176
"tutkulu bir hisle tutukluydu adam savcısı aşk olan bir ceza mahkemesinde."
177
"dünyada bulamadığı saflığı gökyüzündeki yağmur damlalarında arayan bir çocuğunki kadar masumdu düşleri."
178
"yarın gözündeki yardan düştüyseniz bir kere bir daha sevmeye hiç mecaliniz kalmaz. "
180
"Eve, yalnızlığıma döndüm".
(bkz: korkuyu beklerken)
(bkz: oğuz atay)
181
“...zaman zaman bu baylar bıçak ya da tabanca kullanırlar, ama bunu gönülden istediklerini sanmayın. rol gereğidir bu, o kadar; son kurşunlarını atarken korkudan ölürler. öyle ama, ben onları ötekilerden daha ahlaklı buluyorum, aile içinde, yavaş yavaş yıpratarak öldürenlerden daha ahlaklı. toplumumuzun bu tür bir yok etme için örgütlenmiş olduğuna dikkat etmediniz mi? brezilya ırmaklarındaki o küçücük balıklardan söz edildiğini herhalde işitmişsinizdir, hani binlercesi ihtiyatsız yüzücüye saldıran, birkaç saniyede onu küçük lokmalarla yiyip bitiriveren ve ortada tertemiz bir iskeletten başka bir şey bırakmayan balıklardan? işte böyledir onların örgütlenmesi. “temiz bir yaşama razı mısınız? herkes gibi?” evet diyorsunuz doğal olarak. nasıl hayır diyebilir insan? “tamam. sizi temizlerler. bir iş, bir aile, örgütlenmiş boş zaman işte budur.” ve küçük dişler tene saldırır, kemiklere kadar yer. ama yanlış söyledim. onların örgütü dememeli. bizim örgütümüz bu, eninde sonunda: kim kimi temizleyecek!...”
(bkz: albert camus )
(bkz: la chute)
182
...ıssız bir köşebaşında ansız ve bir başına ağlayan bir çocuk gibiyim ruhi bey. nasıl ağlamayayım ki? her şey zamansız ruhi bey, her şey. doğmalar zamansız, sevmeler zamansız, ölmeler zamansız. gitmeler, gidip de dönmemeler hepten zamansız...
183
"varoluş sancılarım o kadar sıklaştı ki, ruh yetmezliğine uğramam yakındır yaşar bey."
184
"hiç kimse daha önce, susarak bu kadar çok şey anlatan bir masalcıya denk gelmemişti. oysa şimdi bütün bu kalabalık adeta büyülenmiş gibi masalcının sessizlikle anlattığı bu masalı dinlemekten kendisini alıkoyamıyordu."
185
"serde şairlik var, ağlayamam."
186
Ali ata bak. Bak ali bak. Neşe ılık süt iç. Şahsımda iz bırakan ilk kitap cümleleridir.
187
"Zor olan acının şiddeti değil, sürekliliği."
(bkz: tehlikeli oyunlar)
(bkz: oğuz atay)
188
"bütün ölümler erkenken, bazı hayatlar vardır, geçtir."
189
"helâlden geçtim de yâr, melâlden geçemedim."
190
ne çok vardı sevilecek ! birini sevsem, diğeri yarım kalacaktı. birine seslensem sevdiğimi, diğeri duyacaktı. o yüzden ben hiç bilemedim sevgiyi.
191
"bana içini dökme sakın! ne söylesen taşarım, ne duysam şaşarım. o yüzden dön geri. bak henüz yol yakın."
192
"dayak cennetten çıkma değildi, bu düpedüz yalandı. oysa dayak cehennemindi bir zamanlar. ta ki şeytan onu cehennemden çalana kadar."
193
"size bir sorum var: bir insanı öldüren, tüm insanlığı mı öldürür? öyleyse eğer, kimdir bu sokaktakiler?"
194
"saatlere kanmayın efendim, saatler sizi aldatır. en pespaye suçlu onlardır. her saniye zamanı bizden çalarlar."
195
"hiçbir şeyi aldırmazlardı. canları dışında. aldıracak tek canları kalmıştı."
196
"tanrım, ölümlü olmak ne büyük bir zenginlikti. fakat insanların pek çoğu bu zenginliğin farkında değildi. insan ölümlülüğünü har vurup harman savurur mu?"
197
"yaşamak tam da böyle bir şey galiba? vazgeçemediğimiz en büyük alışkanlığımız..."
198
"yere dökülen bir un sessizliğinde idi gözyaşları. hangi ezgi bu sessizliği notalara dökebilirdi ki?"
199
"susuyorum albayım, susuyorum. dilim hepten kurudu. bir damlaya o kadar ihtiyacım var ki. bir damla konuşmaya..."
200
"korkak kime denir biliyor musunuz? korkak, kabuslarından da hayallerinden de korkan insana denir."
↑