7
bünyesinde hemen hemen hiç bir profesyonel unsurun yer almadığı türk futbolundan profesyonel tavırlar beklemekteyiz. bence sorun burada...
bundan üç sezon evvel beşiktaş teknik direktörü slaven bilic'e, ardı ardına, "fuck you," şeklinde hitap eden emre belözoğlu sevdalısı kitlelerin, küfre kâfire karşı tutum sergileyen pırıl pırıl söylemlerine tanık oluyorum. cumartesi günü oynanan maç sonrası, "nasıl siktik, of aman nasıl koyduk, nasıl yerleştirdik," gibisinden tavırlar sergileyen kişiler de aynı zamanda bunlar...
türk futbolundaki sıkıntıyı, "şu yaparsa eleştiririm, bu yaparsa eleştiririm ama bizimkiler yaparsa ses çıkarmam," ekseninde çözemezsiniz. hoş, çözme uğraşısında olunduğuna da inanmıyorum zaten... bizde maksat, bağcıyı dövmek vesselam...
şenol güneş her açıdan hatalıdır. fakat her türk gibi o da kendi kendine söylenip küfretme geleneğine sahiptir. ben bir beşiktaş taraftarı olarak üç maçtan aşağı, beş maçtan yukarı olmamak üzere ceza verilmesi gerektiği ve verilecek olası bir cezaya da itiraz edilmemesi gerektiği düşüncesindeyim. bu da elbette ki beşiktaş'a dair kurumsal kimliğin korunması gerekliliğindendir.
ali palabıyık ise maçta da olduğu gibi bu konunun hiç bir yerindedir.
↑