kayıt

iz bırakan kitap cümleleri

  1. 201
    - Hangi Ruhi beyim ben? Nasıl olan Ruhi bey mi? Yoksa aslı olmayan Ruhi bey mi? Hangisiyim Yaşar bey?
    - Siz Ruhi beysiniz Ruhi bey, hangisi olduğunuzu ikimiz de biliyoruz. Neden soruyorsunuz şimdi bana bunu?
    - Siz biliyorsanız, ben bilmiyorum efendim de ondan. Çünkü sizin gibi, bir romandan gelme değilim ben. Siz yaşayan Yaşar beysiniz, besbelli yaşıyorsunuz işte! Oysa ben, oysa Ruhi Hürcan, söyleyin bana Yaşar bey, kimdir Ruhi Hürcan? İsmiyle müsemma ama soy ismiyle müsemma olmayan bu bey, ne zamandan beri yaşar Yaşar bey?
    - Yapmayın Ruhi bey, biliyorsunuz ki bütün ruhlar ölümsüzdür. Bir ruh var olduğundan beri ebediyete kadar yaşar.
    - Güzel söylediniz de Yaşar bey, her birimiz ruhtan ibaret değil miyiz? Sonsuza kadar yaşamayacak mıyız o halde?
  2. 202
    Sonra o geniş caddede insanların yüzüne dikkat kesildim Mahur bey. Ama fark etmek zor olmadı ki dikkatli olan sadece bendim Mahur bey, onlar değil. Direklerdeki asılı o vesikalık fotoğrafımı incelerlerdi yoksa uzun uzun. Oysa boş vermişliği benimsemiş bu insanlar önemsiz biriymişim gibi baktılar fotoğrafıma. Sahi, kayıp biri önemsiz midir Mahur bey? Yoksa önemsiz birisi mi kaybolur hayatta her zaman? Ben hangisiyim Mahur bey? Siz tanıyorsunuz ya beni, hangisiyim ben? Ha unutmadan Mahur bey, tamam, ben ki ben kayıp falan değilim galiba ama kelimeler kayıp Mahur bey, kelimeler kayıp! Bildiniz evet, bazı anlamlara gelmeyen o kelimeler, onlar kayıp. Nasıl mı kayıp? Ne kadar istesem de konuşamıyorum Mahur bey. Kelimeler, dilime gelmiyor ne yapsam da. Sadece içimde bir yerde gizlendiklerini biliyorum, gerisi yok. İyi de Mahur bey, ben kelimeler olmadan insanlara kayıp olmadığımı nasıl söyleyeceğim? Nereden bilecekler benim kayıp olmadığı mı? Of, aklım yine çok karıştı Mahur bey.
  3. 203
    Sonra yürümeye devam ettim Mahur bey. Akşamı karşılamaya hazırdım, tıpkı yağmur damlaları gibi. Yağmur damlaları demişken ne fark ettim biliyor musunuz Mahur bey? Sabırsızdılar, o küçük yağmur damlaları bile... Tıpkı, sokakta hızlı adımlarla yürüyen ve zamana yenilmek istemeyen, ama er veya geç yenilen insanlar kadar sabırsızdılar. Nedendir bilinmez göğe bakmak içimden gelmedi o vakit. Galiba bu duygum da dilime gelmeyen kelimeler gibi benden kaçıyordu. Ne çok kaçak var değil mi Mahur bey? Bir tek İstanbul'dan kaçmıyor insanlar. Belki de kaçamıyorlar. Neyse... Keşke tek kaçan zaman olsa, bir de hırsızlar. Ama öyle değil işte Mahur bey. İnsanlar ki suçsuz olduklarını siz de benim kadar iyi biliyorsunuz, onlar da kaçıyor artık birbirinden. Ve ben buna bir mana bulamıyorum Mahur bey. Masum bir insan kimden yahut neden kaçar? Yoo, beni karıştırmayın şimdi Mahur bey. Benim kendimden neden kaçtığımı sorgulamayın. Siz sorguç değilsiniz. O yüzden size hesap vermek gibi bir mesuliyetim yok benim. Hem sizden kaçmıyorum ya, bu kadarı kafi değil mi sizin için?

    • bunlar copy-paste değil dimi??
    • hayır değil.
    • hiç üşenmiyor musun?
    • yazmaya mı? yazmak benim için bir zevk galiba.
    • peki bu iz bırakan kitapların ismini neden paylaşmıyorsun?
  4. 204
    Don't forget, you traitor! Satan can not capture your soul unless you sell it.
  5. 205
    "varlığı büyük boşlukları dolduracak mahiyette değildi; fakat yokluğu müthişti."

    kuyucaklı yusuf/s.ali
  6. 206
    tanrı dünyaya getirir seni, sonra büyütür, sonra birbiri ardından isteklerle, üzüntülerle, sevinçlerle, acılarla, öfkelerle, bağışlamalarla doldurur. Sonra da kendine döndürür seni. Ama sen ne bu okullu, ne bu koca, ne bu çocuk, ne bu ihtiyarsın. Tamamlanansın sen.

