kayıt

avm

  1. 1
    son yıllarda hayatımıza girmiş kelimedir. alış veriş merkezinin kısaltmasıdır.
  2. 2
    son günlerde hiç duymadığımız kadar sık duyduğumuz kısaltma.
  3. 3
    (bkz: mall)
  4. 4
    dünyada ilk avm tarzı alış veriş yeri istanbulda kapalı çarşıdır. artık istanbulu fethetmeye gelen ingilizler fransızlar bunu görünce ışıkları yanmış olsa gerek ki avm adında büyük yerler inşaa etmeye başladı. türkiyede avmlerin %90 yabancıların elindedir ve dükkan kiraları dolar üzerinden ödenir.

    avm karşı bir insanım, küçük işletmeyi bitiren çarşı pazar yok eden bir zihniyet. avrupada böyle mi acaba merak ediyorum. peşgeç çeken belediye başkanları yüzünden her yer avm oldu.
    bu yüzden eskişehir belediye başkanı büyükerşanı seviyorum. eskişehir en değerli arazisi * avm yapsa dünyanın parasını cebe indirir ama adam oraya park yapıyor.
  5. 5
    tüketimi arttırmaya yönelik kapalı binalara verilen ortak ad.

    insanları kapalı cezaevine hapsederek, burada para harcayacaksınız algısı yaratılıyor. insanlar da ayıla bayıla buralara gidiyor, sırf para harcamak için.

    aman şimdi kim gezecek çarşı, herşey var zaten şurada. sinema da izleriz, marketimizi de yaparız. garaj yeri de var. şeklindeki yaklaşımlar sayesinde ayakta kalıyorlar, ve kalmaya da devam edecekler kapitalizm yıkılana kadar.
  6. 6
    kapitalizmin büyük dişlilerinden biri, halk düşmanı, büyük markaların evi.
  7. 7
    Ekonomik yanı bir yana fizyololojik olarak ta insanı perişan eden modern çağın ticaret hanesi
  8. 8
    kadınların eğlence parkı.
  9. 9
    mimarisinin amacı müşteriye daha çok ürün göstermek ve müşteriyi daha uzun süre yapıda tutmak olduğundan merdivenleri kolay bulunamayacak şekilde tasarlanan yapı. *
  10. 10
    alışveriş merkezleri.

    bugün birine alışveriş yapmaya gittim. benim avmlerde alışveriş yapma alışkanlığım yoktur genellikle az bilinen kaliteli yerleri tercih ederim. ancan başka bir şehirde olmamdan mütevellit gitmek zorunda kaldım.

    iki üç saat gezinme sonrası hiçbir şey bulamadan zamanımı boşa harcayarak çıkmak zorunda kaldım.

    ancak bundan sonra her zaman gitmeyi planlıyorum. zira daha önceleri gittiğimde gözlem yapma fırsatı pek bulamamıştım. bugün fazlasıyla buldum.

    inanın arayana müthiş ayrıntılar sunuyor.

    mcdonald's veya burger king'de çatal bıçak kullanmadan elle yemek yedikten sonra, starbucks'ta dünyanın en elitleri arasında hissetmek nasıl bir duygudurlan? biri bana bunu açıklayabilir mi?

    olum resmen birbiri ardınca birbirleriyle çelişen muazzam çelişki silsilesi yaşatıyorlar oralarda. bir kere kıyafet almaya çalışırken kendini koyun gibi hissediyorsun. eşdeğer kalitede ve tarzda ürünlerin arasındaki uçurum fiyat farklarını görünce bir duraksıyorsun. dahası çeşitlilik sıfır mk. hele hele komünist paltolarını görünce ironinin dibine vurduklarını gördüm. düşünsene almışsın deniz gezmiş paltosunu, girmişsin starbucks'a ve marx'ın ne kadar haklı olduğunu tartışıyorsun...

    vay anasını sayın seyirciler ne seyirlik vaka ama.
  11. 11
    sevmediğim yerler. kalabalık sevmiyorum ben en büyük sebebi bu galiba. bir de her şeyin bir arada olması da yoruyor. yaşlı ruhum bu kadar karışıklığı kabullenemiyor.
  12. 12
    zanaatkarlık ve sanatkarlık'tan uzakta olduğu için içerisinde vakit geçirmeyi sevmediğim yerler.

    olm zanaat kıymetlidir lan.