kayıt

iz bırakan kitap cümleleri

  1. 387
    "aşk delilerin işidir, diğerleri sevmekle yetinir."
  2. 386
    "ne zaman aynaya baksam hep aynı yüz hikmet bey, sabah "günaydın" diyen de aynı yüz, işe uğurlayan da aynı yüz, gece olunca "iyi geceler" diyen de... neden hep bu yüzle muhatap oluyorum ben hikmet bey? oysa insan farklı yüzler de görmek ister. ben bu yüzden nefret ediyorum hikmet bey. sırf bu yüzden..."
  3. 385
    "Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı."

    ihsan oktay anar - Suskunlar
  4. 384
    "Gerçekten haklı bir adamdan daha korkutucu bir şey yok bu dünyada."
    Ve asoiaf okuyanlar duygulanır.
  5. 383
    Senin cesedini sarhoşken yazdığım bir şiirin içine rendeledim
  6. 382
    (bkz: son)
  7. 381
    sen dayanılmaz acılar orkestrasının elleri kanlı şefi,arada bir intihar eder gibi
  8. 380
    zaman zaman içimi altüst eden keder fırtınalarının manasına karşı nasıl tasasız kalabildim? ve nasıl -haykırmak istiyorum,- nasıl, fakat nasıl..

    (bkz: peyami safa - yalnızız)
  9. 379
    İşte sana bir sır, çok basit bir şey... İnsan yalnız yüreğiyle doğruyu görebilir. Asıl görülmesi gerekeni gözler göremez.
  10. 378
    Şu anda,sana güzel bir söz söyleyebilmek için,on bin kitap okumuş olmayı isterdim,dedi:Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek:seni tanıdıgıma çok sevindim kendi çapımda.
    • 377
      "Sana verebileceğim pek bi şey yok aslında; Çay var içersen, ben var seversen, auf var wiedersehen..."
    • 376
      "Ömrünüzdeki sayılı günlerden bir tekini yaşanmamış sayalım... Kaderinizin akışı kim bilir ne kadar farklı olurdu? Bu satırları okurken bir an durun, yaşamanızı saran o uzun zinciri düşünün...

      ---------

      İster demirden olsun, ister altından, ister dikenden olsun... O sayılı günlerden birini yaşamayıp da ilk halkası meydana gelmeseydi, bu zincir belki de hiç örülmezdi."

      Sevmemek elimde değildi de onun için seviyordum. Onu sevmek akıl harcı değildi. Onu sevmek delilikti, üzüntüydü, bedbahtlıktı, onu sevmek ümitsizlikti, budalalıktı. Bütün bunları bilmek ona karşı duyduğum sevgiyi zerrece eksiltmiyordu. (bkz: charles dickens) (bkz: büyük umutlar)
    • 375
      cennet bir yer, bir mekan, bir zaman dilimi değildir. cennet öğrenmektir, mükemmelliktir.
    • 374
      Leylanın kim olduğu o zaman o kadar önemli değildi bizler için. Çünkü biz leylanın değil sevdanın adamlarıydık, leylaya duyulan sevdanın yani... Çıldırmanın eşiğine gelmemiz de bu yüzden değil mi? VE bize asıl acı veren leylamızı değil, sevdamızı kaybetmemiz değil mi? Leylasız yaşamaya alıştığımız halde, sevdasız bir an bile nefes alamadığımız gerçek değil mi?
    • 373
      in the midst of silence lyra stood by lanre’s body and spoke his name. her voice was a commandment. her voice was steel and stone. her voice told him to live again. but lanre lay motionless and dead.

      in the midst of fear lyra knelt by lanre’s body and breathed his name. her voice was a beckoning. her voice was love and longing. her voice called him to live again. but lanre lay cold and dead.

      in the midst of despair lyra fell across lanre’s body and wept his name. her voice was a whisper. her voice was echo and emptiness. her voice begged him to live again. but lanre lay breathless and dead.

      ulan rofuss sen nasıl bir adamsın.

      edit: neyini eksilediniz lan? hayır kalsın tabi de merak ettim.
    • 372
      zaman geçer ve her şeyi yiyip yutar, belki geriye yalnızca düşüncesi kalır.
    • 371
      '' bu doğuştan gelen bir şey ''

      i.idefix.com/...
    • 370
      "akmayan gözyaşları kalpte birikirler, zamanla kabuk tutarlar ve kirecin çamaşır makinesini tıkaması gibi kalbi tıkayıp felç ederler."
      Susanna Tamaro-Yüreğinin Götürdüğü Yere Git
    • 369
      “Her duydukları şey üzerinde inceden inceye fikir yürütürler, ama aslında hiçbir şeyle de candan ilgilendikleri yoktur.
      Ha böyle gürültü patırtı etmişler, ha uyumuşlar, hepsi bir.
      Konuştukları şeyler kiralanmış elbiseler gibi, kendi malları değildir. Yapacak işleri olmadığı için güçlerini öteye beriye harcarlar.
      Her şeye sarılan ilgileri, ruhlarının boşluğunu ve sevgi yoksulluklarını kapayan bir örtüdür. Ama orta halli bir yol seçmek ve orada derin bir iz bırakarak yürümek işlerine gelmez; çünkü böylesi can sıkar, göze çarpmaz; çok şey bilmek o zaman işe yaramaz, gösterişe yer kalmaz.”

      ...

      “Her şey; durmadan öteye beriye koşmalar, küçük ihtiras oyunları, hele de açgözlülükler, rekabetler, dedikodular, birbirine çelme atmalar, birbirini tepeden tırnağa süzmeler. Konuşmalarını dinledikçe insan budalalaşıyor.
      İlk bakışta zeki adamlar sanırsın, yüzlerinde ciddilik okunur, ama bütün söyledikleri şu biçim şeyler: “Falanca veya filanca, bilmem ne satın aldı, bilmem neresini kiraladı.” Başka birisi: “Aa! Olur şey değil; niçin acaba?” Ya da: ” Falanca dün akşam kulüpte müthiş para kaybetti, bir başkası üç yüz bin kazandı.”
      İllallah bunlardan.
      Bunlar arasında insanlık nerede? İnsanlığın yüceliği, bütünlüğü nerede kaldı?
      İnsanlık ufak paralar haline gelmiş.”

      Oblomov.
    • 368
      Yarının merakına üstün geldi dünlerin hüznü, vazgeçti bugünden.
    • 367
      "eğer bir adam herkesle birlikte yürümüyorsa, belki onun duyduğu bir başka davulcunun sesidir. bırakın gitsin, o ses ne kadar uzaklardan gelse bile."

      sivil itaatsizlik - thoreau.
    • 366
      babam, saati bana verdiği zaman "quentin, sana bütün umutlarin ve özlemlerin mezarini veriyorum" dedi

      (bkz: ses ve öfke)
    • 365
      god neva pramise wi a bed a roses, im nevea tell any baddy dat life ould smoode

      Tanrı size hiç bir zaman gül bahçesi vadetmedi, hiç bir zaman hayatının kolay olacağını söylemedi..
      jamaika özdeyişi şahane hatalar kitabı.
    • 364
      ben son derece inançlı bir inançsızım.

      (bkz: tanrı yanılgısı)
    • 363
      "ayağın yere bassın"
      yazacağım kitaptan