1
1987 yapımı kemal sunal filmi.
2
eli ayağı düzgün, yüz yapısı olarak diğer erkeklere göre daha iyi durumda olan erkekler için kullanılan iltifat grubundan bi kelime.
3
yeşilçam'da tarık akan'ın lakabıdır. sadece hababam sınıfı serisinde değil pek çok filmde böyledir.
4
6-10 yaş arası veletlere hitaben kullanılan sıfat.
5
tıpçı bi hocamızın bir parazite taktığı lakap. derste ilk bi duyunca insan şaşırıyor haliyle ne diyo lan bu manyak ne içip de gelmiş derse dedirtiyo. ama sınav zamanı akılda kalmasını da başartıyo doğrusu hergele, helal olsun. he bu arada unutmadan efendime söyleyeyim, bu parazitimizin asıl adı "giardia intestinalis" tir.
6
-alıntı yazıdır-
kafa dergisi nisan sayısında yayınlanan can dündar imzalı yazı.. bu güzel yazıyı alıntılamak boynumun borcudur:
***
Film sahnesi gibiydi:
Kasım'da Almanya'da Literatürk Festivali'ne söyleşiye gitmiştim. Essen Merkez Kütüphanesi'ndeki söyleşiden sonra kitap imzalamaya geçmiştik. Orta yaşlı bir kadın kalabalığı yarıp yanıma yanaştı:
''Beni hatırlamazsınız'' dedi,
''bir yazınızda benden söz etmiştiniz. Adım Fatma yaman...''
Hatırlayamadım.
Önüme bir yazımın fotokopisini uzattı.
Hayretle yerimden fırladım.
Oydu.
***
1995 yılı...
Ağustos'un 6'sı...
saat 15.00.
Ankara'nın en işlek sokaklarından Konur sokak'taydım.
Birden çığlıklarla irkildim. ''İmdat! Yetişin. Bizi öldürecekler!'' diyordu çığlık.... Sese doğru koştuk.
7-8 adam, 3 genç kızı yerde sürüklüyordu. Kızlar bir yandan direniyor, bir yandan bağırıyordu:
''Kurtarın! bunlar polis.. bizi götürüyorlar.''
Çığlıklar ve çevreden yardıma koşanlar, kızların üzerine abanmış olan polisleri telaşlandırdı. Onlar telsizle ekip otosu isterken kızlardan biri yattığı yerden bana doğru bağırdı:
''Benim adım fatma yaman... N'olur insan hakları derneği'ne haber verin. beni de işkencede kaybedecekler.''
protestolar yükselirken ekip otosu geldi. Yuhalar arasında kızlar araçlara bindirildi.
O dönem, yeni yüzyıl'daydım. Büroya gidip ''burası arjantin mi'' başlıklı bir yazı yazdım; tanık olduğum sahneyi anlattım. Kızların adlarını verdim.
Ne yazık ki sonraki günlerde işin peşine düşmedim.
O kızlara ne olduğunu yıllarca bilemedim.
***
20 yıl geçmişti aradan..
Konur sokak'taki devrimci kız, bir siyasi mülteciydi şimdi...
O günün sonrasında ondan öğrendim:
Konur sokak'ta başlayan dayak, polis arabasında sürmüş. Onu ankara emniyeti'nin garaj bölümündeki ''dal'' denilen işkencehaneye götürmüşler.
5 polis üstünü soyarken slogan atmaya devam etmiş. Ağzını kapatan polisin elini ısırmış.. Sonrasını şöyle anlattı:
''Gözbağı bağlayıp beni masaya çıkardılar. Bileklerimden duvara kelepçeleyip masayı çektiler. Duvara asılmış bir elbise gibiydim. Elektrik kablosu göğsümde, bileklerimde dolaştı. gücüm yettiğinde bağırarak direndim. hayrettir; hayatımda hiçbir zaman kendimi o anki kadar güçlü hissetmedim.''
Bu işkence, 13 gün sürmüş. Enkaz halinde savcılığa gönderilmiş. Savcı Nuh mete yüksel, işkence feryadına hiç kulak asmadan tutuklama kararı verip onu ulucanlar'a sevk etmiş. ilk duruşmada tahliye kararı çıktığını hasta yatağında öğrenmiş.
ancak polisler hastaneye gelip yeniden gözaltına alacağını söylemişler. 1 sene kaçak yaşamış. ailesine baskılar artıp işkencede alınan ifadelerle 24 yıl yiyince yurt dışına çıkmaya karar vermiş ve 1997'de almanya'ya gelmiş.
benim yazıyı gösterip siyasi mülteci başvurusu yapmış. kabul edilmiş. bir daha da ülkesine dönememiş.
***
Türkiye'yi yakından izliyormuş.
''en şaşırdığım şey ne oldu biliyor musunuz'' dedi:
''işkencede, askıdayken eldivenli bir işkencecim vardı. Aralarında konuşurken ona'yakışıklı' diyorlardı.sizin gibilere elimi bile sürmemek için eldiven takıyorum demişti.. bir ara gözbağım açıldığında onu görmüştüm. yüzü, sesi yıllarca hiç hafızamdan silinmedi. 10 yıl önce tv seyrederken birden o yüz çıktı karşıma... 'yakışıklı', başbakanın koruması olmuş, onun önünde yürüyordu. bir kez daha konur sokak'taki gibi bağırdım televizyonuma doğru:
''insanlık onuru işkenceyi yenecek''
7
kemal sunal'ın güzel bir filmidir.
8
sanal ilişkinin ilk örneğini teşkil eden* kemal sunal filmi. güzeldir.
9
bulgarcası piçtir, en azından bulgar arkadaşlarım öyle derlerdi ehehe...
↑