1
* *
yaşı olgunluğa erişmiş kişinin geri dönüp tekrar yaşamak istediği zaman. belki de bir insanın hayatında yaşayabileceği en masum, en dolu dolu geçirdiği dönem.
2
3-14 yaş arası bir döneme tekabül eden kavram.
öncesinde bebeklik ve sonrasında ergenlik* bulunmaktadır. *
3
insanın bebeklikten sonraki en masum ve savunmasız dönemidir.
4
sürekli oyun oynamak istemektir.
oyun için yemek ve tuvalet ihtiyacı feda edilir.
5
misafirliğe gittiğinizde size ikram edilen şeyi almak üzereyken annenin çaktırmadan "alma" demesidir. çocuk sevdiği her şeye evet der çünkü.
çikolata ister misin hitler?
--isterim.
aç mısın tost yapayım mı sana? (anne: isteme ayıp olur) yeterince taşaklıysanız aşağıdaki yanıtı verirsiniz
--oluur.
kola mı içersin meyve suyu mu?
--kola.
başka bişey ister misin? (anne: oğlum rezil ettin beni isteme daha fazla bişey. ayıp. kalkıcaz zaten)
--çikolata var mı biraz daa?
tostunu bitir sonra dondurma getiririm sana.
(anne devreye girer)--yemesin artık boğazları şiş hasta olur. çocuğa dönerek (evde görüşcez senle de)
bu tarz bir olay herkesin başına gelmiştir herhalde. ikramı kabul etmek görgüsüzlük mü sayılıyor acaba. ya da biz evde besliyoruz çocuğu burada açlığı tuttu hayvanın mı demek isteniyor bilmiyorum.
çocuk bu duruma şöyle bakıyor onu biliyorum ama.
--kendi veriyo yaa niye almayım? o diyo al diye.
6
gecenin bir vakti akla gelen.
bi keresinde annem bana uzun süren pazarlıklar sonucu, tam 5 milyon liraya pikaçulu bir ayakkabı almıştı. çok sevmiştim onu, dışarda giymeye kıyamıyodum. öyle ki, evde giymeye başlamıştım. en sonunda annem bana terlik fırlatmıştı, al demişti evde bu giyilir.
sonra o yepyeni, gıcır gıcır ayakkabılarımı giyerek evden çıktım ertesi gün. attığım her adımda ayakkabının kenarı toz oldu mu lan acaba deyip kontrol ediyordum.
sonra birden hava karardı, sağanak başladı, ortalık çamur oldu. küfür de bilmem ben o zamanlar, salak hava mal hava diyerekten geldim eve, ayağımda pikaçusundan eser kalmamış, çamur banyosu yapmış ayakkaplarımla.
hüzündü bu.
7
zamanın çabuk geçmesini istenen, büyüdükten sonra da bi hayli özlenen evre.
8
babamın bisikletini sürerdim çocukken. tabi babam işteyken. bir gün bisikletin selesine oturarak yokuş aşağı sürmeye başladım. hesap etmediğim şey ellerimin frene yetişmeyeceğiydi. yokuştan indikçe hızlanıyor ve ana caddeye yaklaşıyordum. yokuşun sonuna geldiğimde ya ana caddeye çıkacaktım ya da gidonu kırıp duvara girecektim. gidonu kırdım ben, 3 dişimle birlikte. ayağımdan öyle bir et koptu ki bacağıma baktığımda bayıldım. hastanede açtım gözümü. neyse.
şimdi olsa ana caddeye salardım herhalde kendimi. başımıza ne geleceğini nasıl bir hayat süreceğimizi bilmeden yaşadığımız tuzaklı bir dönem çocukluk. ne zaman denk gelsem henüz masum bir kurbanmış gibi severim her çocuğu elimde değil.
hayat ne olursa olsun yaşanır değil. ne olursa olsun, yaşıyoruz orası ayrı.
10
2014 yapımı film.
(bkz: boyhood)
11
gökyüzü gibi bir şeydir.
hiçbir yere gitmez.
12
dönemine ait, sevilen ve eski bir şarkı duyulduğunda nasıl bir duygu olduğu hatırlanır. kimisi sevinir, kimisi üzülür buna.
13
son üç yüz yılda ortaya çıkmıştır.
ortaçağ avrupasında yoktur.
günümüzde batıda yavaş yavaş yok olmaktadır.
diğer ülke ve kültürlerde çocuk işçilerin varlığından haberdarsınız.
14
Şöyle gecelerde kendi çocukluğuma inince aklıma, babaannemle uyurken bana öğrettiği yatak duası geliyor.
Duayı bana öğrettikten sonra "sakın hiç hareket etme hareket edersen duan kabul olmaz" demişti. O zamandan sonra gözümü kırpsam duayı yeniden okurdum. Meğersem çok hareket ediyorum diye yapmış.
Sonuç: kütük gibi yatıyorum artık.
15
"...
gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk.
hiçbir yere gitmiyor.
..."
edip cansever - manastırlı hilmi bey'e ikinci mektup
16
cocuk olma durumu. hayatIn genelde ozlenen bir periyodudur. ama cocukken de cabucak buyumek istersin.
17
11. Bölümde veda yapacağı konuşulan dizi.
twitter.com/...
18
herkesin bir anısı olduğu, şimdi olsa yapmazdım dediğimiz, ne olduğunu anlamadan geçen zaman dilimidir.
↑