kayıt

24 ağustos 2016 ankara yağmuru

  1. 7
    Is lat tı.
    Başlığı solda gördüğümde otobüsteydim sözlük. hangi yağmur aq? götünüzden akan terdir o ter diye düşünürken arkadan biri dürttü. "Pardonnn acaba camı kapayabilir misiniz?"
    (Bir yandan da arkadaşına "ay gözüme girdi." diye vikliyor hanım kızımız.)
    ha hı heaaa nidaları eşliğinde "Yağmur mu yağıyormuş?" dedim camdaki damlaları görünce. Vallahi de yağıyormuş bak sen sözlüğe inanmazsın ama. Bırak yağsın be kitapsız kadın neden kapattırıyorsun camı?
    İnene kadar otobüste kimin telefonu çaldıysa kişi telefondakine "Yağmur yağıyor." dedi dikkat ettim de. Nasıl özlediysek, nasıl mutlu olduysak.
    Ben de babamgile söyledim hemen. Benim neyim eksik?
    ("Günün nasıl geçti kızım?"
    "İyi baba. Yağmur yağıyor. heheheheh"
    "Yağmur mu yağıyor? oh oh.")

    Tabii otobüs değiştirirken sağ ayağımın ıslanması adettendir. Neyse ki arabalı ayılarımızın fışkırtmalarından kurtuldum ve sıradaki araca bindim. Lakin aradaki ıslanmadan bir şey anlamadım. Taaa kii sokağa kadar. Dolmuştan inince bir sokak yürümem gerekiyor ve damlaları biraz daha büyümüş görünce sevindim ve bir film romantizmi yaşayayım dedim. Gözlerimi kapadım. Yağmuru hissedeceğim ya. Sesini dinleyerek, tenimde ıslaklığı hissederek yürüyorum. Yürüyorum yürümesine de arkadan da araba geliyor. Sağa çekildim. Olmadı sola mı gitsem derken yolun ortasında geri döndüm. Araba ile burun buruna geldik. Yazık şoför sağdan geliyor ama burnunu sola kırmış. "Pardon." dedim yağmurun aşkı ile. Baktım camı açık tekrar "Kusura bakma." deyip gülümsedim çocuğa. Eşek değilse anlamıştır mutluluğumu.

    Son bir iki adımda da "Yağmurdan sonra toprak kokusu." yapayım dedim ama ne kokusu aq? Hangi koku? Her taraf taş. Koksa koksa leş gibi kokuyor. O kadar "Snfff snfff" çektim ama ı ıh. Koku gerçekten yok.

    Mis gibi ıslandım kısacası. Kısacası?