1
kendi diktatörünü seçme özgürlüğü. insanların seçim hakkının olması birbirlerine düşman olmasından başka bir şeye yaramıyor yazık.
2
sonradan görme toplumlarda -yazar burada çekirdekten yetişme demokratik toplumları tenzih etme çabasında- adına kimi zaman türkülerin kimi zamanda insanların yakıldığı yönetim biçimi.
ileri demokrasi ile yönetilen bir ülkede yaşayan birey olarak!!! -yazar burada ironime sokayım deme çabasında-, demokrasi sözcüğünün anlamının bu kadar boşaltıldığı başka bir zaman dilimi görülmüş müdür, hiç sanmam.
ortaçağ islam coğrafyasında düşünürler el-maverdi ile ibn-i sina - yazar burada mevcut iktidara yakın olabilecek kişileri hedef seçerek şaşırtma politikası gütme çabasında- yönetenlerin meşruiyetlerini doğrudan veya dolaylı olarak halkın rızasından aldığını, bu rızanın sonradan onaylama şeklinde gerçekleşebileceğini; aksi halde halkın, meşruiyetlerini yitiren iktidar sahiplerini sorgulama, onlara karşı direnme gerekirse onları alaşağı etme ve hatta öldürme haklarının bulunduğundan dem vurmaktadırlar.
tabii ki bahsedilen ortaçağ islam coğrafyasında geçerli olan idealdir. yoksa medeni toplumlarda maverdi ve sina'nın 4. hamle olarak öngördüğü öldürme hakkı bugün için geçerliğini yitirmektedir- yazar burada aman ha maverdinin gazına gelip ölüm mölüm olaylarına girmeyin deme çabasında-.
hukuka bağlı olarak halkın demokratik haklarını kullanmasını bekleyenlerin hukukun çizdiği çerçeve içerisinde hareket etmekten imtina eden kişilerle aynı olması da ayrı bir inceleme konusunu oluşturmaktadır.
maaleseftir ki, hala olayı bir iki ağacın kesilmesi, bir iki tencere tava gürültüsü, bir iki çapulcu işi olarak nitelendiren iktidar sahiplerinin, şahsi menfaatlerini hangi müstevlilerinin siyasi emelleri ile birleştirdikleri tüm halkça merak konusudur.
sorunun çözümüne yönelik olmak kaydı ile adım atmaya çalışan astlarının -yazar burada istanbul belediye başkanını kastetme çabasında- beyanlarının üzerinden iki gün geçmeden -yazar burada tükürük daha kurumadı deme çabasında- olayları tırmandıran ve halkı nefret söylemlerine gark eden sorumsuz sorumluların niyetlerinin ''idare etmek'' olmadığı açıkça anlaşılmaktadır.
yangın yerine dönmüş yurdumun, yüreği devrim ateşi ile yanan bireylerinin; alev topuna dönen çığlıklarını dikkate almak yerine kuzey afrikalı batı sömürge devletleri ile kol kola girmenin mantık ile izahı olmadığında duraksama bulunmamaktadır -yazar burada belki de adam toplamaya gitti deme çabasında-.
her ne olursa olsun, halkın taleplerine dayanmayan, fıtratına uymayan düzenlemelerin, yasaklamaların, ayıplamaların ve ayrıştırmaların tepki doğuracağı aşikar iken mevcut gelinen nokta malumun ilamından başka bir şey değildir.
4
ilk çağ demokrasileri ile günümüz demokrasileri kıyaslanarak degerlendirildiginde revize edilmesi gereken sistem.
5
insanın saygınlığına değer veren; kişilerin karşılıklı anlayış içinde birbirlerine özgürlük tanımalarını ve bütün için sorumluluk duymalarını birlikte yaşamanın temeli olarak alan yaşama biçimi.
* (bkz: halkerki).
6
ülkemizde boku çıkandır.
gelişmemiş diyarlarda uygulanmaması gerekendir. misal bizim ülkede uzunca bir süre kritarşi (hakimlerin yönettiği yönetim biçimi) uygulansa, kanımca pek "gozel" olur.
8
göndermeli ve hareketli bir murder king eseridir. parçanın sözleri yüzünden bandrol sorunları yaşadığı söylenmektedir.
www.youtube.com/...
9
en yaygın yönetim biçimlerinden birisi olsa da bana göre ideal yönetim biçiminden çok uzaktır.
idealden uzak olmasının sebebi ise eşitlik kavramıdır. herkesin oyu eşittir. ama günlük hayatımızda ne kadar eşitlikten bahsedebiliyoruz da herkesin oyları eşit oluyor. (benim fikrim herkesinkinden daha değerlidir anlamında kullanmıyorum bu cümleyi.birazdan daha net açıklayacağım). oyların eşit sayılmaması için mantıklı bulduğum birkaç neden sayacağım şimdi.
