kayıt

Yaprak'ın sarhoşken yazdıkları

  1. 6
    Niyeti hepten bozuk bir meşrepten gelme bir iç sesim varken cüretim kırılmış gibi, nefesim içimde kalmış gibi, eski ve bilinmedik bir şarkı eşliğinde kitlenip kalmış gibi hislere bıraktım kendimi. Öyle bir hissiyat ki, sanal sarhoşluğu yaşanan çoğu gerçekten ağır gibi. Bazen hiç kaçmayacak gibi duranlar da kaçar, kale için can verenler bir sırt çantası olmaksızın inançlarını terk eder. Bazen içmekle sarhoş olmayanlar, kelimelerle kendini kaybeder. Özgüvenini kapının arkasındaki askıya as, kimseye güvenerek çıkma karşıma. Ne sonbaharın hayrı var yazılanlara, ne yağmurun yardımı var çizilenlere. Havası her daim bozuk olan bu şehirde, hislenip de iki laf etmeye oturduğum vakitler havanın güzel olması yakıyor siyaha bezeli cüssemi. Renklerden vazgeçmeye bir başlayınca bir sürü cenaze ardından kendine yine gelemiyorsun. Sekiz senelik bir periyotlar zinciriyse bu, üçüncü yahut dördüncü raund… beni korkutuyorsun!
    Kaldıramam demeyin bayım, kaldıramazsanız kaldırırlar. Kalakalırsınız, kaldığınız yerden devam etmek için çok çabalarsınız, boş çabalarsınız. Siz dursanız, durmazlar… Vicdan denen mefhumu yok bunların.Kaldıramıyorum denen nelerin kaldırıldığını gördüm ben. Kusurlu göz, ayıbını örtmek için sürekli fazladan mesaiye kalır, sahibine iyilik ediyorum sanır. Ayıplı beyin çok düşünür, çok düşünmemesi gereken konuları. Sahibini kapıkulu muhafızı yapar. Erken yaşta düşersiniz askerlik belasına. Nöbet denilen illet geçirmekle bitmez. Başınıza bir zeytin ağacı geçirdikleri gün bile görünürlüğü gider sadece. Beni kim yalanlayacak? Kimin haddi “sen ne anlatıyorsun?” demek. Deme. Ne fark edecek ki desen de.