kayıt

kutup itiraf

  1. 3574
    2005 senesi. orta 2'ye gidiyorum. o gün okula aşıcıların geleceğini öğrendim. hiç sevmem hatta diyebilirim ki o yaşlardaki en büyük korkularımı sıralasam ilk üçe rahatlıkla girer.

    neyse dersin ortasındayız kapı çaldı baktık bunlar beyaz beyaz önlükleriyle girmeye başladı içeri. bunların önlükleri beyaz diyorum ama benim suratın da o önlüklerin renginden çok bir farkı yok.

    sıra sıra olmaya başladık. ilk sırada olduğum için ilk bana yaptılar. zaten her zaman böyle olmuştur. bütün korku aşıyı yiyene kadar.

    neyse bütün sınıfın aşısı tamamlandı derken bi baktık bizim alper aşı olduktan sonra garip garip bakıyor etrafa. düştü düşücek demeye kalmadan adama baygınlık geldi sıraya zor attı kendini. hayır her sınıfta aşıcıların geleceğini öğrenince 'sen korkuyor musun yoksa ben hiç korkmam' diyen bir özgüven dolması vardır ya. o da bunlardan biriydi esasen.

    bütün sınıf başına toplandık ama çocuğun durum felaket. gözler kızarmış, titriyor amk. arkadan hoca dürttü beni dedi git tuzlu bişeyler al çocuğa tansiyonu düştü heralde. ben de ne bileyim gittim bi sade crax aldım geldim.

    sınıfa girer girmez alper'in yanına gittim biraz daha iyi gibi ama halen tam kendine gelmemiş. bıyık yerlerinde boncuk boncuk ter damlacıkları oluşmuş felan. crax paketini açtım bir tane uzattım içerisinden.

    bir an elini kaldırdı ben sandım kendini yelliyor, serinlemeye çalışıyor. yok beni çağırıyormuş meğerse. usulca yaklaştım, kulak deliğimi ağzının dibine kadar sokuşturdum ve bana duyunca dumura uğradığım o tılsımlı cümleyi kurdu alper.

    "baharatlısı yok muydu amına koyduğum?"

    bozuntuya vermedim. gözlerimi yerden ayırmadan sağ elimle omzuna iki kez yavaşça vurdum. iyi olacaksın anlamında bir vuruştu bu. etrafımdakiler allah razı olsun dediğini sandılar.

    daha sonra bu olaydan kimseye bahsetmedim. alacağın olsun alper. kadir kıymet bilmez alper.