53
üzerinden 18 yıl geçti. 18 yıl geçti, dile kolay. onbinlerce insan öldü. onun katına da yaralananlar oldu. peki sonra ne oldu?
şöyle kısa kısa anlatayım. depremin merkezi gölcük'te yaşıyorum.
şimdi çıkıp şey diyorlar "depremin izlerini sildik." evet sildiniz. e sildiniz naptınız?
acil toplanma yerlerini imara açıp birilerine yaranıp bina yaptırmadınız mı?
en fazla 3 katlı evlere izin vereceğiz diyip 5-6 katlı binalar dikmeye devam etmediniz mi? (hala inşaatlar devam ediyor)
kentsel dönüşüm getireceğiz diyip halktan onlarca para aldınız sonrası? 18 yıl sonra başbakan'ın gelmesiyle yapılan temel atma töreni. 5-10 yıla biter heralde.
peki şu an gölcük'ün durumu?
size şöyle anlatayım. son yıllarda ülkede inşaat sektörü "uçsuz bucaksız" şekilde gelişti. hükümet devlet arazilerini satıp, askeri alanları imara açtı. sonrası? kafamızı kaldırınca binalardan gökyüzünü göremez hale geldik. en ufak yağmur, dolu yağışında koca istanbul'u sel götürmedi mi?
gölcük şu an tamamen inşaat bölgesinde. 17 ağustos 1999 yılında yıkılan binaların yerine yenileri yapıldı. güvenilirliği tartışılır. hasarlı binalarda halen binlerce insan oturuyor. ilçede her yer ama her yer inşaat. en ufak bir araziye 4-5 katlı binayı dikiveriyorlar göz açıp kapayıncaya kadar. depremden ders aldık diye kimse çıkıp demesin. en ufak bir sarsıntıda şehir kafayı yiyor. insanlar evlerine güvenemiyor. ama ne yapsın? sokakta mı yatsın?
işin özü: toprak verdiğini alır. sen ormanları kesip kesip, her yeri betonlaştırıp ev yaparsan, her yere temel atarsan toprak daha ne kadar katlanabilir bu yüke.
allah bu acıları bir daha göstermesin.
↑