kayıt

Çilek kokusu seven erkek

  1. 4
    ben. ondan geriye kalan tek şey çilek kokan arı mayalı silgisi çünkü. ilkokulda tanışmıştık, her sırada üçer talebenin oturduğu eskişehir bozkırının bir kenar mahalle okulunda. kaderin bizi ilk kez bir araya getirdiği o baştan üçüncü sırada. silgisinin olmadığı bir gün benden istemiş, ben de "biz seninle artık çok yakınız, benden bunun için izin istemene gerek yok" demiştim. bundan cesaret almış olacak ki bir kaç güne kalmadan bana ilanı aşk etmişti şöyle bir maniyi defterime yazarak:

    seviyorum ama kimi
    en tatlı birisini
    nasıl söylesem anlasana
    ilk harflerine baksana

    önce okumak istemesem de okuyunca bir hoş oldu içim, başımdan aşağı kaynar sular döküldü nabzım 180 oldu. o an 8 yaşındaki yüreğim taşıdığı sevginin böylesine bir karşılık bulmasını kaldıramıyordu, gözlerim kararıyor, midem bulanıyordu. hiçbir şey diyemeden sadece kafa sallamış ve sarılmıştım.

    böylelikle birbirimize açılmıştık nihayet. o yaşta nasıl sevgili olunur ne yapılır bilmez ki insan. bilemedik de zaten. her sabah ona okulun bahçesinden bir papatya kopartır da gelirdim. birlikte aynı tostu paylaşır aynı pipetle meyve sularımızı bölüşürdük. her şey o kadar güzeldi ki hayatımın en mutlu günleriymiş, bilmiyordum.

    her şey masal tadında devam ediyordu ta ki okul kapısında ansızın beliren; ehliyetsiz ve alkollü bir trafik canavarı onun melek ruhunu kollarımdaki masum bedeninden alana kadar. o gün onu acı bir şekilde kaybetsem de ondan geriye kalan ve hala kalem kutumda sakladığım tek hatırası çilek kokulu arı maya silgisidir.