512
el alemin memleketindeyim amk. evimi veya türkiye'deki selam vermekten yoksun insanları değil de, sol yanımda çakan şimşeklerin tetikçisini özledim. uzun bir aradan sonra geri geldi. gitmemiş bile, ama gitmişti... neyse, o konu ilginç, oraları siktir edebiliriz. geldi geri işte. hem de yakınıma bir yerlere taşınmışlar. ben de bala göte erasmus sınavından birinci olup almanya'ya geldim. kız tam dibimde la, tam dibimde amk ve ben kızdan kaçar gibi uçağa atlayıp almanya'ya geldim. burada da işler karışık la. yok techniker krankenkasse mı ne o siksikle uğraş, yok banka hesabı aç. ha, banka hesabı demişken, çok yarak kürek bi durumdayım. okul diyo ki, gardaş bişe 261.95 euro para vercen, kimliğini vercez. banka diyo ki, öğrenci hesabı için kimliğin lazım. şimdi, kimliği almam için okula 261.95 euro para yatırmam lazım, parayı yatırabilmem için banka hesabı lazım, banka hesabını açabilmem için de kimlik lazım. nasıl bir kısır döngüye girdim lan ben?
neyse amk, kızdan bahsediyodum, konu dağıldı yine, sikeyim beynimi. ya bak, her şey güzel burada tamam mı? amk gidiyorum süpermarketten paşa paşa 70'lik jaegermeister'mı alıyorum, benim oda zaten buzdolabı gibi, cam hep açık. yatağımın yanına koyuyorum abi yatarken. sonra sabah kalkıyorum, kafamı yastıktan bile kaldırmadan gözler kapalı eli sarkıtıyorum, alıyorum şişeyi, birkaç fırt çekip kapatıp koyuyorum yerine geri. sonra alkol beni biraz ısıtınca götümü, göbeğimi kaşıya kaşıya kalkıyorum. yemin ederim, yıllardır hayalini kurduğum vurdumduymaz ve boktan hayatın günlerinin başlangıcı hep bu şekilde. resmen ütopyamda yaşıyorum ya.
ben, geldiğimden beri öğrenci olduğumu hissettim amk. geçen sabah bi kalktım, bangır bangır müzik. sabah dediğim de, 4 gibi falan. öğrenciler parti odasını kiralamış akıyolar. türk mantığı amk, sesi kısın demeye indim, bi anda kendimi 6. birayı gömerken buldum. insanlarla kaynaşmalar falan. lan, türkiye'de kimsenin yüzüme baktığı yok, her ne kadar benim hatun korksa da birileri bana aşık olacak diye. hoş, bundan 3 hafta kadar önce falan, ankara'da sürekli takıldığım kafede çalışan esmer hatun masada o kadar yakışıklı bebe varken abartısız 3-4 dk boyunca ne kadar tatlı olduğumdan bahsetti. ama nadir yani böyle şeyler, çok aşırı nadir. bana ben bile yürümüyorum la, elin kızı niye yürüsün? hah, alakası ne diye düşünüyodun demi, ona gelcem şimdi dur hele bi. dediğim gibi, kimse siklemez beni türkiye'de pek. burda partideyiz, biralar falan, alakasız bi gruba girdim muhabbete kalkıştım yarağa dönmüş almancamla falan. neyse bi 5-10 dk muhabbet ettik sanırım. sonra yanağımda alışkın olmadığım şekilde minik, yumuşak ve sıcak bi el hissettim. bi döndüm amk, hatun dudağı büzmüş yanaşıyor. lan, bari haber ver dingil, haber ver de öyle reddedeyim. hemen kafamı çekip kolyeyi gösterdim, dedim başım bağlı benim. "schade..." dedi. lan, olm, hayatımda hiç bu kadar güzel kız görmedim belki de ve reddettim. bildiğin reddetme lüksümü kullandım. bak, "hak" demiyorum, lüks. çünkü bu lükse girer. hoş, karıyla takılsaydım içime sinmezdi, orası da ayrı bir mevzu. orada benim sevdiceğim var la bekleyen. en ufak bi olayda eli ayağı birbirine dolaşan narin, minik bir sevdam var benim, böyle bi kötülüğü yapar mıyım? bundan bi 6-7 yıl öncesi olsaydı, yapardım, ama artık yapmam.
bütün metin alakasız gibi durdu la, şöyle bi bakınca fark ettim. oradan oraya geçip, onu bunu anlatmışım alakasız yerlerde. bak şimdi, konuyu bağlıyorum. ben, hayatımda gördüğüm açık ara en güzel fiziğe, güzelliğe sahip bir kızı reddettim. sebep? sevdam için amk. nesini anlamıyon? hah, ben tam olarak onu özledim be sözlük. ben onu çok özledim...
↑