizi aldatır. en pespaye suçlu onlardır. her saniye zamanı bizden çalarlar."
  20. 368
    "size bir sorum var: bir insanı öldüren, tüm insanlığı mı öldürür? öyleyse eğer, kimdir bu sokaktakiler?"
  21. 367
    "dayak cennetten çıkma değildi, bu düpedüz yalandı. oysa dayak cehennemindi bir zamanlar. ta ki şeytan onu cehennemden çalana kadar."
  22. 366
    "bana içini dökme sakın! ne söylesen taşarım, ne duysam şaşarım. o yüzden dön geri. bak henüz yol yakın."
  23. 365
    ne çok vardı sevilecek ! birini sevsem, diğeri yarım kalacaktı. birine seslensem sevdiğimi, diğeri duyacaktı. o yüzden ben hiç bilemedim sevgiyi.
  24. 364
    "helâlden geçtim de yâr, melâlden geçemedim."
  25. 363
    "bütün ölümler erkenken, bazı hayatlar vardır, geçtir."