kayıt

28 ekim 2017 melih gökçek istifası

  1. 21
    "tüm dünya aynı gösterinin sahnesidir artık; hepimiz aynı gösterinin oyuncusu ve seyircisi oluruz. Tarihsel bilgiyi yok etmek, özgünlük görünümü altında sansürü genelleştirmek, gösterinin vazgeçilmez ikizi olan terörizme girişmek, doğruyu bir yanlışlık anı yapmak, öznelliği silmek... gösteri toplumunun söylemini oluşturur" u delilleyen başlıktır.

    www.ayrintiyayinlari.com.tr/...
    Şunu da belirtmek gerekir ki her ne kadar "mizahın ters yüz edici ve yıkıcı" etkisi küçümsenmemeliyken bunun gittikçe sarkastik yapışık balçık gibi bir şeye dönüştüğünü görüyoruz. "Hadi yavrum sana güle güle" cilikten daha ağır suçları var, kente doğaya, toplum yaşamına kast etmiştir ve gerçekleştirmiştir amelini.ölüye değil ölüme saygısı yoktur zira orada bir insan ölmüştür ve . Bir cinayet mahalline afiş astirmistir... Zaten o kadar korkuyorlar ki ölümden sonra ölmeyip sonsuza kadar da cennet neyse onu yaşamak için çırpınıp duruyorlar. İnsan ahlakına ve onuruna kastetmiştir ve gerçekleştirmiştir.. oğullarını Ankara'nın en zenginlerinden yapmıştır. Kendisine Dünyalık iliskileri çoktan yapmıştır , 23 senedir bagajında biriktirdiği bence binlerce rant dosyasının hangilerini yok etti hangilerini saklıyor biz bilemeden bir köşesinde güven ve huzurla oturabilecegini düşünüyor ise Melih Gökçek'in istifa tarihini tarihe not olarak düşmenin bir kiymeti ve de anlamı yoktur sanirim.
    Ve en azından yeryüzünün lanetlileri değilse bile talihsizleri olarak, ışık ergudenin express dergisinin bir röportajının sonunda lanetlediği gibi;

    "Bütün bunlara baktığımda, yeryüzünün bütün muktedirlerinin, devletlerinin, sermayelerine sermaye katan para babalarının üzerinden yeryüzünün tüm lanetlilerinin, ezilenlerin, sömürülenlerin, mülksüzlerin, dışlananların ahının, lanetinin eksik olmamasını diliyorum... Üstelik bunu, salt sınıfsal kaygılarla değil, —Leninist “ikameci” söylemi hatırlatsa bile— insanlık adına, kâr ve iktidar hırsıyla eritilen buzullar adına, yağmalanan ormanlar adına, soyu tüketilen hayvanlar adına, mutenalaştırılan şehirler adına, yaşam alanlarından sürülen halklar adına, dilsizleştirilen, kültürsüzleştirilen topluluklar adına, iğfal edilen bedenlerimiz ve ruhlarımız adına, aptallaştırılan beyinlerimiz adına da diliyorum... Enternasyonal’in o güzel sözleriyle, bu gerçekten “son kavgamız” artık, gezegenin zamanı kalmadı, zaman ve mekân adına ediyorum bu bedduayı... Bütün bu iktidar sahiplerinin, maddî ve manevî sermaye sahiplerinin, devletlilerin kendilerini bir an bile güvende hissetmemeleri, yataklarında huzurlu uyuyamamaları, en tatlı anlarında, orgazm olurken bile ezilenlerin lanetinden korkmaları, kale gibi güvenlikli sitelerinde, köşklerinde, bilmem hangi kozmik odalarında kendilerini, kasalarını güvensiz hissetmeleri en büyük dileğim... Ve insanım diyen herkesin de hem kendi adına hem kâinat adına bu dilekte bulunması, bu vahşi, talancı kapitalizmin, bu devletlerin yıkılması ve o muktedirlerin bu yıkıntının altında kalması için elinden geleni yapması gerektiği kanısındayım..."
    qijikares.blogspot.com.tr/...