kayıt

iz bırakan kitap cümleleri

  1. 387
    Çok üzgün adamlar mutlu oldukları zaman kendilerine ihanet ederler: sanki kıskançlıkla boğacakmış gibi, garip bir mutluluğu yakalama tarzları vardır -ah, mutluluğun onlardan kaçacağını çok iyi bilirler.
    Nietzsche - iyinin ve kötünün ötesinde.
  2. 386
    "ben varken tanrı yoktu, şimdi tanrı var, ben yokum."

    (bkz: jostein gaardner)
    (bkz: sofie'nin dünyası)
    (bkz: gizemcilik)
  3. 385
    bir insanın, başka fırsatları olmasına rağmen onları reddedip sürekli aynı kişi ile sevişmek istemesine, bu mutluluk verici duyguya aşk denirdi.

    (bkz: orhan pamuk )
    (bkz: masumiyet müzesi ).
  4. 384
    "Ama kim kimi kurtarabilmişti şimdiye kadar? Beni kim kurtaracaktı? "Kurtuluş" dedim. "Ankara'da bir mahalle." fazlası değil. Belki bir de Bob Marley'in en iyi şarkısı. Daha fazla düşünmeye gerek yok.
    Adı her yerde kendisi yok!"
  5. 383
    "Bir fahişe ile bir rahibenin, bir cani ile bir polisin yan yana yattığı mezarlıklar bana, hayattaki tek gerçek, tek yalansız manzara olarak görünürdü. Ama hoşuma gitmeyen şeyler, içinde yine karşıma çıkan o insani kurnazlığı, ikiyüzlülüğü barındıran mezar taşı yazıları, dini sembollerdi. yine devreye insanın yarattığı o tiyatro sahnesinin plastik dekorları giriyor ve ölümü dahi kendi çıkarına göre biçimlendiriyordu. Değil tanrı’ya kendine bile inanmamış bir insanın başına çakılan haçlarla, yıldızlarla oyunun devam etmesini sağlıyordu. Sevmiyordum ben, o ölüme bile iyimserlik ve inançla bakan, acıyı şarap gibi tasvir eden yazıları. Ölümün de para gibi, yoktu dini. Çürüyen cesetlere bu kadar yüklenmek onları ancak daha da parçalardı. Yer altı canavarlarından önce, o mezar taşı yazıları yemeye başlamıştı cansız bedenler, gittiğim her mezarlıkta. Seslerini duyabiliyordum."
  6. 382
    bugün mutluluktan müebbet yesek, yarın af çıkar.
    (bkz: ahmet ümit)
  7. 381
    ''bekleyen kişi olmak mı daha acı vericidir yoksa bekleten kişi olmak mı?''
  8. 380
    Çocukluk çayın dem kısmıdır, büyümekse sıcak suyudur. Dem'e ne kadar su katarsan kat, çayın tadına dem hakim olur.
  9. 379
    Tiyatro bitti.Beklemeye lüzum görmüyorum.
  10. 378
    "büyük sayı diye bir şey yoktur. bulduğunuz en büyük sayıya her zaman 1 ekleyebilirsiniz."

  11. 377
    - sıkıldım.

    (bkz: isyan günlerinde aşk)
  12. 376
    Ve senin bakışlarının altında gerçekleşen, benliğinin hiçbir parçasıyla beni tanımadığını, hayatından benim hayatıma, isterse bir örümcek ağı kadar incecik olsun, hiçbir hatıranın uzanmadığını gösteren o uyanış, gerçekliğin uçurumuna ilk yuvarlanıştı, kaderime ilişkin ilk sezgiydi.

    (bkz: stefan zweig)
  13. 375
    ve kafam, il olma izni alabilecek kadar kalabalıktı...
    (bkz: kinyas ve kayra)
    (bkz: hakan günday)
  14. 374
    Bu acı ölüm değildi, sersemlemiş bilincinde bocalayarak dolaşan düşünceydi. Ölüm acı vermezdi. Hayattı, hayatın sancısıydı bu feci, bu insanı yasa boğan his.(bkz: martin eden )
  15. 373
    It has made me reconsider what defines artistic success or failure. If art is expression, can it fail? Is success simply a matter of what one does with failure?

    tercüme: artistik başarıyı ya da başarısızlığı neyin belirlediğini tekrar düşünmeme sebep olmuştu. eğer sanat kişinin kendisini ifade etmesi ise başarısız olunabilir mi? başarı denen şey aslında kişinin başarısızlıkla ne yaptığı mıdır?

    (bkz: Greg sestero) - (bkz: the disaster artist)
  16. 372
    insan aşık olduğu zaman hep kendi kendini aldatmakla işe başlar, başkalarını aldatmakla sona erdirir. dünyamızın romantizm dediği işte budur.
    dorian gray'in portresi oscar wilde
  17. 371
    güçlü bir hafıza, ağır bir cezadır.

    orhan kemal
  18. 370
    ...çünkü bu adamda gurbette ölmek korkusu falan yok. bir mezarda çürümek şerefine de pek düşkün değil. sık sık şu sözü tekrarlar: "mezarsız ölünün kefeni göklerdir; her yerde tanrı'ya giden bir yol vardır."
    (bkz: thomas more)
    (bkz: utopia)

    -ciddi
    • Teşekkür ederim :)
  19. 369
    ”savaş herkesle, barış sadece onurlu insanlarla yapılır.”
  20. 368
    öğreniyoruz albayım, yaşayarak öğreniyoruz nasıl ölüneceğini
  21. 367
    "-tanrıya ruhla gidilir.
    ama ruhumun uyuduğunu görüyorum."

    *
  22. 366
    ben de sandım ki bitişik yazılması gereken -de idik biz. meğer kaderimiz ayrı yazılan -de'de saklı imiş.
  23. 365
    "Eğer düşündüklerini dile getiremiyorsan, düşündüklerini yaşamıyorsun demektir."

    (bkz: demian)
    (bkz: herman hesse)

    Ps: hesse''in nobel aldığı 'das galsperlenspiel' de böylesine bir anlatım yok.

  24. 364
    En yorgun ırmak benim dickie ve git gide denize karışıyorum.
  25. 363
    (bkz: ali ata bak)

    hangimizin hayatına dokunmadı ki şu cümle?