    Antoine de Saint-Exupéry / Kale ( Citadelle )
  7. 207
    "insan sevilmekten çok anlaşılmayı istiyordu belki de."
    george orwell - 1984.
  8. 208
    "Buğday küflenirse, nedenini buğdayın dışında ara, ambarı değiştir. İnsanlar birbirlerinden nefret ettikleri vakit aptalca biçimde anlattıkları nefret nedenlerini kesinlikle dinleme. Çünkü anlattıklarından başka nedenleri vardır ve bunları hiç düşünmemişlerdir."

    Kale - Antoine de Saint-Exupéry
  9. 209
    - yalnızlığımızı neden bu kadar seviyoruz biliyor musun olric?
    - neden efendimiz?
    - çünkü bize ihanet etmeyen tek şey yalnızlığımız.
  10. 210
    "ağlamak uğradığımız felaketlere karşı vücudumuzda kalan son kuvvetin bir feryadıdır. ağlayamadığımız zamanlar bizde o iktidarın yok olduğu vakitlerdir ki onun yerine geçen tesirli bir sükunet, en şiddetli elem gözyaşlarından daha yakıcıdır."
  11. 211
    peki ya hiç yaşamayanlar, onlar da ölümü tadacaklar mı?
  12. 212
    "ama sen dayanamazsın ve eğer tek başına kalırsan, bir gün sen de benim gibi aklını kaçırırsın -zaten şu anda bile deli gibisin!- , öyleyse, birlikte gitmemiz gerekiyor; aynı yoldan!"
  13. 213
    (bkz: ali ata bak)

    hangimizin hayatına dokunmadı ki şu cümle?
  14. 214
    En yorgun ırmak benim dickie ve git gide denize karışıyorum.
  15. 215
    "Eğer düşündüklerini dile getiremiyorsan, düşündüklerini yaşamıyorsun demektir."

    (bkz: demian)
    (bkz: herman hesse)

    Ps: hesse''in nobel aldığı 'das galsperlenspiel' de böylesine bir anlatım yok.

  16. 216
    ben de sandım ki bitişik yazılması gereken -de idik biz. meğer kaderimiz ayrı yazılan -de'de saklı imiş.
  17. 217
    "-tanrıya ruhla gidilir.
    ama ruhumun uyuduğunu görüyorum."

    *
  18. 218
    öğreniyoruz albayım, yaşayarak öğreniyoruz nasıl ölüneceğini
  19. 219
    ”savaş herkesle, barış sadece onurlu insanlarla yapılır.”
  20. 220
    ...çünkü bu adamda gurbette ölmek korkusu falan yok. bir mezarda çürümek şerefine de pek düşkün değil. sık sık şu sözü tekrarlar: "mezarsız ölünün kefeni göklerdir; her yerde tanrı'ya giden bir yol vardır."
    (bkz: thomas more)
    (bkz: utopia)

    -ciddi
    • Teşekkür ederim :)
  21. 221
    güçlü bir hafıza, ağır bir cezadır.

    orhan kemal
  22. 222
    insan aşık olduğu zaman hep kendi kendini aldatmakla işe başlar, başkalarını aldatmakla sona erdirir. dünyamızın romantizm dediği işte budur.
    dorian gray'in portresi oscar wilde
  23. 223
    It has made me reconsider what defines artistic success or failure. If art is expression, can it fail? Is success simply a matter of what one does with failure?

    tercüme: artistik başarıyı ya da başarısızlığı neyin belirlediğini tekrar düşünmeme sebep olmuştu. eğer sanat kişinin kendisini ifade etmesi ise başarısız olunabilir mi? başarı denen şey aslında kişinin başarısızlıkla ne yaptığı mıdır?

    (bkz: Greg sestero) - (bkz: the disaster artist)
  24. 224
    Bu acı ölüm değildi, sersemlemiş bilincinde bocalayarak dolaşan düşünceydi. Ölüm acı vermezdi. Hayattı, hayatın sancısıydı bu feci, bu insanı yasa boğan his.(bkz: martin eden )
  25. 225
    ve kafam, il olma izni alabilecek kadar kalabalıktı...
    (bkz: kinyas ve kayra)
    (bkz: hakan günday)