ses
- 1her canlı da farklı çıkan, dünyanın hatta evrenin içinde bulunan, gözle görülemeyen lakin kulak yoluyla işitilen titreşimdir.
- bir daha kadın sesi günah demeyin.
- siz kim oluyorsunuz da kadın sesine günah diyorsunuz.
- 2önemlidir ses. son, bir sesle başlayacak, bebek sesiyle ihtiyacını belli edecek, misafir eve girmeden önce mutlaka kapıya vuracak. demek ki olay aslında sesin arkasına gizlenmiş, vücuda gelmek için sebep bilmiş onu. ses, müzik, ahenk... duyduklarımız anlamlarının elbisesi. elbisenin parçaları gibi sesler de ne kadar düzgün ve birbiriyle uyumlu dikilirse, bizi götürecekleri anlam dünyası o kadar doğru olacak demek.
- 3doğuştan gelen kısmına sinir olduğum düdük uzantısı.
bu şeyi antrenmanla doğru kullanmayla filan bir yere kadar geliştiriyorsun. ama ne yaparsan yap ses aralığın belli seviyeleri geçmediği gibi ses rengin de değişmiyor lan.
ne olurdu şöyle yumuşak, derin, gür sesim olaydı. resmen zurna gibi sesim var anca gençler patlarken işe yarıyor. ben ise sahilde uzanıp huzurlu şeyler söylemek istiyorum.
bunu ameliyatla değişebilir bir şey yapsalar güzel olacak. - 4yankı manasındadır.
- 5Farklı hertz ve frekanslara sahip olan, hemen hemen her tür canlının sahip olduğu, telleri olan iletişim yolu.