kayıt

kadın erkek eşitliği

  1. 1
    eşitlikten kasıt biyolojik değil, cinsiyetlerin hak, hukuk, kazanım vb gibi yönlerden birbirinden üstünlüklerinin olmamasıdır. yoksa biyolojik anlamda ele alındığında eşit değil, denk olduklarını kabul etmemiz gerekir.*

    kamusal yaşamda yasal kurallar çerçevesinde kabul edilen durum ve/veya kavramdır. buna rağmen ne yasal zeminde ne de sosyal hayatta bu eşitlik kendini pek nadir anlarda gösterir. yani pratikte yok gibidir. bunun nedeni de, toplumsal hayattaki mutlak güç sahibinin* ve bu gücü güç sahibi adına kullananların* bu kavramı özümsememiş, sindirmemiş olmasıdır.

    hukuktan iş yaşamına, aile yaşamından arkadaşlığa kadar hayatın her alanında bu özümsenmemişliğin yansımalarını görebiliriz. toplumsal roller en medeni, hayat standardı en yüksek kabul edilen toplumlarda bile, dipte yaşayan toplumlardaki rollerin çok çok yumuşatılmış halidir. yani roller aynı, sadece şiddeti derecesi farklıdır. çünkü toplum ve devlet yüksek refah içerisindedir ve bu refah, çok sağlam istikrar, sosyoekonomik yapı ve sağlam bir adalet sistemiyle sağlanmıştır. ihtiyaçların karşılanabiliyor oluşu da toplumu oluşturan bireylerdeki vahşi içgüdüleri bastırmış ve bu düzenin kurulmasında etkili olmuştur. toplumun ve devletin içinde bulunduğu refah sayesinde cinsiyet ayrımı gözle görülemeyecek kadar silikleşse de bu standartlarda yaşanacak olası bir geri gidişte cinsiyetler arası silikleşmiş fark açığa çıkıp kendini gösterecektir. bu kesindir.

    geri kalmış toplumlarda ise yasalar her ne kadar eşitlik var dese de ülkeler çok yüksek refah seviyesine ve sindirilmiş bir eğitim* seviyesine ulaşmadığı sürece bu eşitlik kavramı hep havada kalacaktır.