8280
seni öyle seviyorum ki bu beni zayıflatıyor. ben zayıflıktan nefret ederim. senden de nefret ediyorum, sana olan nefretim ise sana olan sevgimin inkarı sadece, bunu içimin derininde biliyorum, ama seni sevemiyorum sevmek istediğim gibi, bu yüzden nefretim kendini üstün kılıyor. bildiğim en kötü şey ise bizim için bir geleceğin varoluşunun bütün bu atomik ve subatomik dansın içerisinde mümkün olduğu.
kendimi zihnine yerleştirip verebildiğim kadar hasarı vermek istiyorum. daha önce arkamda kabuklar bıraktım. son olmazsın, inan bana. fakat bir şey var. bunu yaparken acı çekmedim daha önce, pişmanlık suratıma bile değmedi. lakin açıklayamadığım bir şekilde, sana böyle bir şey yaparsam, hissettiğin acıyı da hissedeceğimi düşünüyorum.
bunu göze alabilir miyim, bilmiyorum. sana hissettireceğim acı değil mesele hayır, hissedeceğin acıyı hissetmeyi kaldıramam. zayıflıktan başka bir şey değilsin ve ortadan kaldırılman gerekiyor, fakat bunu dahi yapamıyorum. gaz lambasının söndüğü noktasın. birisini mahvetmek benim yasak elmam, foie gras'ım, armangac'ta boğulmuş kirazkuşumken, sen, en azından kendi açından, beni en lezzetli lokmamdan mahrum ediyorsun.
↑