2
istanbul karacaahmet mezarlığı'nda şöyle bir mezartaşı bulunan minik, depresif, melanko şairedir kendileri.
hayatı boyunca sevdiği ve şiirlerini incelediği sylvia plath gibi o da intiharı seçmiştir. ve nitekim, ''sylvia plat'in şairliğinin intiharı bağlamında analizi'' adlı tezi bir zaman sonra kitap olarak yayımlanmıştır, şurada da görüldüğü gibi.
plath ile ilgili tezindeki son satırlar ise epey kan dondurucudur. keza cesare pavese'nin de intiharını akla düşürür.
''Pavese'nin intihar etmeden önceki son günlerinde günlüğüne yazdığı gibi: "Sözler değil. Eylem. Artık yazmayacağım." Plath da bir zamanlar varoluş sebebi olan sözcüklerde teselli aramaktan vazgeçer ve son şiirlerinden biri olan "Seneler"de şöyle der:
"Sözcükler kuru, sürücüsüz,
Yorulmak bilmez toynak sesleri.
Bu arada
Sabit yıldızlar havuzun dibinden
Bir yaşamı yönetiyor."
sık sık tekrar edilen bir nilgün marmara sözü olan ''benden sonra kuşlara iyi bakın'' cümlesi ise, sevenleri tarafından mezar taşının hemen yanına stencil olarak yazılmıştır, şuradaki gibi.
her ne kadar bu sayılan isimlerin intiharı acı eksenli olsa da, bir felsefi temeli olmasa da, umut içine düşen umutsuz insanlar olsalar da, cesaretlerinden ötürü her zaman anılması gereken kişilerdir de. keza kendisinin mezarında nostalji olsun diye, romantizmin yıkıcılığına kapılmış genç nesillere ise umutsuzluktan kurtulmalarını ve gerçek bilinçsizliğin getireceği hiçlik olgusunu araştırmaları öneririm, nilgün marmara her zaman bir umut, bir ışık aradı. onun yanlışı buydu, bizimkisi ise hala burada olmak.
(bkz: intiharın apolojisi)
↑