kayıt

tiesto

  1. 9
    tartışmasız bir biçimde trance aleminin en harika livesetlerinden birinin sahibi (evet energy 2000'deki seti) olan; futboldaki "hollanda ekolü"nün, elektronik müzik kulvarındaki şefi. ekşide yazar arkadaşın birisi şöyle yazmış kendisi hakkında; "2009 yılından sonra tiesto dinlemek harika bir filmin credits kısmını izlemek gibi" ya da onun gibi bi şey. yemin ederim ne kadar harika bi tespit. kırgınım sana tiesto'cum. müsaadenle fonda kaycee'nin millenium strings'i çalarken sana birkaç duygusal laf edeceğim.

    be allahsız. forever today, love comes again, traffic, nyana, just be, adagio for strings, ten seconds before sunrise, carpe noctum, elements of life, heroes, lethal industry, athena gibi şaheser parçalardan sonra nasıl olur da sıçmık gibi müzikler yaparsın? yav hiç mi biri kalkıp demiyo "aga nabıyon bu çöp işler ne kendine gel amk" falan diye? senin için "para için trance'ı sattı, house'a geçti diyorlar" lan sanki duyan da evinin bodrum katında fl studio'da müzik yapıyo zanneder. fakir miydin olm? söyledin de sana para mı vermedi müritlerin? bu insanlar senin aşığındı be. üretemiyor muydun? lan allahsız nyana ya da magik journey gibi derlemelerle sevdiğin müziklere yer verip piyasaya sürseydin? maxi jazz'dan rica etseydin bi dance4life daha patlatsaydınız? derdin neydi olm?

    sen ki milenyumu karşılayan o harika organizasyonda -ki kalp yerine taş taşımıyorsa eğer her bireyin az biraz duygulanacağı- nefis bir setle kulaklarımızın pasını silen adam, sen ki ikinci bin yılın en önemli organizasyonlarından biri olan atina'daki olimpiyatların açılış seremonisinde seti çıkarıp masaya vuran adam ulan sen bunu bize nasıl yaptın? yalan yok only u, secrets ya da martin bebesini yanına alıp çıkardığın parçalar fena değil. ama o kadar. tüket geç. peki ya başta saydığımız efsaneler? bi secrets, bi only u ya da red lights'ı yıllar sonra açıp açıp dinleyebilecek miyiz? yahu şu adam arkadaş ortamlarında falan bi kuple bi şeyler trance'lamıyor mu? azıcık bi breakdown falan çekip atın instagramlara eyy dostları. şu adamı trance'a döndürün. biliyorum o harika yetenek öylece solup gidemez.

    tiesto'cum. sen armin gibi piyano tınılarından ziyade synth vınnnnlamalarıyla sonlanan eşsiz aksak ritimlerin üstadısın. bundandır ki house müzik icra ederken bi talamanca, hemşerin roald velden ya da çekik arkadaş shingo nakamura'nın yarattığı etkiyi yaratamıyorsun. piyano tınısı içermeyen house parçalara, martin garrix veledinin kanaat önderi olduğu edm sıçmıklarına ben de kırgınım. martin demişken, bari şu çocuğa bi iki numara öğret de trance yapsın be babacım. biz ne anlatıyoruz ya? sergen futbolu niye bıraktıysa, tiesto da trance'ı o sebepten ötürü bıraktı. adam ciddiye almıyor ki müziği. eğleniyor. yalanmış demek o "silence" çalarkenki keyifli gülüşlerin. boş bakışların. o güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler, demirin tuncuna hollandalının big roomcusuna (armin) kaldık.

    still gives me chill diyor ecnebiler. aynen ondan: www.youtube.com/...