öncelikle eğitim ile başlayayım. eğitim görmek, özellikle üniversite eğitimi görmek insanın ufkunu büyük ölçüde genişletir. bin çeşit insan vardır üniversitede. en büyük derdi arabasının markası olan da vardır, o gün ne yiyeceğini düşünen de. derslerini önemseyen vardır ya da sadece para harcayarak vakit kaybedenler de. bu kadar insan ile muhatap olduktan sonra kişi diğer insanlar ve toplumdaki önemi hakkında fikir edinir. beklentileri yükselir. ülkesinde yol yapılmış olması önemli değildir, diğer ülkelerde dilekçeyi iki hafta içinde cevaplamazsan ya da uygulamayı yerine getirmezsen devlet dilekçeyi yazan kişiye para ödüyor vatandaşının isteklerine saygı gösteriyor bizde neden böyle bir durum yok der. bakış açısı genel olarak daha gelişmiştir. dangozun teki değilse tartışırken haklı olmaya(bence en büyük problemimiz budur) değil doğru olanı bulmaya çalışır.
bir de eğitim görmemiş ve it kopuk olarak takılan, bıçak taşımayı marifet sanan, insanlara bulaşmayı ve kızlara laf atmayı seven bir adam olsun.(eğitim görmemiş insanların hepsinin böyle olmadığını biliyorum. ya da üniversite okumuş herkesin çok mantıklı insanlar olmadığını da biliyorum. uç noktalardan örnek vermek istedim) şahsi olarak karşınıza alıp sohbet etmeye tenezzül etmeyeceğiniz bir insan ile tamamen aynı kefeye konuyorsunuz. sadece eğitim ile alakalı değil zaten. okuduğu halde kafa yapısını değiştirmeyen ya da okumadan kendini geliştiren insanlar da mevcut. ama herkes eşit sayılıyor. bir kaç tane daha farklılık yazacaktım ama insanları aşağılama şeklinde anlaşılabilir o yüzden yazmıyorum.
tecrübe ve tarih bilgisinin de önemi var. siyaset bilimi okumuş ya da bir alanda profesör olmuş bir adamın oy değerinin benimkinden yüksek olması lazım. ben 21 yaşında mühendislik okuyan bir insanım. vasfım var mı o da yok. türkiye eskiden ne durumdaymış onu da bilmem. dedem ağır akp'li. ha ben günahım kadar sevmem. bir siyasi tartışmamızda bana "babanı eskiden sabah bilmem kaçta ekmek almaya yollardım. ülke o kadar fakirdi. rte sayesinde bu durumdayız" tarzında bir şeyler söyledi. çok büyük bir beklenti farkı var. ben diyorum ki işsizlere maaş veriliyor yurt dışında biz para ödemek zorundayız o bana diyor ki rahatça ekmek alabiliyorsun. bakış açısında benzerlik yok, beklentide benzerlik yok ama oylar eşit. ya da benim gibi siyaset konusunda hiç bir bilgisi olmayan bir insan ile belirli bir siyasi görüşü oturtmuş, bu konuda kitaplar okuyan, kendini geliştiren adamın oyu da eşit.
bir ateist ile inançlı birinin oyu da eşit. hayata bakış açıları tamamen farklı. ahlak değerleri farklı. demin dediğim gibi okumuş ile okumamışın oyu da eşit. çok şükür maddi açıdan imkanımız vardı ben dershaneye gidebildim iyi bir lise ve üniversite kazanabildim okuyabiliyorum şuan. bu imkanlara hiç sahip olamadığı için okuyamamış insanlarda var. adam okuyamamış ama suç onun değil. benden bin farklı derdi olmuş belki, belki genç yaşında çalışmak zorunda kalmış. belki kafa olarak, hayat tecrübesi olarak çok daha üstün biri. sırf eğitimden bahsederken bile bin tane kombinasyon var, okumuş veya okuyamamış insan için. gündelik hayatta ne kadar eşitiz de oy olarak eşit oluyoruz ki?
10
halkın kendisini yönettiğini sanmasına yarayan yönetim biçimidir. ufak sosyal yardımlardan medet umacak kadar aç bırakılmış, din, koyu milliyetçilik gibi kavramlarla manipüle edilmeye müsait kimselerin güvenli limanıdır. Türk siyasi partileri tarafından, çoğunluğun azınlığın amına koyması şeklinde algılanır.
11
çoğunluğun azınlığı ezmesidir.
12
halkın, halk tarafından, halk için idaresi.
13
Türkiye' de kesinlikle yer etmeyen kelime.
15
ilerisi makbul olan yönetim biçimi.
ileri bir demokrasiye sahipseniz, gazeteceleri içeri tıkabilir, askerleri darbe yapmakla suçlayabilir, insan yakan canileri serbest bırakabilirsiniz.
16
çok da umrumda olmayan şey.
19
Dikta rejimlerini insanlara hoş gösterme aparatı. Toplumun kendi diktatörünü seçme hakkı.
20
Demokrasi, tahammül demek. Tahammülsüz faşiste bile...
21
ilkokul mezunlarının, paradan ve torpilden başka hiçbir vasfı olmayanların, alanlarında her türlü donanıma sahip insanlara emir verip onları tek ayak üstünde dikebilmesini sağlayan yönetim biçimi.
22
fazla oy alanın işin ehli olanı gölgelediği yönetim şekli.
23
(bkz: ilüzyon)
halkın çaktırılmadan uyuşturulması olayı.
24
teolojik evrede ki ülkem de demokrasi enayiliktir kepazeliktir. dünya pozitivist evrede yani bilimle açıklanabiliyor her şey buradan geleceğim nokta bakaracı kukaracıların çok güzel güttüğü anadolu insanı dine kitaba oy veriyor. bu çok yanlış kime neden oy verdiğini bilmeyen milyonlar bütün ülkenin nasıl yaşaması gerektiği hakkında söz sahibi olmuş oluyor bu da yaşam kalitesini düşürüyor. yolsuzlukları rüşvetleri sorgulayan yanlıştır diyebilecek irade ülkemde maalesef bulunmuyor bunu gündeme getiren insanlar hain oluyor.
25
evrile evrile günümüzdeki şekline gelmiştir.
yani antik yunanda, herkes eşit oy kullanmıyordu...kaldı ki herkes oy kullanamıyordu, cüz'i bir kısım vardı. bu özetin özetinin özetidir...
edit: #1213644 şu giriye bakabilirsiniz.
↑